Her yıl belirli zamanlarda Anadolu’nun belirli bölgelerine seyahat ederek Anadolu’daki değişimi görmek beni mutlu eder. Bu amacım 30 yıldır değişmiyor. Ege’ye Akdeniz’e, Orta Anadolu’ya, Karadeniz’e oradan Doğu Anadolu’ya yaptığım bu ziyaretleri her yıl sık sık tekrarlıyorum. Türkiye uzun yıllardır dünya’da tarım ürünleri ihraç eden bir ülke olarak anıldı. 1970’li yıllarda Türkiye’nin ihracat rekortmeni ürünü fındık oldu. 1980 sonrası Türk ekonomisinin dışa açılımıyla birlikte ihraç kalemleri artarken tarımsal ürünlerin ihracatında çeşitlilik yaşındı. Kayısı, kuru incir, üzüm, çay gibi onlarca ürün ihracat kervanında yerini aldı. Türkiye sanayide dev adımlar atarken tarım sektörü de kendini yeniledi. Bazı tarımsal ürünler hem iç tüketim hem de ihracat için aranılır hale geldi. Ülkemiz bir taraftan sanayileşirken diğer taraftan tarımda çok önemli adımlar atılmaya başlandı. Modern tarımcılık Anadolu’nun her yöresinde büyük- üçük işletmeler olarak ekonominin çarkları arasına katıldı. İktidarın tarım politikaları çiftçilere önemli destekler sağlarken, maalesef ülkemizin orta ve kuzey kesimleri sanayi ile fazla tanışma fırsatı yakalayamadığı için tarımsal ürünlere bağımlılık arttı ve büyük göç olayları yaşandı. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa gibi kentlere göçler yoğunlaşırken bu illerde yiyecek içecek sektörü de insanların ihtiyaçlarına göre talep gördü. Anadolu‘nun zengin toprakları adeta göç alan illere yiyecek içecek kervanlarıyla mal taşımaya başladı. Türkiye 2013 yılını geride bırakıp 2014’e merhaba derken ülkede kuraklık tehlikesi ilk önce buğdayı vurdu. 30 Mart gecesi başta Doğu Karadeniz bölgesi olmak üzere ülkenin orta ve doğu kesimleriyle Ege’nin iç bölgeleri olmak üzere ülkenin neredeyse yüzde 70’inde ‘don olayı’ çiftçileri vurdu. Özellikle Karadeniz bölgesinde fındık, kivi ve çay yetiştiricileri telafisi mümkün olmayan bir‘don felaketi’ ile karşı karşıya.

FINDIKTA CİDDİ REKOLTE KAYBI VAR
Nisan ayı ortalarında İstanbul’dan çıkıp Anadolu’nun bağrına yolculuk yaptım. Dondan hasar gören illerde çiftçilerin perişan olduğunu gördüm. Orta Anadolu’da yetişen bitkileri önce kuraklık ardından don vurdu. Karadeniz bölgesinde ise Samsun’dan başlayarak Rize’ye kadar fındık, çay ve kivi ürütenler ise adata yanmış. Özellikle Fındık yetiştiriciliğinin yoğun olduğu Ordu ve Giresun sahil kesimleri dâhil 30 Mart gecesi ve sonrasında yaşanan don olayları fındık dallarını bile kuruttu. Bu sene fındık rekoltesi don olayı ile birlikte yüzde 70-80 kayıpla sonuçlanacak bir durum ortaya çıktı. Yine aynı yörede kivi ağaçları, çay, üzüm, incir ve diğer yiyecek türleri bitkilerin hepsi dondan ağır etkilendi. Bir fındık üreticisi olarak kendi bahçemi görünce gözlerime inanamadım. Don sanki çok ağır bir yangın seli geçmiş gibi tüm yeni yapraklanmış ve fındık çiçeklerinin açtığı dallar kurudu. Keza kivi meyveleri de dondan ağır hasar gördü. Sağlıklı nesiller için besin önemli… Ancak bu yıl tarımda felaket çanları çalıyor. Ülkenin yeteri kadar yağış alamaması dolayısıyla göllerin ve su havzalarının rezervlerinin düştüğü, yeterli suyu alamayan besin ürünlerinin rekoltelerinde düşüş en ziraat odalarının verile rine göre yüzde 30 şimdilik. Eğer kuraklık devam ederse durum daha da vahim olacak diye uzmanlar uyarıyor. Kuraklık yetmiyormuş gibi Mart ayı sonunda don olayı ise birçok meyveyi bitirmiş. Mart ayı sonunda yaşanan don olayının meyve üretimini ciddi oranda etkilediğini dile getiren Türkiye Ziraat Odaları Birliği fındık, kayısı, kiraz, elma, erik, bademin en fazla etkilenen meyve ürünleri olduğunu ifade ediyor. Kiraz ve bazı meyve türlerinde yüzde 50 ile yüzde 80 arasında kayıp görüldüğünü rapor ediyor.


