Dünya ticaretinde zedelenmeler global para hareketlerinde risk iştahında azalmaya yol açıyor. Özellikle Türkiye karşıtı hamleler nedeniyle Türkiye piyasasından yabancı sermaye çıkışı yaşanıyor. 

2016 yılının Mayıs ayında ABD’nin 45. Başkanı seçilen Donald Trump, yönetime gelmesiyle birlikte ABD ticaret açığı meselesini öne çıkardı. ABD’nin dış ticaret açığı 2017’de toplam 566 milyar dolarla 2008’den bu yana en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Açığın 375 milyar doları Çin’e karşıydı. Bu büyüklükte ticaret açığının ABD’nin çıkarlarına ters olduğunu düşünerek, ithalat alanında büyük açık verdiği ürün ve ülkeleri gözden geçirmeye başladı. Durum böyle olunca toplam ithalatının yüzde 21’i olan Çin başta olmak üzere, yüzde 14 Kanada ve yüzde 5’ini oluşturan Almanya radara en hızlı giren ülkeler oldu. 2017 yılı Nisan ayında Trump, Çin ve diğer ülkelerden yapılan ithalatın ulusal güvenliğe yönelik bir tehdit olup olmadığını araştırmak için çelik tarifeleriyle ilgili bir soruşturma başlattı.

Bu soruşturma yaklaşık bir yıl sonra başlayacak ve global piyasalara yayılacak olan Ticaret Savaşı’nın temeli olarak görülebilir. İlk aksiyon 2018 yılı Ocak ayına gelindiğinde ürün bazında güneş paneli ve çamaşır makinalarına gelen yüzde 30 gümrük vergisi koymasıydı ki bu ürünlerin çoğu Çin’den ithal ediliyordu. 8 Mart 2018’de Trump “ABD’nin ulusal güvenliğini korumak için ithal çelik ve alüminyuma gümrük vergileri getiriyorum. Sınırlarımıza gelen ithal çeliğe yüzde 25, alüminyuma yüzde 10 gümrük tarifesi uygulayacağız” diyerek savaşı büyüten adımı attı. Vergi uygulaması 23 Mart 2018’de başladı. 22 Martta ABD, Çin’e fikri mülkiyet hırsızlığı iddiasıyla 50 milyar dolar ek gümrük vergisi getirdiğini açıkladı. Ancak 18 Haziran’da Çin, ABD’ye 50 milyar dolarlık misilleme vergisi getirdiğini açıkladı. Çin’in bu hamlesine kızan Trump, Çin’e 200 milyar dolarlık daha gümrük vergisi uygulanması talimatı verdi. 10 Temmuz’ milyar dolar değerinde 5 bin ürünün bulunduğu liste yayınlandı. Uygulama ise şöyle: 6 Temmuz’da 34 milyar dolarlık ilk kısım yürürlüğe girerken 23 Ağustos’ta 16 milyar dolarlık ikinci kısım devreye girecek. 200 milyar dolarlık liste ise önümüzdeki aylarda devreye girecek. Tabii olarak Çin’in savaşı kaybettiği söylenebilir. Zira Çin’in ABD’den ithal ettiği ürünlerin toplam değeri ise geçen sene 130 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Üstelik Çin, ABD’ye satamadığı ürünleri satmak için çoğ uğraşmak zorunda. Bu yüzden şimdilik Çin savaşın kaybedeni konumunda gözüküyor. Trump, diğer yandan gerek yakın komşuları olan NAFTA ülkeleri gerekse Avrupa Birliği’ne yönelik sert açıklamarıyla dikkat çekti. Genelde anlaşmalardan çekilmekle tehdit etti ve hatta bir ileri adım olarak 2016’da Obama’nın onayladığı Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararı aldı.

TRUMP NE YAPMAK İSTİYOR?

