Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Uzay Programı’nı açıklamasının ardından 1970’li yıllarda Türkiye’nin ilk uzay projesi olarak ortaya çıkan sonrasında da rafa kalkan Feydamid projesi (Fevzi Yertut Danser Midan), yeniden gündeme geldi. Projenin mimarı 90 yaşındaki Fevzi Yertut, “Eğer bu proje hayata girseydi uydu göndermek isteyen ülke, Türkiye’den izin almak zorunda kalacaktı” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı ‘Uzay Programı’nın ardından 1970’li yıllarda, Fevzi Yertut’un öncülüğünde Türkiye’nin ilk uzay projesi olan ancak daha sonra destek görmediği için rafa kalkan Feydamid projesi, tekrardan gündeme geldi.

İhlas Haber Ajansı (İHA), projenin mimarı Antakyalı Fevzi Yertut’a (90) ulaştı.

1960 yılında, 15 elektrik mühendisi arkadaşıyla, Türkiye’nin ilk uzay projesi “Feydamid”i hazırlayan Yıldız Teknik Üniversitesi mezunu, elektrik mühendisi Fevzi Yertut, hazırladıkları projeyi başta TÜBİTAK olmak üzere birçok kuruma sunduklarını ancak destek görmediklerini belirterek, uzayda uçabilen UFO benzeri araçları tasarladıkları projeyi mecbur rafa kaldırdıklarını ifade etti.

Günümüzdeki teknolojinin mekanik teknoloji olduğunu belirten Yertut, "Mekanik teknolojinin ömrü bitmek üzere. Bu teknolojinin ötesinde artık ’Feydamid’ teknolojisi başlayacak. Feydamid teknolojisi uzayın bilinmeyen sırlarını ortaya koyan manyetik teknolojidir” dedi.

Uzaya gönderilen füzelerin artık ömrünü tamamladığını kaydeden Yertut, ”Uzaya çıkabilmek için çok sayıda fabrika ve yüklü miktarda para lazım. Halbuki Feydamid’in bulduğu uçuş sisteminde masraflar daha az olacak ve buna sahip olan devlet tüm dünyaya hükmedecek. Bu proje devam etseydi biz ülke olarak uzaya hakim olacaktık ve zenginlik bakımından dünyanın en zengin ülkesi haline gelecektik. Ülkeler uzaya uydular gönderiyor. Eğer bu proje hayata girseydi uydu göndermek isteyen ülke, Türkiye’den izin almak zorunda kalacaktı. Feydamid’in UFO benzeri uçakları izin vermeyince bu uyduları tek tek tahrip eder ve dünyadan da buna kimse müdahale edemezdi. Uydu tahribatı bildiğiniz üzere günümüz açısında önemli. Çünkü, bankalar, borsalar, cep telefonları ve internetler uydular sayesinde çalışıyor. Bunların tahribatı demek dünyanın işlerinin durması demektir. Buna da kimse razı gelemezdi. Bundan dolayı ülkeler uzayda uydularını muhafaza etmesi için bize ücret ödemek zorunda kalırlardı” diye konuştu.

Kendi yaptıkları projelerinde yer alan uzay uçaklarının, çalıştığı zaman herhangi bir ses çıkmadığını belirten Yertut, “Uçakların altına elinizi koyduğunuzda bir sıcaklık falan da hissetmiyorsunuz. Roketler gibi ateş de çıkarmıyor. Bu araçların kanadı olmayacak içinde olacaksınız. İlk aşamada benzin veya mazotla çalışacak ancak ilerleyen dönemde Feydamid projesinde olan başka bir yakıt türü bulunup o kullanılacak” dedi.