Sevgili okuyucularımız;

Pandemi sürecinde bildiğiniz gibi birçok işletme ekonomik anlamda dar boğaza girerken bazı iş kolları ve sektörleri açısından teknolojinin getireleri ile bu yeni sürece hızla uyumlanma gerçekleşti.

Tabi bu durum uyumlanmada başarılı olan sektör, şirket ve işletmeler için kârlılık düzeyinde de önemli bir artışa sebep oldu. Bazı sektörler daralma yaşarken bir yandan da teknoloji, internet, yazılım,

e-ticaret,...gibi birçok alandaki atılımlar ile aynı anda birçok sektör de ivme kazandı. Hızlı bir değişim ve dönüşüm gerçekleşti.

Eskiden bankacılık işlemlerini bankaya gidip, sıra bekleyerek gerçekleştiren birçok kişi bilgisayar veya telefonlarına indirdikleri çok kapsamlı bankacılık uygulamaları (application) ile bankaya gitmeden işten, evden, hatta koltukta uzanırken bile bulunduğu yerden birçok bankacılık işlemlerini gerçekleştirmeye başladı.

Eskiden alışverişlerini markete gidip, reyon reyon gezip, kasa kuyruklarında sıra bekleyerek, ardından alınanları tek poşetlemekle uğraşan, sonra o poşetleri arabaya taşıyan veyahut yüklenip evine giden insanlar şimdi yine bilgisayar veya telefonlarına indirdikleri birçok marketin kendi uygulamaları (application) ile seç, sıra bekle, poşetle, taşı işlemleri ile uğraşmadan sanal marmetlerde alacaklarını bir parmak dokunuşuyla seçip, bir parmak dokunuşuyla ödemesini gerçekleştirip hatta aldıklarının hangi gün ve saat eve gelmesine bile karar vermeye başladı.

Sadece marketlerin sanal uygulamaları mı... Getir, Yemek Sepeti hatta Hepsi Burada, N11.com gibi birçok giyim-kuşam alışverişi bazlı siteler ya da önceden sadece yemek veya sadece market alışverişi yapılabilen siteler bile aynı uygulamanın içinde hem kıyafet, hem market, hem mobilya hem de ev dekorasyonu alışverişinizi yapmanıza hatta taksinizi bile aynı uygulama içinden çağırmanıza olanak tanıyor.

Bu uygulamalara girip alışveriş yapmanın en büyük kolaylıklarından biri de istediğiniz zaman diliminde hafta içi veya hafta sonu farketmeden gecenin bir yarısı ya da sabaha karşı bile bu sanal mağazalara girip alışverişinizi yapıp, siparişinizi verebilmeniz.

Canlı bir mağazaya gitmek istediğinizde size yakın bir yerde o mağazanın şubesi var mı yok mu, o şubede aradığınız ürün var mı yok mu, ne kadar sürede ulaşırsınız, gitmesi gelmesi, trafik, alması, taşıması... gibi zaman, mekan ve emekten yana son derece dezavantajlı bir takım silsileler sizi bekliyor.

İş yapma şekilleri...

Ki en önemli değişimlerden biri de bu oldu belki de... Evden çalışma sistemleri ile birçok şirket, firma, işletme, kurum ve kuruluş gördü ki; aslında şirketlerin içini yığınla insan ile doldurup sabah 9, akşam 7 çıkışlı işler artık miladını doldurdu.

Evden çalışabilme sistemiyle;

bütün toplantıların artık bilgisayar üzerinden Zoom, Teams gibi birçok uygulama ile de çok rahat bir şekilde istediğiniz belgeleri paylaşarak, istediğiniz sunumları yaparak ve belki de bir toplantı odasında bir araya getiremeyeceğiniz kadar sayıda kişiyi aynı anda bir araya getirerek son derece kaliteli görüntü ile uzun saatler ve defalarca yapılabilirliği ortaya kondu.

Keza ticari hayatta faliyet gösteren birçok işletme; e-ticaret sistemine giriş yaparak iç pazar kadar dış pazarlara da açılma hatta pandemi sürecinden ağır etkilenen birçok ülkenin bu anlamda hem tedarikçisi olma hem de pazarını genişleterek ticari büyüme fırsatı yakaladı.

Bütün bu gelişmeler sürecinde Türkiye, birçok alandaki üretim faaliyetlerine hız kesmeden devam ederek ithilatta; 2020 yılında Covid-19 salgınının dünya ekonomisindeki olumsuz etkilerine rağmen dünya ihracatından aldığı payı artırmayı sürdürdü.

169,6 milyar dolarlık ihracatla ülkemiz;

17,6 trilyon dolarlık dünya ihracatından aldığı payı rekor bir düzey olan yüzde 0,96'ya çıkardı. Bu yıl da Türk ihraç ürünleri dünya ticaretindeki ağırlığını güçlü şekilde artırmaya devam etti.

Ticaret Bakanlığı’nın açıkladığı ekim ayı dış ticaret rakamlarına göre ise; ekim ayında ihracatımız bir önceki yılın ekim ayına göre yüzde 20,2 artışla tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 20,8 milyar dolara ulaştı.

Türkiye, bu dönemde dünya ihracatı içindeki payını; tarihinde ilk defa yüzde 1 seviyesinin üzerine çıkararak yüzde 1,01'e yükseltti.

Pandeminin tüm negatif etkilerine rağmen bu yıl bizim için ihracatımızda rekorlarla dolu bir yıl oldu.

Türkiye; zamanında aldığı tedbirler ve özel sektörün ortaya koyduğu özveriyle üretimine devam ederek Asya'nın alternatifi olarak öne çıktı ve bu süreçte dünya ticaretinde güçlü bir tedarikçi konumuna geldi.

Bu başarılı ve yükselen ivme sürecinde Ticaret Bakanımız Sn.Mehmet Muş ve Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanımız Sn.İsmail Gülle’nin umut ve cesaret veren açıklamaları ise şu yönde: “Yıl sonu hedefimiz 211 milyar dolardı; mevcut ivme gösteriyor ki bu rakamı rahatlıkla aşacak, hatta 220 milyar dolar seviyesini zorlayacağız. Bizler, “İhracatla Yükselen Türkiye” için aralıksız çalışmayı ve tüm hedeflerimizi birer birer gerçekleştirmeyi sürdüreceğiz.

Kısacası; tüm dezavantajlarına rağmen pandemi sürecinde yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler, hızlı teknolojik uyumlanmalar ve bu süreçte Türkiye olarak gösterdiğimiz büyük çaba ve emekler ile çok değil iki sene önce iş görme yöntemlerimizi, ticaretimizi, ithalat ve ihracatımızı, teknolojik yapılanmalarımızı göz önünde bulundurduğumuzda aslında verimliliği de etkileyen birçok konuda kendimizi zora sokan ne kadar da bambaşka bir dünya da yaşadığımızla yüzleşiyoruz.

Demek ki bizlere düşen;

Dünyada ya da ülkemizde hangi zorluk yaşanırsa yaşansın,

İnşirah Suresi’nin 5.-6. Ayetleri olan:

Demek ki zorlukla beraber bir kolaylık vardır. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var.” ayetleri gereği zorluklar tüm dünyada olmaya devam edecektir fakat mühim olan; zorlukla gelen kolaylığı görebilmek ve surenin devamında 7.-8. ayetlerdeki “O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul. Ve yalnız rabbine yönel.” ayetleri gereği durmadan yılmadan çalışmaya, üretmeye devam etmektir.