Euro/Dolar paritesinin 1,0000 seviyesi bandında işlem görmesi Avrupa Birliği’ne yakın, yurtdışından enerji ve hammadde ithal eden Türkiye gibi ülkeleri negatif etkiliyor. Bu durum, turizm geliri ve dış ticaret başta olmak üzere Türkiye’nin maliyetlerini artırırken Türkiye’nin Avrupa’daki rekabet gücünü kaybetmesine neden olabilir.

Merkez bankalarının uyguladığı parasal genişleme sonrası devletler için en büyük sorunlardan biri haline gelen enflasyona karşı çözüm bulmaya çalışan merkez bankaları, Fed öncülüğünde faiz artırımlarına başladı. Diğer majör merkez bankalarına göre daha agresif bir politika izleyen Fed’in, faiz artırımı öncesi yüzde 0,25 olan politika faizini 2022 yılında yüzde 1,75’e çıkarmasına ek olarak Haziran ayı ABD TÜFE verisinin beklenenden yüksek gelmesi sonrası temmuz ayında da 100 baz puan faiz artışına gidebileceği beklentisi dolara olan talebi artırdı. Bu süreçte dolar endeksi 109 seviyesinin üzerini görürken Euro/Dolar paritesi de 1,0000 seviyesinin altını test etti.

Avrupa Merkez Bankası’nın 50 baz puan faiz artışı sonrası ise Euro/Dolar paritesi 1,0000 seviye üzerindeki yatay hareketini sürdürüyor. Euro/Dolar paritesinin 1,0000 seviyesi bandında işlem görmesi Avrupa Birliği’ne yakın, yurtdışından enerji ve hammadde ithal eden Türkiye gibi ülkeleri negatif etkilemektedir. Türkiye’nin döviz cinsi ithalat-ihracat verilerine baktığımızda, 2021 yılında 225,2 milyar dolar olan ihracatının 103,7 milyar dolarını (yüzde 46) Euro cinsi yaparken 271,4 milyar dolar olan ithalatının 78,8 milyar dolarını (yüzde 29) Euro cinsi gerçekleştirmiştir. Son 4 yılla karşılaştırdığımız zaman ise 2017 yılında 78,9 milyar dolar olan Euro cinsi ihracatımız yüzde 31,5 artarken bu süreçte 72,7 milyar dolar olan ithalatımız yüzde 0,01 azalmıştır. Bu veriler Avrupa Birliği’ne yaptığımız ihracat-ithalat verileriyle de desteklenebilir. 2017 yılında 68 milyar dolar olan Avrupa Birliği’ne olan ihracat yüzde 36,9 artarken 82 milyar dolar olan ithalatımız yüzde 4,2 oranında artmıştır.

Aynı süre zarfında dolar üzerinden yaptığımız ihracat-ithalat verilerine baktığımız zaman ise, 2017 yılında 66,5 milyar dolar olan ihracatımız yüzde 60,3 artarken 138,8 milyar dolar olan ithalatımız yüzde 26,8 (Euro para birimi üzerinden yaptığımız ithalat eksi büyüme göstermiştir) artmıştır. Daha net anlaşılması açısından dolar cinsinden yapılan ithalatımızın toplam ithalatın içindeki payı 2017 yılında yüzde 58,1 iken 2021 yılında 64,8’e yükselmiştir. Euro para birimi üzerinden yaptığımız ihracat ise yüzde 47,9’dan yüzde 46’ya düşmüştür. Yukarıda paylaştığımız verilerde gösteriyor ki, Türkiye’nin ihracatı açısından Avrupa Birliği pazarı dolayısıyla Euro önemini korurken ithalat açısından ise doların hakimiyeti yıllar geçtikçe artmaya devam ediyor. Euro/Dolar paritesinin 1,0000’a yakın fiyatlanması turizm geliri ve dış ticaret başta olmak üzere Türkiye’nin maliyetlerini artırırken Türkiye’nin Avrupa’daki rekabet gücünü kaybetmesine neden olabilir.