KEMAL KILIÇDAROĞLU: “TÜRKİYE BATTI “DİYOR …

……………………………………………………………………

KÖY KAHVESİNDE AVANAK’LARA   NUTUK ATAN KİŞİ….
Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Sayın Celal Toprak’tan bir davetiye geldi. “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ekonomi gazetecileriyle buluşuyor. Bu toplantıya siz de davetlisiniz “diye… 2002’den bu yana  ana muhalefet partisi  koltuğunda oturan CHP’nin ekonomi ile ilgili görüşlerini çok merak ettim. Toplantı için Swiss Hotel seçilmişti.

Yaklaşık 50-60 kişilik ekonomi basınının yanı sıra üç beş siyaset muhabiri ve köşe yazarı  toplantıyı izlemeyi değer bulmuştu… Fakat toplantının yapılacağı zamanlama enteresandı. Uluslararası Kredilendirme Kuruluşu FİTCH aynı gün, aynı saatlerde  Türkiye’nin kredi notunu açıklayacaktı… Çok çok enteresan bir zamanlama.

Habertürk yazarı  Fatih Altaylı da yazısında bu zamanlamayı  işaret ederek Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştiriyor.  Altaylı’nın yazısının başlığı “Kemal Kılıçdaroğlu’nun zamanlaması yanlış”  Fatih  Altaylı EGD üyelerinin karşısına çıkan  Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve dolayısıyla Ana Muhalefet  Partisi’nin Türkiye’de  düştüğü zaafiyeti çok güzel özetliyor.  Altaylı’nın Kemal Kılıçdaroğlu’nun EGD toplantısıyla ilgili yazısı son derece mükemmel. 
Fatih Altaylı’nın notu. Kemal Kılıçdaroğlu, ekonominin kötüye gittiğini anlattığı sırada uluslararası kredilendirme kuruşlu FİTCH, Türk ekonomisinin notunu artırdı. Fitch Türkiye’yi yatırım yapılabilir ülkeler kategorisine yükseltti” diyor.
Evet aynen öyle, FİTCH’in bu açıklaması haftalar öncesinden biliniyordu ve Türkiye’nin notunun yükseltileceği de konuşuluyordu.

Dünyada ekonomik krizle boğuşan ülkelerin liderleri Taayyip Erdoğan’ın uyguladığı ekonomi politikasına gıpta ile bakarken ve Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke olduğu uluslararası kredilendirme kuruluşu FİTCH tarafından dünyaya ilan edilirken Kemal Kılıçdaroğlu  EGD toplantısında “Battık; mahvolduk, yok olduk, zam, zulüm yoksulluk” diye köy kahvesinde avanaklara  nutuk atıyor… 

TIMEING HATASI
Evet, bu başkan (Kılıçdaroğlu) çok konuşuyor. Ama boş konuşuyor… İyi bir lider /yönetici önce iyi zamanlama yapmayı, taşı gediğine koymayı bilir… O, sanki 1970-1980’li yılların Demirel muhalefetine soyundu. Aynen Demirel gibi sadece başkası ne dediyse tersini söylüyor… Turgut Özal’a muhalefet yapan Demirel’le, Tayyip Erdoğan’a muhalefet yapan Kılıçdaroğlu aynı mantıkla hareket ediyor… Yanlış zamanlama yapıyor… Halk gerçekleri görüyor. Ama CHP başkanı bunu nasıl göremiyor? Anlamak mümkün değil, Eleştirmek yerine doğru projeler doğru hedefler ve doğru politikalar üretmekten yana değil… Sadece yapılanı eleştirmekten yana hafızasını zorluyor… Kemal Kılıçdaroğlu, referandum için adım adım Türkiye’yi dolaştı. Hatta Kağıt tepe’ye bile vardı. ! .Ama Referandum günü kendisi oy atamadı Çok konuştu, boş konuştu… Şimdi Ekonomi gazetecilerine ( aralarında bende vardım.) SÖZDE TÜRK EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELERİ ANLATTI. Alıntı yaptığı kaynakları açıklamadı. Neye göre, hangi verilere göre? Açık söyleyeyim, ben Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinlerken birden bire gözlerimi kapattım ve kendimi köy kahvehanesinde sandım.

KENDİMİ KÖY KAHVESİNDE SANDIM
Gözlerim kapalı. Köy kahvesinde nutuk atan kişiyi dinliyorum.  Diyor ki. Yabancılar Türkiye’yi borsada soyuyor. 1 milyon dolar getiren  bir süre sonra 450 bin doları alıp götürüyor. Yüzde 46  kar… Kaynak nedir? Nasıl yüzde 46 bulunmuş ben bulamadım. Acaba Ekonomi gazetecileri bu kaynağı bulabilir mi? Eğer böyle ise bende borç  kredi bulup sayın Kılıçdaroğlu’na 1 milyon dolar vereyim 5-6  ay sonra bana 1 milyon 460 bin dolar olarak geri versin… Bilirsiniz Anadolu’daki Köy kahvelerinin  halini… Bir kişi çıkar desteksiz, destursuz atar. Diğer avanaklar dinler… Aynen  EGD toplantısı misali…

