ÖZEL RÖPORTAJ: SİNAN SAYGI

Koronavirüs salgınıyla mücadele, ekonomiden politikaya, sanattan spora hayatın tüm alanlarında köklü değişimlere yol açtı. Pandemi sona erse de pek çok alanda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak gibi görünüyor. Alışveriş ve tüketim alışkanlıkları ve biçimleri de bunlardan biri. Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve CorpEQ (Yönetimde Duyguları Anlama ve Yönetme Enstitüsü) Kurucusu Dr. Arzu Girişken, pandemi sürecinde e-ticaret alanında yaşanan gelişmeleri ve geleceğe yönelik beklentileri Ekovitrin’e anlattı.

Tüm dünyayı derinden sarsan Yeni Tip Koronavirüs (COVID-19), e-ticaret’i nasıl etkiledi?

Pandemi dönemindeki sosyal izolasyon birçok sektörü olumsuz etkiledi. Sosyal mesafe kuralları ve sokağa çıkma yasakları fiziksel ticareti durma noktasına getirdi. İnsanlar ihtiyaçlarını fiziki olarak gidip marketlerden, mağazalardan alamaz oldu. Evlerde zaman geçirme mecburiyeti sadece tüketici davranışlarını değil; iş yapış şekillerini de etkiledi. Başta iş yerleri olmak üzere çalışma dünyasına ilişkin pek çok konuda köklü değişimler yaşandı.

“E-TİCARET ÇOK HIZLI BÜYÜDÜ”

Pandemi dolayısıyla yaşanan değişimden biraz bahseder misiniz?

Bir kere sadece birkaç gün içinde milyonlarca insan, daha önce hiç deneyimlemedikleri ev-ofis ile tanıştı. Fiziki temastan kaçınan insanın en hayati ihtiyaçlarından sosyalleşmeyi canlı tutan hızlı dijital dönüşüm, aslında yeni tip e-ticaret alışkanlığına da zemin hazırladı. Çünkü dijital ortamlar, hem çalışanlar için iş akışlarının sürdüğü, hem de tüketiciler için satın alma aktivitelerinin gerçekleştirilebildiği alanlara dönüştü. Bu da e-ticaretin çok daha hızlı büyümesini beraberinde geçirdi.

“E-TİCARET’İN PAYI YÜZDE 15 SEVİYESİNE ULAŞTI”

E-ticaretin büyümesinden bahsettiniz. Nasıl bir büyümeden söz ediyoruz?

2019 yılında küresel ticaret hacmi 25 trilyon dolara dayanmıştı. E-ticaret satışlarının bundaki payı 3,5 trilyon dolar seviyesindeydi. Bir başka ifadeyle toplam küresel ticaret hacmi içinde e-ticaret’in payı yüzde 15 seviyesine ulaştı. Bu oran 2011’de yüzde 3.6’dan ibaretti. Pandemi şartları altında geçen 2020 yılında bu oranların çok daha yüksek seviyelere ulaştığını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

“2025’TE YÜZDE 75’E ULAŞACAK”

E-ticaret imkanlarından yararlanan tüketicilerin oranı hakkında bilgi verir misiniz?

2020 yılında e-ticaret kullanım oranı yüzde 36.5 seviyesini gördü. Bu oran erkeklerde yüzde 40.2, kadınlarda yüzde 32.7 olarak hesaplanıyor. 2025 yılında Türkiye için öngörülen e-ticaret kullanım oranı hem kadınlar hem de erkekler için yüzde 75 seviyesinde. Bu da gösteriyor ki toplumun büyük bir kesiminin davranışlarında, alışkanlıklarında, satın alma kararlarında eskisine göre büyük değişiklikler, dönüşümler sözkonusu.

“GELİŞMİŞ LOJİSTİK HİZMETLERİNE İHTİYAÇ ARTACAK”

E-ticaret özellikle hangi sektörler için kaçınılmaz hale geldi?

Tüm dünyada dijitalleşmenin derinleşmesine paralel yüz yüze perakende satışlar son yıllarda ciddi biçimde kan kaybediyordu. Koronavirüs bu dönüşümü ciddi şekilde hızlandırdı. Bu nedenle perakendecilik, bankacılık ve lojistik, e-ticaret yatırımları yapmaları elzem olan sektörlerin başında geliyor. Çünkü zorunlu ürün ve hizmetlerin satın alınabilmesi için gelişmiş bir bankacılık ve ödeme sistemleri altyapısına, alınan ürünlerin adresine ulaştırılabilmesi için de gelişmiş lojistik hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyulacağı açık.

