Her gün onlarca kişi günlük yaşamdan kaynaklı bel ağrısı şikayeti yaşıyor. Ağrıları dinmeyen kişilerin uzman hekimlere başvurmaları gerektiğini vurgulayan Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Hekimi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay uyarılarda bulundu.

Bel ağrısı günlük hayatta herkesin sıklıkla yaşadığı bir durum olarak biliniyor. Günlük hayatın stresi, yoğun iş temposu, uzun süre hareketsiz kalmak ve daha bir sürü durum bel ağrısına yol açabildiğini belirten Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Hekimi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay, sürekli çekilen bel ağrısı hayatı çekilmez bir hale getirdiğini söyledi. Bu durumlarda kişinin bir doktora gözükmesi ve gerekli tedaviyi alması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Şimşir Atalay, tedavi yöntemleri hakkında ve konuya ilişkin merak edilenleri anlattı.

“Ağrının neden kaynaklandığını tanımlamak ilk adım”

Genel olarak insanların yüzde 80’inin hayatlarının bir döneminde bel ağrısı yaşadığını belirten Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay, “Bel ağrısı çok sık rastlanan önemli bir sağlık problemi olup, neden kaynaklandığının araştırılması gerekir. Bel ağrılarının yüzde 90’ı mekanik kaynaklıdır. Mekanik kaynaklı ağrılar kas, eklem ve bağlardan kaynaklı olup ani eğilme veya aniden ters bir hareket yapmayla ortaya çıkan kas gerilmesi, kas zorlanması olabilir. Bunun yanı sıra bel fıtığı, kireçlenme, kanal daralması, belde kayma diğer bel ağrıları nedenleri arasındadır. Masa başında yanlış ve uzun süre oturma, ağır kaldırma, uzun süre sabit pozisyonda olma, sürekli ayakta durma, sürekli eğilerek iş yapma, titreşimli alet kullanma mekanik kaynaklı bel ağrısını tetikleyen sebeplerdir. Kas zayıflığı bu ağrıların yaşanmasında en büyük sebeptir. Bunun dışında sigara kullanımı, stres ve aşırı kilo da bel ağrısına neden olur. Geri kalan yüzde 10 neden arasında Ankilozan Spondilit, sedef romatizması gibi iltihaplı romatizma, tümör, omurga kırığı, brusella, tüberküloz gibi omurga enfeksiyonları ya da böbrek gibi iç organlardan yansıyan ağrılar olabilir. Bu nedenler ayrıntılı sorgulamayla farkedilip ivedilikle tedavi edilmelidir. Bunlar; ağrının ne zamandan beri olduğu, gece ağrısının özellikle sabaha doğru uykudan uyandıran ağrının olup olmadığı, ateş, gece terlemesi, kilo kaybı, travma öyküsü, kanser öyküsü, kortizon kullanımı, ağrının istirahatle mi hareketle mi artıp azaldığı sorgulanmalıdır“ dedi.

“Haftalarca uygulanan yatak istirahati artık uygulanmıyor”

Ağrının neden kaynaklandığını tanımladıktan sonra tedaviye başladıklarını belirten Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay, “Mekanik kaynaklı ağrılarda öncelikle ilaç tedavisi uyguluyoruz. Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar kullanıyoruz. Bunlar sadece ağrıyı kesmek için değil aynı zamanda tedavi etmeye yönelik ilaçlardır. İlaç tedavisiyle birlikte 3-4 günlük kısa süreli istirahat öneriyoruz, daha fazla değil. Önceden düz ve sert zeminde yatarak haftalarca uygulanan yatak istirahati artık uygulanmıyor. Çünkü hastayı uzun istirahate aldıkça kaslar zayıflıyor. Kasların zayıflaması da ağrının tekrarlamasına sebep oluyor. Bu nedenle hastanın en kısa sürede günlük yaşamına dönmesi, yürüyüş gibi aktiviteler yapması, ağrı azaldıktan sonra bel ve karın kaslarını güçlendirici egzersizlerin eklenmesi önerilir. Oturma, ayakta durma, eşya taşıma, eğilme ve yataktan doğrulmada doğru olan hareketleri gösteriyoruz. Yerden bir şey alırken belden eğilerek değil dizleri bükerek almasını, eşyaları gövdeye yakın taşımasını, iki taraflı dengeli eşya taşımasını istiyoruz. Otururken de koltuğa arkasını tam yaslayacak ve bel kavsini ince bir yastıkla desteklemesini öneriyoruz. Bunlar genel olarak hepimizin bel ağrılarından korunmak için dikkat etmemiz gereken hareketlerdir” ifadelerini kullandı.

Fizik tedavi uygulamalarının olduğunu da vurgulayan Şimşir Atalay, “Bu öneriler dışında uyguladığımız diğer tedavi yöntemleri arasında fizik tedavi uygulamaları mevcut. Fizik tedavi uygulamalarında sıcak uygulama, ağrı kesici elektrikli akımlar, vakum tedavisi, masaj, traksiyon dediğimiz çekme tedavisi, manuel terapi uyguluyoruz. Bunlarla ağrıyı kesmeyi, kas spazmını çözmeyi hedefliyoruz. Lokal girişimsel uygulamalar arasında kuru iğneleme, nöral terapi, ozon uygulamaları çok etkilidir. Kinezyo bantlama, lazer tedavisi ve hacamat bel ağrısı tedavisinde uygulanan diğer tedavi yöntemleridir. Bu tedavi yöntemleri ile ağrıların çoğu zaten 6 haftadan daha kısa sürede tedavi edilebilmektedir” şeklinde konuştu.

Hastalar için en önemli ve asla atlamamaları gereken durumların neler olduğunu belirten Şimşir Atalay, “Hastada bacak veya ayakta ani gelişen güçsüzlük, topukta ya da parmak ucunda yürüyememe, belirgin derecede uyuşma eşlik ediyorsa, idrar veya büyük abdest kaçırma ve ani gelişen cinsel fonksiyon bozukluğu varsa hiç vakit kaybetmeden çok acil bir şekilde doktora başvurması gerekir. Çünkü bu bulgular acil ameliyat gerektiren durumlardır. Bel ağrısıyla gelen hastaların yüzde 1-2’sine ameliyat gerekir. Bel ağrılarının tedavisinde büyük oranda ameliyat dışı tedavi yöntemleriyle başarı sağlanmakta bu nedenle bel, bacak ağrısı, uyuşma şikayeti olan hastaların şikayetlerini ertelemeden bir fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanına başvurmaları, hastalıklarının kronikleşmeden erken dönemde tedavisini kolaylaştırır” diye konuştu.