WhatsApp özellikle Facebook ile veri senkronizasyonunun nasıl yaptığını açıklayan yeni bir kullanıcı sözleşmesini kullanıcılarına sundu. Ancak daha da önemlisi söz konusu şartları kabul etmek için 8 Şubat’a kadar süre tanıdı.

Kabul etmeyenlere ne mi olacak? Hesabı silinecek.

Herhangi bir başka uygulama olsa manşetlerde yer etmeyecek bu ultimatom, 2 milyar kullanıcıyı ilgilendirdiğinde daha geniş anlamlar kazanabiliyor. Kullanıcıların kafasında birçok soru mevcut:

-WhatsApp, Instagram ve Facebook’un sahibi Mark Zuckerberg neden böyle bir adım attı?

-Whatsapp bizden neler istiyor ve istedikleri ne anlama geliyor?

-WhatsApp’tan daha güvenli uygulamalar var mı?

-WhatsApp’ı vazgeçilmez yapan ne?

-Sorularımızı İletişim Bilimci Yalçın Arı’ya yönelttik.

1) Whatsapp’ın yeni koşullarını kabul etmek kullanıcılar için ne anlama geliyor? Hangi bilgileri veriyoruz?

Şu anlama geliyor: Zaten Mark Zuckerberg Facebook üzerinden bazı datalarımıza erişiyor. Ve bu datalar hem Facebook hem de Instagram’da ilgi alanlarımıza göre karşımıza reklam olarak çıkıyor. Fakat sahip olduğu Facebook dataları ile en azından Google kadar para kazanamıyor ya da reklam verenlerin istediğini karşılayamıyor. İşte WhatsApp datalarımızla daha spesifik bilgilerimize ulaşıp bunları şirketler ile paylaşarak hem sektörde daha fazla söz sahibi olacak hem de verilerimizi şirketlere ya da devletlere satarak daha fazla para kazanacak.

Facebook'ta eğitim durumumuz, yaşadığımız yer, lokasyon durumumuz gibi bilgiler kayıt altında, bu bilgiler ışığında karşımıza reklam çıkıyor. Ama Facebook siz herhangi bir sayfayı ziyaret etmedikçe size spesifik olarak reklam veremiyor. Mesela tıraş makinasıyla ilgili bir sayfayı ziyaret ettiğinizde ya da elektronik eşya ile ilgili bir sayfayı ziyaret ettiğinizde bununla ilgili reklamlara maruz kalıyorsunuz. Bu da veri piyasası için yetersiz kalıyor.

Biz detaylı verilerimizi Facebook ile paylaşmadıkça bilgilerimize ulaşamıyor. En çok hangi markaları sevdiğimiz, nerden alışveriş yaptığımız, kaç kardeş olduğumuz ya da evli mi bekar olduğumuz, aylık gelirimiz gibi. Bunları ancak ziyaret ettiğimiz sayfalara göre tahmin ediyor ama bu onlar için yeterli değil ve yanılma oranı da çok fazla.

İşte bu yeni yasa sayesinde WhatsApp yazışmalarımızdan nelere ihtiyacımız olduğunu öğrenip örneğin yeni bir ayakkabı ihtiyacımız olduğunu arkadaşımızla paylaştığımızda bu veriyi Instagram üzerinden paylaşıp yapay zeka önümüze istediğimiz tarz bir ayakkabıyı çıkaracaktır. Kısaca, WhatsApp üzerindeki görsel ve yazınsal tüm yazışmalarımızı Facebook ya da Instagram’a veri olarak paylaşıp bunları reklam devlerine sunacaktır.

Hangi bilgileri veriyoruz:

-Hesap bilgileri
-Mesajlar
-Bağlantılar
-Durum bilgisi
-İşlem ve ödeme verileri

Birçok uzman zaten WhatsApp'ın bu verileri kullandığını bunu sadece yasal olarak meşru hale getirmeye çalıştığını düşünüyor. WhatsApp'ın verilerimizin ne kadarını kullandığı bilinmiyor. Kullanıcı sözleşmesiyle yetinip yetinmediğini bilmiyoruz. Facebook gibi kötü bir sicile sahip bir firmanın daha fazla verilerimizi istemesi insanları ciddi anlamda tedirgin etmiş durumda.

