Özel Denizli Tekden Hastanesi, 10-17 Nisan Kalp Sağlığı Haftası nedeniyle Kalp Damar ve Kardiyoloji doktorları kalp sağlığı konusunda özel bilgilendirmelerde bulundu.

Özel Denizli Tekden Hastanesi Kalp Damar ve Kardiyoloji Bölümü doktorları 10-17 Nisan Kalp Sağlığı Haftası dolayısıyla ekip olarak kalp sağlığı hakkında özel bilgilendirmelerde bulundular. Kalp sağlığı haftasında vatandaşların daha sağlıklı bir kalbe kavuşması ve toplumu bilinçlendirmenin önemli olduğunu görevleri arasında bulunduğu söyleyen Kalp Damar ve Kardiyoloji Bölümü doktorları açıklamada bulundular.

“Sağlıklı bir toplum sağlıklı bir kalple mümkündür”

Toplumun korkudan ve endişeden uzak durarak kalp sağlığını koruyabileceğini anlatan Kalp-Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ali Vefa Özcan; “Kalp Sağlığı haftasında toplumumuzu daha sağlıklı bir kalbe kavuşturmak için vatandaşlarımızı bilinçlendirmek öncelikli görevlerimiz arasındadır. Sağlıklı bir toplum sağlıklı bir kalple mümkündür. Yaşam tarzımızda yapabileceğimiz bazı değişikliklerle sağlıklı bir kalbe kavuşabiliriz. Bunun için öncelikle kalbi tehdit eden risk faktörlerini bilmemiz ve uzak durmamız gerekir. Kalbi tehdit eden risk faktörleri arasında başlıca değiştirebileceğimiz ve değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri var. Değiştiremeyeceğimiz risk faktörleri erkek cinsiyet, genetik faktörler ve yaşımız. Değiştirebileceğimiz risk faktörleri ise; yüksek tansiyon, diyabet (şeker hastalığı), kolesterol, sigara, alkol ve sporsuz yaşam değiştirilebilir risk faktörleridir. Dolayısıyla biz şeker hastası isek zamanında şekerimizi kontrol edersek, yüksek tansiyon hastası isek zamanında tedavisine başlarsak, kolesterolden fakir diyetle beslenerek ve aktif spor yapan bir yaşam tarzı benimseyerek yaşam tarzımızı kalp sağlığımızı korumaya yönelik değiştirmiş oluruz. Vatandaşlarımıza söyleyebileceğimiz en güzel şey korku ve endişeden uzak durarak kalp sağlığı için gerekli tedavileri zamanında yaptırmak en güzel çözümdür” dedi.

“Yılda en az bir defa kalp kontrolünden geçmekte çok ciddi fayda görüyoruz”

Kalp sağlığı açısından yılda en az bir defa kontrolden geçmenin gerekli olduğunu söyleyen Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Ünlü; “Herhangi bir şikayetimiz olmasa bile yılda en az bir defa, özellikle kalp hastalıkları açısından kontrolden geçmekte çok ciddi fayda görüyoruz. ‘Kalp kontrolü gerçekten gerekli midir?’ gibi sorularla karşılaşıyoruz. Şöyle ki kalp hastalıklarını fark ettiğimizde hastalık çok ilerlemiş olabiliyor. Maalesef elimizden bazen bir şey gelmeyebiliyor. Ama yıllık yapılan kontrollerde hasta farkında olmasa bile kalp hastalığının başlangıcında saptayabiliyoruz. Örneğin toplumda oldukça yaygın olan hipertansiyon, doğumsal kalp hastalıklarını, tedavi edilmediği takdirde çok ciddi sakatlıklara neden olabilecek ritim bozukluklarını saptayabiliyoruz. Veya tıkayıcı damar hastalıklarını görebiliyoruz. Yaşla beraber bu hastalıklar artabiliyor. Bunlar daha hastada herhangi bir sakatlığa neden olmadan saptandığından dolayı erken dönemde tedavi edilebiliyor. Hatta son birkaç hafta içerisinde yıllık kontrole gelen ve kardiyak şikayeti olmayan hastalarımızda önemli kalp hastalığı saptadığımız birkaç hasta oldu. Bir bayan hastamız yıllık yaptırdığı check-up muayenesi sırasında kol ağrılarından bahsetti. Yaptığımız muayenelerde hastanın sol kolundan nabzı alınamıyor ve tansiyon ölçülemiyordu. Biz bu hastaya yaptığımız görüntüleme yöntemleriyle damarında ciddi daralma olduğunu fark ettik. Hastaya acilen anjiyo yaptık. Kola ve boyna giden ana damarında ciddi darlık saptadık. Anjiyo sonrasında stent takarak ameliyata gerek kalmadan hastanın bütün şikayetlerini giderdik. Bu gibi durumları en aza indirebilmek için herhangi bir şikayetimiz olmasa bile yılda en az bir defa kalp hastalıkları yönünden kontrolden geçmenizi öneriyoruz” diye konuştu.

