Bildiğiniz üzere COVID-19 pandemisinden sonra dünya çapında öğrencilerin sağlığını korumak adına uzaktan eğitim modeline geçildi. ABD'de uzaktan eğitime dahil olan ülkelerden biriydi ve bu süreç içerisinde yüz binlerce öğrenciye durumları olmadığı gerekçesiyle laptop ve tablet gibi cihazlar dağıtıldı.
Demokrasi ve Teknoloji Merkezi'nin (CDT) yakın zamanda yaptığı bir araştırma, ABD'nin bir yandan öğrencilere yardım ederken bir yandan da özel hayatlarını kontrol ettiğini ortaya koydu. Yapılan açıklamalara göre ABD'nin dağıttığı cihazlar üzerinden öğrencilerini takip etmesinin ardındaki neden, öğrencilerin mental sağlıklarının yerinde olduğundan emin olmak ve intihara meyilli öğrencileri tespit ederek onlara yardımcı olmak.
Öğrenciler, cihazlar aracılığıyla izlendiklerini biliyorlardı
Bu gözetim sistemi, okullara on binlerce dolara mal olan Bark, Gnosis IQ, Gaggle ve Lightspeed gibi programlar aracılığıyla yükleniyor. Gözetim yazılımı olarak nitelendirilen bu platformun amacı şiddete veya intihara eğilimi olan, uyuşturucu kullanan, yeme bozukluklarına sahip olan ve pornografi bağımlısı öğrencileri tespit edip onlara yardımcı olabilmek için kullanılıyor.
İşin ilginç tarafı, birçok öğrenci ve öğretmen dağıtılan cihazlar tarafından izlendiklerini biliyorlardı ve bazı öğrencilerin verdiği bilgilere göre bir öğrencinin durumu cihaz almaya ne kadar yetmiyorsa ya da o cihaza ne kadar bağımlı hale geldiyse "o kadar fazla" izleniyordu.
Bir okul yöneticisi, CDT'nin yapmış olduğu araştırmada şu ifadeleri kullandı; "Dışarıda intihar veya kendine zarar verme gibi şeylere meyilli öğrencilerin olduğunu biliyorduk. Bu platform aynı zamanda diğerlerine karşı zorbalık yapan öğrencileri de tespit etmemize yarıyor. Eğer tek bir öğrenciyi bile intihar etmekten kurtarabilirsem, bu platforma ödediğimiz her kuruşun değeceğine inanıyorum."
ABD'de yer alan okulların böyle bir sisteme sahip olması bir yandan öğrencilerin yararına gözükse de bir yandan da onların özel hayatlarını ihlal ettiği gerekçesiyle büyük eleştiri aldı. The Guardian'dan Jessa Crispin, öğrencilerin tıpkı bütün insanlar gibi aynı mahremiyeti hak ettiklerini belirtirken, bir çocuğu bu tür olaylardan korumanın en iyi yolunun yanında güvenli hissettiği bir aileyle birlikte olduğundan emin olmak olduğunu dile getirdi.