“HIZLI ADAPTASYON KABİLİYETİNİN ÖNEMİ ANLAŞILDI”

Pandeminin getirdiği dönüşümden kimler kazançlı çıktı?

E-ticaretin geleceğin yükselen trendi olacağını pandemi öncesinde öngörebilen, herhangi bir mecburiyet olmadan da altyapılarını buna göre dönüştüren şirketler pandemi döneminde kazananlar arasında yer aldılar. Fiziksel ortamda sağladıkları hizmetleri, pandemi sürecinde sanal ortama hızlıca taşıyabildiler. E-ticaret altyapısı güçlü olmayan kurumlar içinde, hızlı aksiyon alabilenler de bu uyum sürecini daha düşük bir maliyetle tamamlayabildi. Bir anlamda “hızlı adaptasyon kabiliyetinin” sadece evrimsel süreçte değil iş hayatında da kilit öneme sahip olduğu görüldü.

Sizce salgın sürecinde popülerleşen hangi davranış ve alışkanlıklar pandemi sona erince ortadan kalkacak?

İnsan davranışları 200 bin yıldır şekilleniyor. Pandemi sürecinde insanların savunma mekanizmaları devreye girince bazı davranışlar öne çıkmaya başladı. Pandemi sona erince durum yine değişecek, pek çok konuda eski normale döneceğiz. Örneğin evde ekmek yapmak, cazibesini yitirecek. Eskisine göre daha fazla karbonhidrat tüketme alışkanlığını da bir kenara bıracağımızı söylemek mümkün. Belki de en önemlisi dijital ortamlarda eskisine oranla daha çok ve ihtiyacımızdan fazla alışveriş yapmaktan vazgeçeceğiz. Ancak Daniel Kahneman’ın “Regression to Mean” (Ortalamaya Meyletmek) diye ifade ettiği paradigmasında belirttiği gibi pandemi sonrasında kişiler halihazırda alışkın oldukları rutine dönme eğiliminde olmaları da beklenebilir.

Pandemi ile ortaya çıkan hangi e-ticaret alışkanlıkları kalıcı hale dönecek?

Tüketici fiziksel temas olmadan alışveriş yapmaya çalıştığı için ürünleri daha çok inceliyor. Ürünle ilgili yorumları okuyor, alternatifleriyle kıyaslamalar yapıyor. E-ticaretin konforuna alışan müşterilerin pandemi sonrasında da bu yöntemi kullanmaya devam etmesini bekleyebiliriz. Keza yapılan araştırmalar da bu öngörüyü destekliyor. Inveon’un SimilarWeb ile geçtiğimiz yıl yaptığı araştırmaya göre temizlik ve hijyen ürünlerinde e-ticaret sitelerindeki sepet tutarları yüzde 21’lik artış göstermiş. Toplam alışveriş adedi pandemi etkisi ile yüzde 144 oranında artarken bunun 46 puanlık bölümünün salgın sonrasında da kalıcı olacağı tahmin ediliyor. Dijital ortamda satış yapanlar nelere dikkat etmeli? İnsanı anlamak, psikolojik reaksiyonlarını dikkate almak eskisinden çok daha önemli. Zaten şirketler de bunu görüp paydaşların, tedarikçilerin, çalışanların, müşterilerin ve etkileşimde oldukları tüm bireylerin duygusal sistemleriyle daha da çok ilgilenmeye başladı. İnsan psikolojisine odaklanan TV dizilerine ilginin artması da tesadüf olmasa gerek.

“SİBER GÜVENLİK SİSTEMLERİNE YATIRIM YAPILMALI”

E-ticareti en iyi şekilde değerlendirmek için önerileriniz nelerdir?

E-ticaret ve e-ihracat konusuna hem kurumlar hem de devlet daha fazla odaklanmalı. Mevzuat eksiklikleri giderilmeli, tüketicileri gerçekten koruyacak siber güvenlik sistemleri oturtulmalı. Çünkü birçok tüketici hala internet ortamında alışveriş yaparken kredi kartı bilgisini paylaşmaktan çekiniyor. Yani şirketlerin sadece e-ticaret altyapısına değil, siber güvenlik sistemlerine de önemli yatırımlar yapmaları elzem.