“Son zamanların en çok tercih edilen yöntemi el bileğinden anjiyo”

Kalp rahatsızlığında el bileğinden yapılan anjiyo tedavisi diğer yöntemlere göre daha kısa sürede olduğundan bahseden Kardiyoloji Uzmanı Uzm. Dr. Mustafa Demir; “Klasik konvansiyonel anjiyo çoğu zaman kasık damarı dediğimiz femoral arterden yapılmaktadır. Ancak günümüzde el bileğinden yaptığımız anjiyo sayısı giderek artmaktadır. Radial anjiyonun klasik yani kasıktan yapılan anjiyoya göre avantajı herseyden önce uzun yatış süresi olmamasıdır. Klasik anjiyoda anjiyo sonrası en az 4 saat bir yatış süresi olmakla beraber bu sürede hastanın kasığına ağır bir kum torbası konulmakta ve hastadan hareket etmemesi istenmektedir. El bileğinden yapılan anjiyografide ise kum torbası uygulaması yoktur. Hasta anjiyo sonrası hemen kalkıp yürüyebilmektedir. Ayrıca kasıktan yapılan anjiyolarda giriş yeri komplikasyonu dediğimiz, kasık damarında kanama, balonlaşma gibi problemler olma ihtimali el bileğinden yapılan anjiyoya göre çok daha fazladır. Radial anjiyografide ilerleyen teknoloji sayesinde hastalarımızın hem anjiyosunu yapıp hem de gerekli balon ve stent işlemlerini yapabilmekteyiz. Hastanemiz 3 yıldır bu yöntemi uygun hastalarda başarı ile uygulamaktadır. Buradaki tek kısıtlılığımız özellikle ortopedik engeli olan ya da damar yapısı uygun olmayan nadir hastalarda radial anjiyo işlemini yapamamaktayız. El bileğinden anjiyo uygulaması hekim ve hastanın ortak kararı ile yapılmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Dünyada en önemli ölüm sebebi kalp hastalıklarına bağlı ölümlerdir”

Kalp sağlığı her zaman olduğu gibi önemini yine koruduğunu, dünyada en önemli ölüm nedenleri kalp hastalıklarına bağlı ölümler olduğunu söyleyen Çocuk ve Erişkin Kalp Damar Cerrahisi Doç. Dr. Mehmet Fatih Ayık; “Kalp hastalıklarını önleyebilir miyiz?, Sebepleri nelerdir?, gibi sorulara yönelik farkındalık kazanmamız için Kalp sağlığı haftasında önem arz etmektedir. Kalp sağlığının bozulmasına neden olan etkenlerin bir kısmını engelleyemiyoruz. Nedir bu engelleyemediğimiz etkenler? Bunların başında doğumsal kalp hastalıkları, genetik sebepler, yaşa bağlı gelişen hastalıklar, erkek hastaların özellikle daha fazla kalp hastası olması gibi bizim değiştiremediğimiz faktörler var. Hipertansiyon, Kolesterol, diyabet, stres gibi hastalıklar hekimler tarafından, kontrol altına alınarak kalp sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Ama herkesin yapacağı en önemli şey kendi kalp sağlığını korumaya çalışmaktır. Kalp sağlığımızı korumada en fazla dikkat etmemiz gerekenler kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz, beslenme alışkanlıklarımızı düzenlemeliyiz, sigara ve alkolden uzak durmalıyız, stresi azaltmalıyız ve mümkün olduğunca hareketli bir yaşam sürmeliyiz. Başka türlü kalp sağlığımızı korumamın imkanı yok” dedi.

“Son yıllarda kalp krizi yaşının düşmesinin nedenleri?”

Toplumda genç bireylerin eski yıllara göre beslenme alışkanlıklarının kötü olduğunu, sigara gibi alışkanlıklarında kalp rahatsızlığı riskini daha da arttırdığını belirten Kardiyoloji Uzm. Dr. Nihat Pekel; “Gençler eskiye nazaran daha kötü besleniyorlar, sigara gibi alışkanlıklara daha fazla maruz kalıyorlar. Bunların yanısıra tansiyon, kilo fazlalığı ve hareket azlığı gibi risk faktörlerine daha çok sahipler. Son yıllarda kalp damar hastalıklarının giderek yaygınlaştığı ve kalp hastalıklarının başlangıç yaşının daha erken yaşlara kaydığını gözlemlemekteyiz. Bununla beraber anjiyo cihaz ve ekipmanlarının yaygınlaşması ve birçok hastanede kullanılır duruma gelmesi ile kalp krizi vakalarına çok daha erken saatte müdahale edebiliyoruz. Tabi ki bu erken müdahale de tedavide büyük başarı sağlamamıza sebep olabiliyor. Ölümcül olabilen bir kalp krizi vakasını başarıyla hayata döndürmeyi ve uzun yıllar sağlıklı kalmasını sağlayabiliyoruz. Tabi ki en önemli nokta kişinin hastalanmadan, kalp krizi geçirmeden önlenebilir ve değişebilir risk faktörlerini kontrol altına alarak gerekli kontrollerle kalp hastalığını önlemek mümkün. Peki nedir bu risk faktörleri? Özellikle kötü ve yağlı beslenme, hareket azlığı, sigara kullanımı bunlar değiştirebileceğimiz çok önemli risk faktörleridir. Tabi ki herhangi bir şikayeti olsun ya da olmasın özellikle ailesinde kalp hastalığı olan bireylerin mutlaka uzman hekim kontrolünden geçmesi önem kazanmaktadır. Ne kadar çok dikkat edersek ve ne kadar çok özen gösterirsek kalp sağlığımızı o kadar korumuş oluruz” diye konuştu.