Dağıtılan üç broşür dikkatimi çekti. Birinde: “İşte AK Parti Türkiye’si zam, zulüm, yoksulluk diyor... Şöyle bir dünyadaki gelişmelere bakıyorum. Parasından 6 sıfır attıktan sonra  parasını istikrara kavuşturan Türkiye’den başka bir ülke yok. 18 yaşının altındaki tüm nüfus sosyal güvenlik çatısı altına alınmış. Her türlü sağlık problemleri devlet tarafından ödeniyor. Dünyada sosyal sigorta sistemleri çökerken Türkiye’de bunlar yapılıyor. TOKİ, son 10 yılda 700 bin konut yapmış, 3.5 milyon kişi modern konutlarında oturuyor. Zam, zülüm ve yoksulluk nerede  anlamadım...

Diğer  broşür parçasında ise  AB yolunda 7 yıl… Elde var sıfır… Koskoca CHP, Türkiye’nin AB yolunu 7 yılla sınırlandırmış… Türkiye’nin AB süreci 50 yılı aştı. Hatta 1978-79 yılında AB Türkiye’yi Yunanistan’la birlikte tam üyelik için davet edildiği zaman, Başbakan olan CHP Genel Başkanı Bülent ECEVİT’in bunu reddettiğini  unutmuş… Çok yazık… Üçünçü Broşür: Metro: Bu hesapta bir iş var... İddiası; İzmir metrosunun km maliyet fiyatı 60 milyon TL, Ankara Metrosu’nun km si 100 milyon TL, İstanbul Metrosu’nun km maliyeti ise 140 milyon TL… Bu işte büyük yolsuzluk var?  Hım…

Bu işe kargalar da güler. Her işin maliyet, riski ve doğal engelleri farklıdır. Düz ovada otoban yapmakla, dağlık arazide otoban yapmanın fiyatı bir olur mu?
CHP başkanını gözlerim kapalı dinliyorum… Güzel ülkeyi aydınlığa çıkaracak, insanlarımıza iş, aş verecek, yeni konutlar, yeni yollar, yeni yaşam alanları oluşturacak bir tek proje bir tek  güzel fikir yok… Yokoğlu yok.. Peki ne var? Sadece Tayyip Erdoğan ne konuştu? Ona itiraz edeyim. Doğru yanlış fark etmez  düşüncesi… Biz bu filmi 1960 yılından buyana  sürekli izliyoruz.  O dönemler bitti. Geçti.  Şimdi yeni şeyler söylemek zamanı… Bu ülkede yaşayan insanlar ne istiyor biliyor musunuz? Bir vatandaş olarak söyleyeyim. Öncelikle terör bitsin, Mehmetçikler dağlarda PKK kurşunlarıyla ölmesin, annelerin göz yaşı dinsin istiyor.. Okullarda, caddelerde ve evlerinde can güvenliği istiyor.  Çalışacak iş istiyor, aş istiyor. Çocuğunu iyi okutmak istiyor. Kardeş kavgası bitsin istiyor. Peki 10 yıldır muhalefet koltuğunda oturan CHP Genel Başkanı ne diyor…

Bu memlekette darbe yapmak için örgüt kuranların yargılanmamasını istiyor. İstiyor ki, bu ülkede özgürlük olmasın. Üç beş kişi emretsin diğerleri itaat etsin. Tayyip Erdoğan’ı da böyle eleştiriyor… Aynaya bakıp kendini görüyor… Kemal Kılıçdaroğlu’nu EGD toplantısında dinlerken bir siyasi parti liderini değil de,  köy kahvesinde desteksiz atan bir acemi siyasetçi gibi gördüm. Hatta bir ara CHP başkanı olduğunu unuttu… Ve gazeteciliğe soyundu.

Başladı gazetecilere soru sormaya… Gel de şaşırma? Daha fazla tahammül edemeyenler salonu birer birer terk etmeye başladı. Soru cevap kısmına geçince ısrarla el kaldırdım ama maalesef yandaş ve çanakçı olan EGD Başkanı  Celal Toprak, ısrarla soru sormasını bile beceremeyenlere (Çanakçı-yandaşlarına ) söz ve soru sorma hakkı verdi. CHP başkanı Kılıçdaroğlu’na tabiri caizse son 10 yılda CHP neden başaramıyor? sorusunu soracak olanlara söz hakkı vermedi. Uzadıkça uzayan bu atmosferden uzaklaşmak için soru cevap faslı devam ederken nasılsa bana  sor sorma fırsatı verilmeyecek( Çanakçılardan sıra gelmeyecek ) diyerek salonu terk ettim…

Sonuç, Sayın Kılıçdaroğlu FITHC’in dünya üzerinde Türkiye’nin notunu yükselttiği ve yatırım yapılabilecek ülkeler arasında açıkladığı bir zamanda Kılıçdaroğlu “Türk ekonomisi battı” diye köy kahvesinde avanaklara ( ! ) nutuk çekiyordu