‘İsrafa gelince fren olmaya devam edeceğiz’

“Hükûmetteyken taktıkları isimlerden bir tanesi ‘Fren Ali’ idi. Niye? Savurganlık, yanlış harcama varsa israfla ilgili tedbirler alıyorduk. İsrafa engel olduğumuz için bu lakabı ifade ediyorlardı. İsrafa gelince fren olmaya devam edeceğiz. Ama memleketimiz için gerekli olan her konuda ayağımız gaz pedalında olacak.”

‘Ülkenin yaşadığı kriz ev yapımı’

“Şu anda ülkenin yaşadığı kriz, Türkiye’deki kötü yönetimin ürettiği, ev yapımı, el yapımı bir kriz. Millî ve yerli bir kriz. Hükûmet dilinden düşürmüyor ya… İki değerli kavramı da istismar ede ede yıprattılar. Nasıl din istismarıyla pek çok kutsal kavramı yıprattılarsa, millî ve yerli kavramlarını da yıprattılar. Bu kriz kendi tabirleriyle millî ve yerli bir kriz.”

‘Koskoca ülke tükenmişlik hissini yaşıyor’

“Pek çok genç arkadaşım, ilçelerden büyük şehirlere göç etmek istiyor. Gittiğim her yerde gençlerle sohbet ediyorum. Sosyal medyada yazdıklarını da arkadaşlarım raporluyor.  İçimiz parçalanıyor. Bu ülkenin evlatları, kendi ülkesinden umudunu kesti. İlçelerden illere, illerden de başka ülkelere göç etmeye çalışan bir genç nüfusumuz var. Ülkemiz bu kötü yönetim sarmalıyla, gençlerine, çocuklarına iyi bir hayat sunamıyorsa onlar ne yapsın? Aileler de mutsuz. Bu tabloyu görünce içimiz parçalanıyor. Koskoca ülke tükenmişlik hissini yaşıyor. Koskoca ülke depresyonda. Bu ülkenin birbirinden renkli, güzel insanları bu mutsuzluğu hak etmiyor.”

‘Kimse bir gün sonrasından emin değil’

“Bilgisayar fiyatlarını, telefon, tablet fiyatlarını görüyorsunuz. El alemin ülkesinde gençlerin harçlık biriktirerek aldığı ürünler ülkemizde ateş pahası. Geçen gün bir genç arkadaşım dedi ki ‘Eskiden gelecek kaygısı derlerdi, şimdi bir hafta sonrasından, hatta yarınımdan emin olamıyorum’. Ülkede kimse bir gün sonrasından emin değil. Resmî gazete internet sitesinin başında milyonların beklediği başka ülke var mı? Hep bu yüzden işte, ‘yarın ne olacak’ endişesi.”

‘Bugünün 1 lirası ertesi güne kalmadan 90 kuruşa dönüşüyor’

“Geçen bir genç arkadaşım ‘Üç aydır basit bir elektronik cihaz için para biriktiriyorum. Her ay fiyat yükseliyor. Biraz daha biriktiriyorum. Yine yükseliyor. Bu enflasyon falan değil.’ diyor. Altı delik bir kovayı doldurmaya çalışmak gibi. Para birikmiyor. Bugünün 1 lirası ertesi güne kalmadan 90 kuruşa dönüşüyor. Bir hafta sonrasını öngöremeyen, bilemeyen gençlerden söz ediyoruz.”

‘Batı’da, Asya’da gençlere sunulan imkanlar daha fazla’

“Amerika’daki, Avrupa’daki, Asya’daki gençlerle, bizim ülkemizdeki gençler arasındaki fark ne biliyor musunuz? Bizim gençlerimiz, kötü yönetimin, kötü uygulamaların sonuçlarını yaşıyorlar. Elin Batılısı, Asyalısı, bizim gençlerimizden daha zeki, daha kabiliyetli değil. Oralarda gençlere sunulan imkanlar daha fazla, imkanlar. Aradaki fark, nitelikli eğitime erişimdir. Aradaki fark teknolojiye erişimdir.  Aradaki fark, özgürce düşünme ve düşündüğünü ifade edebilmektir. Bu ülkedeki gençlere katma değer üretme fırsatını vermeyen zihniyettir.”

‘Tasa dolu gözler umut dolana kadar beraberiz’

“Dert, tasa dolu gözler umut dolana kadar, boş kaynayan kazanlar aş dolana kadar, makamlar liyakatli kadrolara kavuşana kadar, vatandaşın yüzüne kapanan kapılar açılana kadar buradayız, hep beraberiz.  Gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak istediği bir Türkiye’yi inşa edene dek yan yanayız, hep beraberiz. Çünkü biz Türkiye’nin haysiyetli insanları için buradayız.”

‘Halkımız gerçekleri duymak istiyor’

“Bazıları siyaset yaparken, toplumdaki mevcut fay hatlarını tepe tepe kullanıyor, kutuplaştırıyor, ötekileştiriyor. Bazıları ise, gerçekleştirilemeyecek vaatler verip, günü kurtaran bir siyaseti izliyor. Ancak, bu kadar derdi taşıyan, bu kadar acıyı yaşayan bir toplum böyle bir siyaseti hak etmiyor. Eşitlik ve adalet talebini yüksek sesle haykıran vatandaşlarımız, bu eski siyaset anlayışını topyekûn reddediyor. Yanlış politikalar nedeniyle her gün yoksullaşan halkımızın artık boş vaatlere prim vermesi gibi bir durum yok. Halkımız gerçekleri duymak istiyor. Ortak aklı temel alan, dürüst bir siyaset talep ediyor. DEVA Partisi, tam da bu talebin karşılığıdır.”