Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Üniversitelerin istihdama katkısı yetiştirdiği öğrencilere daha fazla bilgi ve beceri ile daha fazla yetkinlik kazandırmak suretiyle iş gücü piyasalarında mezunlarına bir rekabet üstünlüğü veya gücü kazandırmaktır” dedi.

Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Giresun Üniversitesi’nin ev sahipliğinde ÜNİ-DOKAP İş Birliği Toplantısına katıldı. Toplantıya ÜNİ-DOKAP üyesi üniversitelerin rektörleri katıldı. Giresun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yılmaz Can’ın gerçekleştirdiği sunumun ardından bir konuşma yapan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Yükseköğretim Kurulu olarak yüksek öğretim alanının sadece Türkiye’de değil tüm dünyada genişlemeye devam edeceğini öngörüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ve yüksek öğretimden sorumlu bütün kurul ve kurumlar olarak bu gelişmeye karşı hepimizin şimdiden tedbirler alması gerekmektedir” dedi.

Üniversitelerin istihdama katkısı konusunda öğrencilere daha fazla bilgi ve beceri kazandırmak olduğunu belirten Özvar, “Yüksek Öğretim Kurulu’nun yeni vizyonuna göre üniversitelerin istihdama sağlayacağı katkı başkanlığımızın izleyeceği önemli performans kriterlerinden birisi olacaktır. Ulusal ve uluslararası iş gücü piyasasını takip eden ve kendi mezunlarının istihdamını izleyen bir üniversite yönetim anlayışının hakim kılınmasını önceleyeceğimizi buradan bir kez daha ifade etmek isterim. Burada istihdama katkı sağlamaktan kastımız üniversitelerin elbette mezunlarına iş bulması anlamına gelmemektedir. Üniversitelerin istihdama katkısı yetiştirdiği öğrencilere daha fazla bilgi ve beceri ile daha fazla yetkinlik kazandırmak suretiyle iş gücü piyasalarında mezunlarına bir rekabet üstünlüğü veya gücü kazandırmaktır” dedi.

Türkiye’deki yüksek öğrenim kurumlarının büyüme potansiyelinin ekonomik gelişmeye paralel ilerlediğini ifade eden Özvar, şunları söyledi:

“1923 ile 1973 yılları arasında yani 50 yıl içerisinde cumhuriyet olarak 12 üniversite kurmuşuz. 1973’ten 2021’deyiz neredeyse 50 yıl içerisinde matematiksel hata yapmam istemem 18-19 kat üniversite sayısını artırmışız ve 207’e çıkarmışız. Türkiye’nin demografik gelişimiyle iktisadi gelişmesine paralel Türkiye’deki yüksek öğrenim kurumlarının da gelişme kaydettiğini görüyor ve fark ediyoruz. Bu fevkalade önemli. Dolayısıyla yüksek öğretim kurumlarının büyüme potansiyelinin Türkiye’nin ekonomik kalkınma hızı ve demografik gelişimiyle mutlaka ele alınmalıdır diye düşünüyorum.”