“Ne yazık ki tüm dünyada etkili olan Covid-19 virüsü, birçok sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de sektör çalışanını ve üretimi gerçekleştiren sektörleri etkiledi. Salgının daha etkili olmaması için otomotiv sektöründe de üretime ara vermek durumunda kalındı”

Ülkemizde ekonomik krizlerde en çabuk sinyal veren ve en çok etkilenen iki sektör bulunmaktadır. Bunlardan biri inşaat sektörüdür ki, uzun dönem ekonomik istikrarın, milli gelirden birikime aktarılabilecek bir beklentinin göstergesidir. İkinci önemli sektör de otomotiv sektörüdür. Otomotiv sektöründe bütün dünyada her 4-5 yılda bir olumlu veya olumsuz büyük şoklar yaşanmaktadır. Bu şokların nedeni dünya ekonomisinde rastladığımız belli periyotlarla tekrar eden değişimlerdir. Otomotiv sektörü beraberinde geniş bir yan sanayi kapasitesini ve bu yan sanayiyi besleyen hammadde üretimini kapsamaktadır. Sacından plastiğine, kumaşından boyasına, lastiğinden camına kadar birçok sektör otomotiv sektörünün gelişmesinden veya gerilemesinden doğrudan etkilenmektedir. Daha önce ülke içinde farklı modellerle düşük üretim adetleri ile montaj esasına dayalı olarak sağlanan pahalı üretim, artık küreselleşmenin de etkisiyle tarz değiştirmiştir. Bundan sonra üretim üretildiği ülke için yapılmayacak tüm dünya için üretilecektir. Amaç üretim maliyetinin indirilmesi, üretim adetlerinin artırılmasıdır. Bu amaçla teşvikler getirilmiş, üretici kuruluşlara belli üretim garantisi ile uygun şartlar sağlanmıştır. Üretim öncesi montaj malzemelerinde milk-run sistemleri kullanılmış, montaj öncesi ara montaj çalışmaları yapılmıştır. Üreticiler üretilen araçların ülke içi dağıtımı veya ihraç noktalarına taşınması için birbirinden farklı kuruluşlar yaratmışlardır. Verimsiz çalışan araç taşıma filoları meydana getirmişlerdir. Her markanın farklı bir araç taşıma şirketi ile çalışması anlaşılır şey değildir, ancak ülkemizde yapılmıştır. Son birkaç yıldır otomotiv sektörü değişim yaşamaktadır. Küresel markalar artık ülkemizde kendi iç tüketimimiz için araç üretmemekte, başta Avrupa Birliği olmak üzere tüm bölge için üretim yapmakta, az sayıda modelle yüksek üretim adetlerine ulaşmaya çalışmaktadırlar. Ülke içi model eksikliği yurt dışından ithalatla karşılanmaktadır. Bu sayede bir yandan otomobil ihraç ederken diğer yandan da otomobil ithal eder hale gelmiştir ülkemiz. Yapılan doğrudur. Ölçekleri büyüterek üretimde maliyet avantajı ve üretim kolaylığı sağlanmıştır. Artan üretim adetlerinin gerektirdiği yedek parça artık ülke içindeki yan sanayiden daha uygun şartlarla ve akışı sürekli kılacak şekilde sağlanabilmektedir. Birçok konuda uluslararası yan sanayi üreticileri gerek şirket evlilikleri gerek şirket satın almaları ile ülkemize gelmekte ve burada yan sanayi parça üretimi yapmaktadırlar. Kapasiteleri ekonomik ölçeğe uygun seçilmiş olup boş kapasite ile yapılan üretim ülkemiz için bir ihraç kalemi haline de gelmiştir. İthal yüzdesi azaltılmaya ve mümkün olduğu kadar yerel kaynaklardan temin yoluna gidilmektedir. Ne yazık ki tüm dünyada etkili olan Covid-19 virüsü, birçok sektörde olduğu gibi otomotiv sektöründe de sektör çalışanını ve üretimi gerçekleştiren sektörleri etkiledi. Salgının daha etkili olmaması için otomotiv sektöründe de üretime ara vermek durumunda kalındı. Verilere bakıldığında Türkiye’de yılın iki ayında geçen yıla göre yüzde 90 artış gösteren otomobil ve hafif ticari araç pazarında, mart ayının sonuna gelindiğinde artış yaklaşık yüzde 40’a kadar gerileme yaşandı. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da yılın ikinci çeyreğinde negatif bir büyüme beklenmektedir.