Peki Trump ne yapmak istiyor, ne kadar başarılı oldu? 2016 yılı Kasım ayında Trump, başkan olarak göreve geldiğinde ABD işsizlik verileri yüzde 4.9 büyüme iken büyüme yüzde 2.0 seviyelerindeydi. Aradan geçen 2 yılda işsizlik oranı yüzde 3.9’a gerilerken son çeyrek büyümesinin yüzde 4.1 olduğunu görüyoruz. ABD borsalarında da şirket bilançolarında rekor karlılıklar izlenirken endekslerinde tarihi zirveler kırıldı. Yani ekonomiyi büyüterek istihdamı artırma hedefini başarmış gözüküyor. Ama dünyaya karşı mücadelesinin dolaylı olarak ileride ABD’yi vuracağına yönelik yorumları gözardı ediyor. ABD’de 6 Kasım 2018’de yapılacak ara seçim için Cumhuriyetçi Parti’nin galibiyeti için çalışan Trump gerek populist tavırlar gerekse bir önceki seçim vaadlerini yerine getirmek için NATO müttefiği olan ülkelere bile yaptırımlar ve tehditler savuracak kadar saldırgan bir hal aldı. Türkiye de bu ülkelerden biri olarak son dönemde öne çıktı. Mart ayında çelik ve alüminyuma yüzde 25 ve yüzde 10 vergi getirildiğinde birçok ülkeye muafiyet verilmişken Türkiye’ye muafiyet hiç tanınmadı. Türkiye’nin ABD’ye çelik ihracatı 1.1 milyar dolar seviyesindeydi. Türkiye-ABD ilişkileri Suriye’deki politika farklılığından ötürü de pek iyi değildi. Ancak bir de İzmir’de yıllardır oturan Rahip Pastör Andrew Brunson’un terör örgütü ile ilgili olarak tutuklanması meselesi iki ülke arasındaki gerilimi artırdı. 1 Ağustos’ta ABD Başkanı’nın talimatı doğrultusunda ABD Hazine Bakanlığı, Türk İçişleri ve Adalet Bakanları’na yaptırım uygulama kararı aldı. 1 Ağustos’ta Trump’ın imzasıyla yayımlanan açıklamada, “Çelik ithalatını daha da azaltmak ve yerli kapasite kullanımını artırmak için 13 Ağustos’tan başlayarak Türkiye’den ithal edilen çelik üzerindeki gümrük tarifesini yüzde 50 oranında uygulamanın gerekli ve uygun olduğuna karar verdim” denildi. 13 Ağustos’ta bu kez Trump, ülkesinin savunma bütçesini belirleyen tasarıda yer alan ‘F-35 savaş uçaklarının Türkiye’ye teslimatını geçici olarak durduran’ belgeyi imzalayarak onayladı. Türkiye, Dünya Ticaret Örgütü”ne, ABD’nin ithal çelik ve alüminyuma getirdiği ek vergilere karşı önlemler alacağını bildirdi. İlk çelik vergisi geldikten sonra ABD’den ithal ettiği 22 ürüne 260 milyon dolar vergi uygulayacağını DTÖ’ye iletti. ABD’ye vergiler 21 Haziran’da başladı. Trump’ın iki kat vergisi sonrasında ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla birlikte ABD menşeli (köken, başlangıç) bazı ürünlerin ithaline 15 Ağustos’ta ek vergi getirildi. En yüksek ek vergiler yüzde 140 ile alkollü içkilere, yüzde 120 ile otomobillere geldi. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, ABD menşeili ürünlere getirilen ek verginin tutarının 533 milyon dolar olduğunu açıkladı.

Tabi bu alınan kararlar doğrultusunda dünya ticaretinde zedelenmeler global para hareketlerinde risk iştahında azalmaya yol açıyor. Özellikle Türkiye karşıtı hamleler nedeniyle Türkiye piyasasından yabancı sermaye çıkışı yaşanıyor. 2018 yılının Ocak-Temmuz döneminde yabancı yatırımcılar Borsa İstanbul’da 2,04 milyar dolarlık net satım gerçekleştirdiler. Diğer taraftan TL’nin değer kaybı da eklenince BIST 100 Endeksi 7 ayda dolar bazında 32 bin seviyelerinden 13 bin seviyelerine geriledi. Bu seviyeler 2008 kriz seviyeleri olduğundan orta-uzun vade yatırım için ideal olduğunu düşünüyorum.