2) Yeni koşulların daha önce kabul edilenden en önemli farkları ne? 

Aslında 8 şubat öncesindeki verilere baktığımızda zaten WhatsApp anonim olarak verilerimizi başka şirketlere veriyormuş. Yine kendi diğer şirketleriyle paylaşıyormuş. Bununla ilgili de 3 sayfalık bir kullanıcı sözleşmesi var. Yeni durumda bu verileri adımızla birlikte vermiş olacak. Resmi bir hüviyete kavuşmuş olacak.

3) Telegram ve Signal gibi rakipleri ile karşılaştırırsak Whatsapp gizlilik açısından nereye oturuyor?

Signal dünyanın en güvenli mesajlaşma uygulamalarından biri. Birçok siber güvenlik uzmanı tarafından kullanılması öneriliyor. Açık kaynaklı bir uygulama, bu da tüm kullanıcıların onu inceleyebilmesi anlamına geliyor. WhatsApp böyle değil inceleyemiyorsun. Signal gerçek şifreleme hizmeti sunuyor. Verilerimizi hiç bir şekilde karşı tarafa mesaj olarak göndermez. Görüntülü görüşmeler bile şifreli. Kendi kendini yok etme özelliği var.

Telegram bugüne kadar hiç bir hükümet ya da şirketle verilerini paylaşmadı. WhatsApp paylaşıyor. WhatsApp’ta bir mesajı ancak belli bir süre içinde silebiliyorsunuz ama Telegram’da karşı tarafa gönderdiğiniz mesajı istediğiniz an her iki taraftan da silebiliyorsunuz.

4) Whatsapp’ın ‘Ya kabul et ya da sil’ tavrı vazgeçilmez olmasından mı kaynaklanıyor? İş gruplarının yoğunluğu bunda bir etken mi?

Aslında sadece iş gruplarının yoğunluğu değil sektörde nerdeyse rakipsiz olmasından kaynaklanıyor. Dünyada milyarlarca insan telefon yerine neredeyse tüm görüşmelerini WhatsApp üzerinden yapıyor. WhatsApp'sız bir dünya işlerin, görüşmelerin, neredeyse hayatın ciddi anlamda sekteye uğraması demek. Onu vazgeçilmez kılan başka bir şey de çevrenizdeki bir çok insanın o uygulamayı kullanıyor olması. Siz Telegram ya da Signal gibi uygulamalara geçiş yapsanız bile eğer çevreniz o uygulamalara geçiş yapmamışsa bu sizin için bir anlam ifade etmiyor.

Çünkü iletişim için başkalarına da ihtiyacınız olacak bunu da büyük oranda WhatsApp sağlıyor. Mesela ben uzun süredir WhatsApp'ı kapatmak istiyorum fakat üye olduğum gruplar ve iş yaptığım insanların bu uygulamayı kullanması beni bu uygulama ile sınırlıyor ve beni uygulamaya mecbur bırakıyor. Ama bu yeni düzenlemeyle insanların kitleler halinde diğer uygulamalara geçtiğini en azından o uygulamalara da şans verdiğini görebiliyorum.

Hem Telegram hem de Signal son bir kaç gündür ciddi talep görüyor. Onların da alt yapı olarak bu yeni dalgaya kendilerini hazırlamaları gerekiyor. Alt yapısı ve kullanıcı deneyimi iyi olmayan bir uygulama kullanıcı tarafından rağbet görmez. WhatsApp'ın en güçlü yönü de bence bu. Kullanıcı deneyimi hızlı mesajlaşma imkanı ve ara yüzü.

ʻʻWhatsApp'sız bir dünya işlerin, görüşmelerin, neredeyse hayatın ciddi anlamda sekteye uğraması demek. Onu vazgeçilmez kılan başka bir şey de çevrenizdeki bir çok insanın o uygulamayı kullanıyor olması."
(Sibel Gülersöyler /Sözcü)