Ulaştırma sektörünün ana unsurlarından birisi olan demiryolları da diğer ulaşım türleri gibi küreselleşmenin oluşturduğu düzene ayak uydurabilmek için önemli bir yapısal ve teknik değişim sürecinden geçmektedir.

Yapısal değişim süreci içinde demiryollarının hem kendi yapıları hem de devletle ilişkileri sorgulanmakta ve yeniden düzenlenmektedir.

Dünya demiryollarının neredeyse tümünde yeniden yapılanma çalışmaları çeşitli biçimlerde sürdürülmektedir. Günümüzde, demiryolu sektörünün sadece diğer ulaştırma türleri karşısında rekabet gücünü artırmaya değil birden fazla işleticinin faaliyetine imkân vererek sektör içinde de rekabet yaratılmaya çalışılmalıdır.

Demiryolu sektörünün bugününü ve geleceğini düzenleyen kurumlar, demiryolu sektöründe olanların yararlanabilmesi için hizmet kalitesi, konfor, güvenirlilik ve fiyat konusunda iyileştirmeler yapmalıdır. Özellikle de demiryolu ulaşımında verimliliği geliştirmek, demiryolu sistemi içinde olan veya olmak isteyenler için rekabet güçlerini arttırmak için düzenlemeler yapmak zorundadır

Ülkemizde demiryolu fiziki altyapısının artan ulaşım talebine uygun olarak zamanında gerçekleştirilememesi, karayolu taşımacılığının çok belirgin şekilde öne çıkmasına neden olmuştur.

Yük taşımacılığında karayollarına yüklenilmesi taşıma maliyetlerinin artmasına neden olmakla kalmamış, aynı zamanda karayolları üzerindeki trafiğin yoğunlaşmasına ve özellikle büyükşehirlerde trafiğin sıkışmasına neden olmuştur. Bu durum beraberinde trafik kazalarının artmasına ve ciddi oranda enerji ve zaman kaybına neden olmaktadır.

Türkiye ulaştırma sisteminin daha verimli ve dengeli hale gelmesi için karayolunu rahatlatacak biçimde trafiğin demiryoluna çekilebilmesi için;

  • Gerekli altyapının iyileştirilmesi,
  • Modernizasyonun sağlanması,
  • İşletme kalitesinin iyileştirilmesi,
  • Karayolu taşımacılığında, mevzuata uygun yükleme yapılması,

gibi önlemler alınmalıdır.

Yüksek hızlı demiryolu hatlarına yapılan yatırımların yanında, konvansiyonel hatlara da yatırım yapılmalı, yol yenilemeleri, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve çift hat yapımı projelerinin devreye alınması, lojistik merkezlerin artması, yük garlarının iyileştirilmesi, iltisak hattı yapımlarının yaygınlaştırılması, yük vagon ve lokomotif filosunun geliştirilmesi ile demiryollarının ulaştırma sistemleri içindeki yük ve yolcu taşımasındaki payı ve etkinliği ile verimliliğinin artırılması sağlanmalıdır.

Diğer taraftan gerek yapım maliyeti gerekse hava kirliliğindeki payının karayollarına göre daha az olduğu düşünülürse; demiryollarının birçok konuda avantajlı olması sebebiyle ülkemizde demiryolu taşımacılığının daha kullanılabilir hale getirilmesine yönelik planlamalar yapılmalı ve demiryolu ağı mutlaka genişletilmeli.

Bugün itibariyle, mevcut demiryolu altyapısından kaynaklanan olumsuzluklar nedeniyle, verimli bir işletmecilik yapma imkanı olamamaktadır.

Türkiye demiryolu altyapısından kaynaklanan;

  • Boden sorunu, ray ve tekerlek aşınmalar,
  • Yoğun dökme yük trafiği olan limanlara iltisak hattı bağlantılarının yapılmaması
  • Elektrikli hatlarda “Regenarasyon” ve demiryolu araçlarında enerji verimliliği ve tasarrufu

sistemi kurulmaması,

  • Geometri (şebekede meyillerin max %1.5, kurupların min 500 mt) düzeltmelerinin yapılmaması,

demiryolu taşımacılığını doğrudan olumsuz olarak etkilemekte ve  verimsizliği artırmaktadır..

Bu nedenle, TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü, tasarrufunda olan “demiryolu altyapısının işletmeciliğini”  demiryolu emniyetini, güvenilirliğini ve verimliliğini geliştirmek amacıyla kurulmuş kar gütmeyen bir devlet kuruluşu gibi yönetmelidir.

Çünkü, mevcut demiryolu ağının geometrik ve fiziki standartlarının düşük olması ve tek hat işletmeciliği, modern işletmeciliği imkansız kılan sorunlar yaratmaktadır.

Demiryolunda verimlilik, ülkemizin diğer ülkelerle rekabetinde önemli bir gelişme sağlayacaktır.