YEŞİL YOL PROjESİ BÖLGENİN KURTULUŞU OLUR MU?
Anadolu’nun bağrına seyahat her zaman beni sevince boğardı. Bu sefer İstanbul Karadeniz arasında yapılan düzgün ve muntazam otoyollarla sevinirken üreticilerin yaşadığı felaket sevincimizi gölgeledi. Gerçi bu konuda hükümetin üreticilere bir destek ve hibe olayı müjdesi verilmesine rağmen özellikle don felaketinden etkilenen fındık bahçelerindeki zararın üç yıl devam edeceği görüşü hakim. Ordu’da geçirdiğim birkaç gün içinde bir taraftan Ordu Ziraat Odası Başkanı Uğur Cörüt’ten ‘fındıkta don felaketi’ konusunda bilgiler aldık. Durum hiç de iç açıcı değildi. Bu yıl rekoltenin düşük olacağının anlaşılmasından sonra serbest piyasada fındık fiyatları 12 TL’yi görmüş  olsa da bu sadece tüccarın işine yaradı. Çiftçiler fındığını en az 6 ay önce 5-6 TL gibi düşük bir fiyatla sattığı için bu yükseliş sadece tüccarların işine yaradı. AK Parti’den Altınordu Belediye Başkanı seçilen değerli dostum Engin Tekintaş’ı, Gülyalı Belediye Başkanı seçilen Talip Şen’i, Korgan Belediye Başkanı seçilen Tuncay Kiraz, Ordulu sanayiciler ve kanaat önderleriyle bölgedeki durumu değerlendirme imkanımız oldu. Ordu, 30 Mart seçimlerinde Başbakan Tayyip Erdoğan’ın gönlünü fethetti. 20’de 20 yaparak bütün ilçeler, belediyeler AK Partili adaylar tarafından kazanıldı. Başbakan’ın Ordu’ya kazandırdığı en önemli yol çalışması olan Ünye tünelleri hizmete açıldı. İlk defa geçmek nasip oldu. AK Parti’nin Ordu’ya yaptığı yatırımlar meyvesini verdi. Şimdi tüm Ordu halkı 29 Ekim’de açılacak Ordu Giresun Havalimanı’na kilitlendi. Bir an önce açılmasını bekliyor. Çünkü bu kapı aynı zamanda Ordu’yu direkt dünyaya bağlayacak. Ordu’nun ulaşım sorununu kökten çözüme kavuşturacak. Bu heyecanı Havalimanının yapıldığı bölgeyi incelerken yaşadım. Nedeni ise; artık saatlerce yollarda direksiyon sallamaktan kurtulacak. Ordu ve Giresun‘a İstanbul’dan 50 dakikada ulaşılacağı için

GİRESUN’A GİDİP DE DOKAP’A UĞRAMAMAK OLMAZDI

Giresun’da faaliyet gösteren DOKAP’ın çalışmalarını Başkan Ekrem Yüce’den dinlerken en çok bölgenin kurtuluşu için başlatılan “Yeşil Yol” projesi beni heyecanlandırdı. Bir anda aklıma her yıl milyonlarca turist çeken Avrupa’nın Alpler bölgesi geldi. İşte “Yeşil Yol” eğer kısa sürede faaliyete geçerse Karadeniz’in kurtuluşu olacak gibi. Tam 2 bin 500 km’lik bir yol güzergâhında kurulan yüzlerce otel ve işletme bölgenin dünya turizm pastasından alacağı payı düşününce içimi bir sevinç kapladı. DOKAP Başkanlığı’nı yürüten değerli bürokrat Ekrem Yüce, gece gündüz bu projenin hayata geçirilmesi için çaba gösteriyor. İnşallah çok kısa zamanda bölgenin çehresi değişir ve fakir olan ekonomik yapı zenginliğe dönüşür. Don felaketi Anadolu’nun yüzde 70’e yakın bölümünü etkiledi. Sadece Karadeniz’de değil, elma, kayısı, kiraz üreticilerini de ağır yaraladı. Tarım ürünlerinin bol bol tüketildiği Türkiye maalesef bu yıl bu zenginliği tadamayacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Anadolu’da çıktığı “teşekkür turu” sırasında üreticilerin durumunu daha yakından tetkik edeceğini ve bu konuda gerekli destekleri sağlayacağını umuyorum.

Türkiye’nin yüzde 100 siyasetin etkisine girdiği bir dönemde yaşanan kuraklık ve don felaketi, tarımda yapılan planlamaları tekrar gözden geçirilerek üreticilerin teşvikini sağlayacak birtakım destek ve yatırımların bir an önce sağlanması dileği ile…