Simsiyah akan görüntüsü, etrafa yaydığı kötü koku ve kirliliği ile gündeme gelen Ergene Nehri için umut olabilecek, Ergene Havzasını ve besleyen derelerin siyah akan görüntüsüne son verebilecek bir proje geliştirildi.

Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi bünyesinde sanayi - üniversite işbirliği ile kurulan Teknokent tarafından geliştirilen atmosferik plazma yöntemiyle ürettiğimiz reaktif oksijenle atık su arıtımı ile fabrikaların atık sularının geri kazanımı sağlandı. Üretimde kullanılan ve yeni yöntemle arıtılan su yeniden üretimde kullanılabiliyor.

Yapılan çalışmalarla ilgili olarak bilgiler veren Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Üniversitemizde son 7-8 yıldır üniversitemizle teknoloji firmamızla birlikte geliştirdiğimiz soğuk atmosferik plazma yöntemiyle ürettiğimiz reaktif oksijenle atık su arıtımı gerçekleştirdik. Bu tesiste endüstriyel atık suların arıtılarak yeniden kullanılması gerçekleştiriliyor. Çok kirli düzeyde sisteme giren su sistemde arıtılarak proseste tekrar kullanılabilir hale geliyor” dedi.

Suyun, arıtılarak geri kazanıldığı yeni bir teknoloji

"Bu projemizin iki amacı var" diyen Prof. Dr. Tecer, “Bir tanesi genel amacı doğal kaynaklarımızı ve su kaynaklarımızı koruyarak gelecek nesillere aktarmak. İkincisi ise su kıtlığının yaşandığı küresel iklim etkisi ile de su kaynaklarımız üzerinde oluşturulan baskıyı ortadan kaldırabilecek bir teknoloji ile suyu geri kazanarak bu bölgedeki sanayinin kullanımına tekrar hizmet eder hale getirmek. Su geri dönüşüm teknolojisi yeni bir teknoloji değil, su geri kazanımı yapılıyor ancak, bizim geliştirdiğimiz bu soğuk atmosferik plazma, yönetimiyle biyolojik ve kimyasal arıtımı ortadan kaldırıyoruz. Biyolojik ve kimyasal arıtım olmadan herhangi bir kimyasal olmadan tamamen atmosferdeki oksijenin kullanılması ile suyun arıtılarak geri kazanıldığı yeni bir teknolojidir” diye konuştu.

"5 Binler seviyesindeki bir kimyasal oksijen seviyesini 50’nin altına çekiyoruz"

Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tecer, “Konvansiyonel sistemlere göre hem yatırım maliyeti hem de işletme maliyeti çok düşük. Örnek verecek olursak burada önemli bir faaliyet gösteren Gülle Tekstil ile hem ARGE çalışmasını su arıtımı üzerine hem de nihai olarak gerçek boyutlarda tesisi burada kurmayı başardık. Örnek olarak 5 binler seviyesindeki bir kimyasal oksijen seviyesini 50’nin altına çekiyoruz. Özellikle tekstil atık sularında yoğun kirlilik olan iletkenlik tuzluluğu da onun altına çekiyoruz ki bu içme suyu kalitesinde su demektir. Ayrıca boyahanelerden çıkan atık sularda renk problemi bu bölgede aşılamayan problemlerdendir. Bu soğuk atmosferik plazma ile renk problemini de sıfıra kadar indirebiliyoruz. Bu şu anlama geliyor. Yeraltı sularının rezervlerinin korunması yüzeysel suların da doğasına döndürülebilmesi için suların arıtılarak verilmesi gerekiyordu. Bu bölgede umut olabilecek, Ergene Havzasını ve besleyen derelerin simsiyah akan görüntüsünden kurtulabileceğinin işaretini vermiş bulunuyoruz. Oldukça başarılı bir sistem. Bu tesis şu anda reel olarak günde 100 tonluk bir atık suyu arıtarak proseste kullanılabilir hale geliyor. Arıtarak geri kazandığımız suyla da kumaş boyamaları ve ürün üzerindeki etkilerinin herhangi bir sorun yaşanmadan ürün suyu kumaş boyamasında gerekse proseste kullanılan diğer işlemlerde çok güzel çok başarılı sonuçlar veriyor” şeklinde konuştu.

"Daha ekonomik sonuçlar üretiyor”

Maliyet konusunda da bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Tecer, “Konvansiyonel sistemlere göre bir atık suyu arıtarak geri kazanmanın maliyeti aşağı yukarı bin 500 euro/metreküp mertebesinde. Tabii atık suyun debisi ve kimyasal olarak kirlilik düzeyine bağlı olmak kaydıyla bu sistemde reaktif oksijenle ya da enerjilendirilmiş oksijenle kurduğumuz atık su geri kazanım tesisinin yatırım maliyeti yüzde 50’lere kadar daha ucuz. En önemlisi burada işletme maliyetidir. İşletme maliyeti de yine yüzde 50 oranında değişen oranlarda daha ucuz hale geliyor. Soğuk atmosferik plazmayla atık su geri kazanımı ve su geri kazanımı konvansiyonel sisteme göre yüzde 50’lere varan mertebelerde daha ekonomik sonuçlar üretiyor” dedi.

"Günlük 10 bin, 20 bin 50 bin, 100 bin metreküplere, tonlara varan suları da arıtabiliyoruz"

Kapasitenin arttırılabilir olduğunu da kaydeden Tecer, “Kesinlikle arttırılabilir bir kapasite. Bu sistemin en önemli özelliğinden bir tanesi de modüler sistemdir. Burada gördüğünüz gibi iki konteynır içerisinde 100 tonluk suyu arıtabileceğimiz gibi bunların sayısını arttırarak günlük 10 bin, 20 bin 50 bin, 100 bin metreküplere, tonlara varan suları da arıtabiliyoruz. Sistemin temeli, esası aynı sadece reaktörlerin ve tankların sayısını arttırarak bu kapasitelere ulaşabiliyoruz. Bu bölgede günde aşağı yukarı 350 - 400 bin ton su tüketiliyor. Bunların tamamını arıtabilecek bir tesis veya birkaç tesis bu yöntemle kurmak ve işletmek çok mümkün” diye konuştu.

Ergene’de faaliyet gösteren Gülle Tekstil adlı fabrikada denenen ve başarıyla uygulanan sistemde fabrikadan siyah renkte çıkan atık sular atmosferik plazma yöntemiyle üretilen reaktif oksijenle atık su arıtım projesi ile atık sular yeniden üretime kazandırılıyor. Arıtılan sular akvaryuma alınarak balık dahi yetiştiriliyor.