Fed'in faiz artırımları büyümeyi baskılıyor çünkü sıkı para politikası uygulaması anlamına gelen faiz artırımı düşük maliyetli para bulup yatırım yapacak olan yatırımcının yüksek maliyetlerden dolayı yatırımdan vazgeçmesine sebep oluyor. Bu etki de yatırımların önünde engel oluşturarak büyüme açısından olumsuz görülüyor. Uzun lafın kısası ABD tarafındaki teknik resesyonun ülke piyasalarında yeterince fiyatlandığını düşünmüyoruz. O yüzden önümüzdeki hafta gelecek büyüme verisi ardından yapılacak açıklamalar, hem piyasaların yön bulması açısından, hem de Fed'in faiz artırımları yüzünden artan enflasyonist risklerin yönünü belirleyeceğini düşünmekteyiz. Dolar endeksinin değer kazanması ile kısa ve uzun vadeli risklerin artmasından dolayı da ABD'de getiri eğrilerinin ters çalıştığını hatırlatalım.

Avrupa İçin Kritik Veri Olan Enflasyon 30 Eylül'de Açıklanacak

Gaz krizi Avrupa'da artarak devam ederken, enerji maliyetlerindeki artış Euro Bölgesi'nin enflasyonunu da yukarı çekiyor. Rusya'nın gaz tedarikini kısması ve AB'nin Rusya'ya bağımlılığı azaltmaya yönelik çalışmalarından yetersiz kalması Avrupa'nın çetin bir kış geçireceğini gösteriyor. Euro Bölgesi'nde ekonomik aktiviteler rekor enflasyonun talebi azaltması ve bazı şirketleri üretimde zorlanmasıyla üçüncü ayda da daralırken, bu durum resesyonun yüksek sesle konuşulmasına neden oluyor. Enerji krizi ile birlikte Euro Bölgesi'nde TÜFE'nin Eylül’de %9,1'den %9,4'lara çıkması bekleniyor. Avrupa’daki enerji krizi Türkiye açısından kısmi de olsa fırsat yarattı desek yanlış olmayacaktır. Gazprom’un Avrupa’ya gaz tedarikini kısması ile kışı sert geçirmesi beklenen Avrupa ülkeleri, Türkiye’deki otellerde kış rezervasyonları yapmaya başladı. Kasım ayı için rezervasyonların %50 arttığı medyada yer alırken, Türkiye’ye gelecek yabancı ziyaretçi sayısının da yukarı yönlü revize edildiği belirtiliyor. Türkiye’ye 2019 yılında 45,1 milyon, 2020 yılında 12,7 milyon, 2021’de 24,7 milyon yabancı ziyaretçi giriş yapmış olup 2022’nin ilk yedi ayında bu sayı 23 milyonu buldu.