Radikal Eğitim Kurumları Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri (ÖDS) Koordinatörü Murat Acet, anne ve babaların ödev uygulamalarına bakış açısını değiştirecek önerilerde bulundu.

Okulların açılmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçtiğini hatırlatan Radikal Eğitim Kurumları ÖDS Koordinatörü Murat Acet, öğrenci ve velilerin zaman zaman en büyük gündemi haline gelen ödev konusuna ilişkin ebeveynlere önerilerde bulundu. Acet, ödevlerde nicelik ve nitelik konusuna vurgu yaptı.

Ödev miktarına dikkat

“Öğretmenler, öğrenciler ve anne-babalar arasında sıkça fikir ayrılıklarına düşülen, bazen ciddi anlamda aile içi iletişim sorunları yaşatan ödev sorununun bu denli tartışmalı olmasının en önemli nedeni, tarafların konuya bakış açılarındaki farklılık ve yanlış anlamalardır” diyen Acet, nitelik ve nicelik açısından uygun bir ödevlendirmenin hem öğrenciyi geliştirme hem de anne-babayı öğrenme süreçlerine dahil etme gibi birçok konuda önemli rol üstlendiğini söyledi. Dikkat edilmesi gereken en kritik konunun, ödevin miktar ve niteliği olduğunu vurgulayan Acet, “Öğrencinin okul dışında kalan süresinde sosyalleşme, boş zaman ve diğer etkinlikler için ayrılacak süreler göz önünde bulundurularak yapılacak bir ödevlendirme, öğrencinin hem okula ve öğrenme süreçlerine aidiyetini olumlu etkileyecek hem de sorumluluk bilincini artırarak akademik başarısına önemli katkılar sunacaktır. Aksi bir durumda yoğun bir ödevlendirme süreci öğrencinin çabuk sıkılıp yorulmasına, hatta hiç istenmedik bir davranış olarak okula ve öğretmenlerine karşı olumsuz tavır ve duygular beslemesine yol açacaktır” diye konuştu.

Ödevlerde nitelik konusu

Ödev konusundaki bir diğer önemli değişkenin de nitelik sorunu olduğunu kaydeden Acet, şöyle konuştu: “Öğrencinin gelişim ve öğrenme hızına uygun ödevler öğrencinin hem dikkatini çekme hem de ‘Ben başardım’ duygusunu yaşaması açısından büyük önem taşımaktadır. Öğrencinin hem öğrenme performansı hem de hazır bulunuşluğunu zorlayan bir ödevlendirme ise büyük ihtimalle bireysel ihtiyaçlara cevap vermeyen, kâğıt üzerinde kalan ve sonuç alınmayan bir uygulama olacaktır. Böylesi olumsuz durumların önüne geçebilmek, ancak gerekçesi ve amacı doğru belirlenen, kaynakları iyi seçilmiş, öğrencinin sınıf ve bireysel ihtiyaçlarına uygun bir süre tanınmış, uygulama sonrası etkili geri bildirim verilen ve öğretmen-öğrenci, anne-baba arasında açık iletişim ve iş birliğine dayanan bir ödev uygulaması ile mümkün olacaktır. Çünkü ancak bu haliyle bir ödev uygulaması öğrenme süreçlerinde tamamlayıcı ve etkin bir role sahip olabilir.”

Anne-babalara tavsiyeler

Anne-babalara ödevler konusunda tavsiyelerde buluna Acet, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ödevler için zaman belirli bir zaman ayırın ve mekan planlaması yapın. İş hayatınız ve yaşamınızın gerekliliklerini göz önünde bulundurarak ödevler için uygun bir zaman dilimi oluşturun. Ödevler ve ders tekrar etkinlikleri için ayrılmış özel zaman, hem öğrenme süreci hem de çocuğunuza verdiğiniz değer mesajı açısından yüksek bir moral ve güven kaynağı olacaktır. Ayrıca çocuğunuz ödevleri için yapacağınız mekânsal düzenlemelerde oldukça önemlidir. Odanın düzeni, ışık-ses gibi durumlar, hem dikkat açısından hem de verimlilik açısından olumlu-olumsuz etkilere neden olabilir. Sevdiği ve zevk aldığı bir masa, bir lamba bir kitaplık, onun için oluşturulmuş bir alan, emin olun bazen birçok nasihat ve özlü sözden daha kalıcı ve etkili izlenimler bırakacaktır. Bunun karşısında yüksek sesli bir ortamda ya da televizyon karşısında yapılan ödevlerin ve çalışmaların neredeyse hiçbir faydası olmadığı gibi aile içi iletişim açısından da kazanımı yok desek yanlış olmayacaktır.”

"Yol arkadaşlığı yapın”

“Ödevler için motivasyon kaynağı olun” diyerek tavsiyelerine devam eden Acet, “Ödevler, öğrenilen bazı bilgilerin tekrarına dayandığı gibi bazı durumlarda yeni öğrenme ve araştırma fırsatları da doğurur. Bu noktada ödevlerin sadece takipçisi ya da yapıcısı olmak yerine çocuğunuzun bu konudaki yeterlilikler kazanmasını sağlamaya gayret edin. Sözlük, ansiklopedi, internet gibi yardımcı ve destek kaynaklarının doğru kullanımına yönelik her adımınız, onu sadece ödev yapan değil öğrenen ve araştıran bir kimliğe kavuşturacaktır. Bu konuda ısrarcı olmaktan çekinmeyin. Her soruya cevap vermeye ya da cevapları bulmaya çalışarak kısa vadede zaman kazanmak yerine onu doğru sorularla cesaretlendirip araştırmaya ve öğrenmeye yönlendirin ve bu süreçte ona yol arkadaşlığı yapın” sözlerine yer verdi.

"Okul hakkında iletişim halinde olun"

“Ödevleri okul ve aile arasındaki bağı güçlendirmek için kullanın” diyen Acet, ödevlerin sadece kitaplar-sorular ve testlerden ibaret olmadığını belirterek şunları söyledi: “Bu nedenle ödevler aracılığıyla çocuğunuzla okul-öğrenme-yaşam üzerine muhakkak konuşun ve okul hakkında iletişim halinde olun. Bu iletişim çocuklarımızın en çok ihtiyacı olduğu koşulsuz sevgi ortamının sağlanmasında büyük değer katacaktır. Bu deneyim ve gözlemleriniz zamanla çocuğunuzun beğenilerini, beklentilerini ve yeterliliklerini anlamanıza da olanak sağlayacaktır." Acet, ödevin ya da herhangi bir eğitim sürecinin ödül-ceza mekanizması içinde değerlendirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.