DÜZCE(İHA) – Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Eşbah, Dünyada her 11 dakikada 1 kadın, meme kanseri nedeni ile hayatını kaybettiğini, tüm dünyada her 3 dakikada 1 kadına, yeni meme kanseri tanısı konulduğunu söyledi.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Onur Eşbah, Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Meme kanserinin dünya genelinde kadınlarda en sık görülen kanser tipi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Eşbah, “Günümüzde ABD’ de, sekiz kadından birisi meme kanserine yakalanmaktadır. Bu oran Avrupa ülkelerinde on kadında birdir. Dünyada her 11 dakikada 1 kadın, meme kanseri nedeni ile hayatını kaybetmekte ve tüm dünyada her 3 dakikada 1 kadına, yeni meme kanseri tanısı konulmaktadır” dedi.

Bazı özellikleri taşıyan kadınlarda, meme kanserinin daha sık görüldüğüne işaret eden Eşbah, risk faktörü taşımanın kişinin mutlak meme kanseri olacağı anlamına gelmediğini; ancak bu faktörleri taşımayanlara göre, meme kanserine yakalanmanın daha fazla olduğunu vurguladı.

Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Eşbah, risk faktörlerini ileri yaş, ailede meme kanseri öyküsü, erken yaşta adet görme, geç menapoz, hiç doğum yapmamış olmak, 30 yaşından sonra doğum yapmış olmak, uzun süre hormon tedavisi görmek, alkol, sigara, şişmanlık olarak sıraladı. Meme kanseri belirtileri hakkında bilgiler paylaşan Prof. Dr. Eşbah; “Meme veya koltuk altı bölgesinde ele gelen şişlik, memede büyüme, şekil bozukluğu, asimetri, meme başında şekil bozukluğu, çökme ve renk değişimi, meme başından akıntı gelmesi, meme başında egzama benzeri deri döküntüleri ve soyulmalar, meme ucunda kızarıklık ve yara oluşumu, meme cildinde ödem, kızarıklık, portakal kabuğu görünümü olarak sayabiliriz.” diye konuştu.

Düzenli meme kontrolü şart

Meme kanserine yakalanma riskini azaltmak için yapılması gerekenleri de sıralayan Prof. Dr. Eşbah, “Beslenme ve ideal kiloya dikkat edip spor yapmak, otuz yaşından önce anne olmak, alkol ve sigaradan uzak durmak, hormon tedavisi alanların meme kontrollerini aksatmaması değiştirilebilir risk faktörlerini azaltır. Elbette yaş, erken adet görme geç menopoza girme gibi değiştiremediğimiz ya da müdahale edemediğimiz risk faktörleri için meme kontrollerimizi düzenli yaptırmaktan başka seçeneğimiz yok ne yazık ki” ifadelerini kullandı.

Meme kanserinin tedavisinde farklı yöntemler kullanıldığını belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Eşbah, “Hastalığın seyrine göre tedavi yöntemleri değişse de bunları cerrahi, ilaç tedavisi (kemoterapi), hormonoterapi (hormonal ilaçlarla tedavi), radyoterapi ve biyolojik tedaviler şeklinde sıralamak mümkün. Hangi tedavinin öncelik kazanacağı ise hastalığın klinik evresiyle ilgili bir durum. Meme kanseri tedavisinde hastalığın evresine göre farklı tedaviler uygulanmaktadır. Hastalığın evresine göre tedavi yöntemleri değişse de, meme kanseri tedavisi multidisipliner olarak yürütülmelidir. Yani cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi, biyolojik ajanlar, hormonoterapiler ile tedavileri ile bir bütün olarak ilerleme sağlanmaktadır.” dedi.

“Ne Kadar Erken Tanı Alırsa, Tedavi Edilme Şansı Da O Oranda Yükselir”

Erken tanı konulmuş bir meme kanserinin tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Eşbah, “Meme kanseri ne kadar erken tanı alırsa, tedavi edilme şansı da o oranda yükselir. Son 20 yılda teşhis ve tedavi anlamında büyük ilerlemeler kaydedildi” dedi.

Muayene ve yıllık mamografileri ihmal etmeyin

Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık ayına ilişkin mesaj veren Prof. Dr. Onur Eşbah, “Erken tanının hayat kurtarıcı olduğunu tekrar vurgulayarak, hastalarımızın periyodik muayenelerine gelmelerini, 40 yaş üstü kadınların muayene ve yıllık mamografilerini ihmal etmemelerini tekrar hatırlatmak isterim. Herkese sağlıklı günler dilerim” şeklinde açıklamasını tamamladı.