“Koronavirüs (Covid-19) salgını ile global ekonominin ciddi bir daralma geçireceği ortada. IMF, OECD, Dünya Bankası ve kredi derecelendirme kuruluşlarının aşağı yönlü tahminleri henüz bir ortak paydaya oturmuş durumda değil ama “keskin ve net bir düşüş” olacağını herkes bekliyor.”

Ekonomide son yıllarda üst üste gelen dalgalanmalar ile genel manada hem ülkeler, hem şirketler hem de bireyler bazında süreçler ile başa çıkılamaz hale gelinmişti. Küresel krizden sonraki 10 yılda ortaya çıkan yeni iş, ilişki ve yeni süreçler eski yöntemler kullanılarak  çözülme saplantısıyla daha da karmaşık hale geldi. Global ekonominin ciddi bir daralma geçireceği ortada. IMF, OECD, Dünya Bankası ve kredi derecelendirme kuruluşlarının aşağı yönlü tahminleri henüz bir ortak paydaya oturmuş durumda değil ama “keskin ve net bir düşüş” olacağını herkes bekliyor. Covid-19’un aşısının bulunma ihtimali en yakın olasılıkla 1 yıl sonraya tarihleniyor, 1 yıl sonra hastalığın tehdit olmaktan çıktığını kabul edelim. 1 Ocak 2020’de 66 dolar olan petrol fiyatı 15 dolara kadar düştü, bu da depolarda görülmemiş bir petrol arz fazlalığına yol açtı, fiyatlar daha da düşecek gibi duruyor. Bu ülkeler çok hızlı bir şekilde kamu çalışanlarının maaşlarını ödeyemez hale gelebilirler. Sonuçta dünya para  ekosistemi de muazzam bir darboğaza girebilir. Bugünlerde enflasyonun çok hızlı yükselmemesinin sebebi tüm dünyada kademeli karantina uygulanması. Covid-19 sonrasında yükselen enflasyon ile tüketimi sağlayan petrol arzı gerçekleşen ülkelerdeki resesyon ‘’global kıtlığa’’ dahi neden olabilecek. Küresel ticaret savaşlarının tetiklediği ortamda dünyada ekonomi zaten bitmişti, bunun üzerine bir de korana geldi. Sistemde karlılıklar ve hırslar azalarak, daha mütevazi ekonomik döngü ile yerelleşme ve ‘’Tarım Ekonomisi’’ öne çıkacak. Lojistik yeniden tanımlanacak, tedarik zinciri yönetimi baştan kurulacak. Korona sürecinde test edilen evden çalışma konusu, çok ciddi şekilde ele alınacak. Çalışan belli günlerde evde tutularak yeni normalde ofis ve üretim faktör maliyetlerinde azalma yaşanacak, korona geçecek ama ardından çok şeyi de değiştirecek. Son olarak e-ticarete değinmekte fayda görüyorum, bu süreçte hayatında hiç internet alışverişi yapmayan kitlenin çok fazla şekilde e-ticaret deneyimi yaşadığını açıklanan resmi rakamlar ile öğrendik. İnternet üzerinden uzaktan bağlantılı yeni çalışma düzenimiz, sosyal medya kullanımı, mesajlaşma, film indirme ve izleme, oyun vb. hizmetlerin kullanımının artması, trafikte bu olağan üstü artışı sağladı. Aslında dünya’dan kopuk değiliz. ABD’de yerleşik operatör AT&T de, yüzde 40’lık bir artış sağladıklarını söyledi. Salgının daha uzun zamandan beri devam ettiği İtalya’da ise, data kullanımındaki artış yüzde 70.Türkiye’deki yaklaşık 65 milyon geniş bant internet abonesi de bu yeni düzene uyum sağlamaya çalışıyor. Normal şartlarda 2-3 sene sonra oluşması beklenebilecek kullanıcı ihtiyaçları, beklentileri ve bunlara ilişkin çözümler, hızlanarak önümüzdeki 12 ayda ortaya çıkacak gibi görünüyor.  Yani dünya genelinde ve Türkiye’de takvimi çok ciddi bir şekilde öne çektik. Türkiye’de geniş bant internet altyapısının nasıl sürdürülülebilir kılınacağı ve bugünkünden çok daha güçlü ve yaygın hale nasıl gelmesinin gerekliliğidir. Sonuç olarak; herkesin ifade ettiği gibi hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Evet tamam da, biliyoruz da, nasıl adapte olup neleri önceliğimize almamız gerekiyor sorularına kendimce hem global hem de yerel manada cevap bulmaya çalıştım. Daha mütevazi, daha minimal ama daha doğru zaman yönetimiyle digital merkezli bir ekosistemde araştıran, geliştirenler elbette öne çıkıp işini verimli yapacaklar.

Güzel bir ay olması dileklerimle.