Nar ve ayva üreticileri ürettikleri ürünlerin kalitesinin arttırılması mahallede kurulu milyon dolarlık tesislerden tam verim alınması ve daha kaliteli ürünlerin ihracata sunulması için bölgeye tarım lisesi veya tarım meslek yüksekokulu açılmasını istiyor.

Denizli’de nar ve ayva üretiminde öne çıkan Pamukkale İlçesine bağlı Irlıganlı Mahallesinde üreticiler tarlalarında eğitimli ara eleman istiyor. Yaklaşık 55 bin ton civarında nar üretiminin yapıldığı Türkiye nar ihracatının yüzde 15’lik bölümünün karşılandığı bölgede milyon dolarlık tesislerde görev alacak ara elemanların yetiştirilmesi için mahalleye tarım lisesi veya tarım meslek yüksekokulu açılması üreticinin en büyük hayali.

Bölgenin mikro klima özelliği sayesinde erkenci birçok meyvenin de yetiştirilmesine imkan sağladığını nar ve ayvanın bölgede daha kaliteli yetiştirildiğini ihracatının da yoğun olarak yapıldığını anlatan bölgedeki en büyük nar üreticilerinden biri olan Mehmet Ali Yılmaz, “Pamukkale Ovası son dönemlerde ihracat kalemi meyveciliğin yoğun olarak gerçekleştirildiği bir bölge olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle Hicaz narı ve ayva üretimiyle bölgesel mikro klima etkisi, ürün çeşitliliği, deseni, tercih edilen ve kabul gören meyve kalemleri olarak karşımıza çıkıyor. Ancak bölgede üretim kalitesini yükseltmemizi ihracat merkezli birim fiyatını arttırabilmemizin yolunun markalaşmadan geçtiğini biliyoruz. Markalaşırken de ara eleman ihtiyacının tarım lisesi tarım meslek yüksekokuluyla ortaya konabileceğine inanıyoruz. Yakın gelecekte bölgede tarım hayvancılık lisesi ihtiyacı söz konusudur. Çünkü çok ciddi yatırım kalemlerinin bölgede yer aldığını ve bunu tüm üreticilerimizin çiftçilerimizin daha layıkıyla icra etmeye çalıştığını görüyoruz” dedi.

Tarımsal turizm desteklenmeli

Bölgedeki verimli tarım arazilerinin yanında her yıl ilginin arttığı tarım turizminin de hız kazanması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Diğer taraftan tarımsal turizmin desteklenmesi vasıtasıyla Pamukkale ilçesinde ve Pamukkale ovasında kekikten hareketle ovaya indiğimizde ayva ve nar üreticiliğinin arzu edilen seviyenin bir basamak daha arttırılması gerektiğini bir Pamukkale Festivaliyle tarım festivaliyle de desteklenmesi ovada üreticimizin kazancının artacağını alın terinin emeğinin karşılığını tam manasıyla bulacağını düşünüyorum. Bölgede zaman zaman iklime ve koşullara göre değerlendirildiğinde Türkiye’nin yüzde 15’lik nar ihracat kalemini oluşturuyor. Bu çok ciddi bir oran. Her yıl daha profesyonelleşen, daha tecrübeli olarak üretilen çiftçimizin alın teri emeği ve tecrübe artışı da rekolteye ürün kalitesine de yansıdığını görüyoruz. Markalaşmada arzu ettiğimiz seviyeye bu yolla çıkacağımıza inanıyorum. Bölge genel itibariyle pamuk ekim alanları olarak karşımıza çıkıyordu. Ancak pamuk üretiminde baktığımız da daha geniş, arazilerle sonuca gidebildiğimizi görüyoruz. Katma değer sağlayabildiğini görüyoruz. Pamukkale ovasında arazi yapısı daha küçük dönüklü arazilerden yer aldığı için böyle bir farklılık gerek birim fiyatı yüksek gerekse üretim anlamında daha yüksek tonajlara ulaşabildiğimiz meyve kalemleriyle bölgesel bir ferahlama söz konusu oldu. Bölge insanı da emeğiyle gayretiyle ve yüreğiyle Türk tarımının gelişmesi için elinden geleni yaptı yapmaya da devam ediyor” diye konuştu.

Girdi maliyetleri yüksek

Bölgede üretimin girdi maliyetlerinin yüksek olmasından etkilendiğine dikkat çeken Yılmaz, şunları kaydetti:

“Geçen yıl narda yaklaşık 55 bin tonluk nar rekoltesine ulaştık, veriler bazı yıllarda değişebiliyor. Önümüzdeki günlerde rahmet yağmurlarının yağmasıyla birlikte bölgesel susuzluğunda önüne geçilecektir. Bölgesel basınçlı boru sistemleriyle birlikte suyun daha doğru kullanımıyla birlikte ovaya bolluk bereket gelmeye devam edecektir. Burada girdi maliyetlerinin yüksek olması zirai ilaç gübre ve tarımsal sulamada birim fiyatlarının yüksek olması ciddi anlamda etki sağlıyor, belki de markalaşmanın önüne geçiyor. Ancak önümüzdeki süreçte bunun düzelebileceğini, farklı yaklaşımlarla farklı desteklerle hükümetimiz ve tarım il müdürlükleri tarafından çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Pamukkale ovasını değerlendirdiğimizde yaklaşık 40 bin dönümlük bir alan söz konusu ve bu alanda özellikle yeni dikim sahalarında ayva meyveciliğinin arttığını görüyoruz. Kocadere hattında birkaç bin dönümlük alanda erkenci kayısı olarak tabir ettiğimiz ürünün arttığını görüyoruz. Birkaç yıl içinde ovanın tamamında boş sahasının kalmayacağını ve meyve dikili alanların oluşacağını düşünüyorum. Pamukkale Ovası niteliği itibariyle bu havzada mikro klima etkisi olarak tabir edilen diğer bölgelere nazaran daha erken kırmızılaşan daha erken hasat edilen nar üretimini görebiliyoruz. Daha dayanıklılığa haiz ayva üretimini görebiliyoruz. Depo ömrü ve saklama anlamında bütün bunlar ürünün kalitesini, kalibresini birim fiyatının artışını tercihte ön plana çıkmasını sağlıyor”