Bayburt İl Sağlık Müdürlüğü ve Bayburt İl Orman Müdürlüğü iş birliği ile ‘Geleceğe Nefes Dünyaya Nefes’ projesine katkı olarak öğrencilerin katılımıyla “Tableti, Telefonu Bırak Doğaya Can Kat” teması ile fidan dikimi etkinliği gerçekleştirildi.

Davranışsal Bağımlılıklar İle Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı çalışmaları kapsamında davranışsal bağımlılıkları önlemede bireysel ve toplumsal farkındalığın artırılması, çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm toplumun, teknolojinin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımına teşvik edilmesi, bu konuda bilgilendirilmesi, aşırı ve zararlı teknoloji kullanımının önlenmesi amacıyla Bayburt merkez Göldere köyü Kırklar Tepe Gölet sahasında Bayburt İl Sağlık Müdürlüğü ve Bayburt İl Orman İşletme Müdürlüğü iş birliği ile Geleceğe ve Dünyaya Nefes projesine katkı olarak “Tableti, Telefonu Bırak, Doğaya Can Kat” teması vurgulanarak fidan dikim etkinliği gerçekleştirildi.

Bayburt İl Sağlık Müdürlüğünden yapılan açıklamada gerçekleştirilen etkinliğin amacı ve önemi anlatılarak, “Çocukların ve gençlerin doğa sevgisinin güçlendirilmesi, sosyal sorumluluğun geliştirilmesini desteklemek hedeflenmektedir. Böylece iş birliği ve iletişim becerilerinin güçlendirilmesi ve keşif, merak, empati duygularının geliştirilmesine imkan sağlanacaktır. Unutmayalım; yapacak o kadar faydalı iş varken, hayattaki boşluklara yer kalmayacaktır. Dünyada yaşanan değişim ve ilerlemenin büyük etkeni olan teknolojik gelişmelerden, en etkili şekilde faydalanmak için toplumların sürekli bir yarış içinde oldukları görülmektedir. İnsan yaşamında bilişim teknolojilerinin (tablet, bilgisayar, akıllı telefon ve internet) yeri iyi bilinmekte olup, geçirdiğimiz pandemi sürecinde birçok alanda daha önem kazanmıştır. İnternet ve teknolojik araçların bu faydalarının yanında kontrolsüz, aşırı kullanımı ile yeni bir bağımlılık türünün gelişmesine neden olduğunu biliyor muydunuz? Dijital oyun, çevrimiçi kumar, internet, sosyal medya gibi bağımlılıklar, teknolojik araçlarla kontrolsüz zaman geçirilmesi sonucunda, aşırı ve zararlı kullanıma yol açması ardından gelişebilmektedir. Davranışsal bağımlılık denilen bu tür bağımlılıklar; davranışı bırakmada kontrol kaybı, davranış hakkında zihinsel meşguliyet, hayattaki rol sorumlulukları yerine getirememe, iş başarısında/akademik başarıda düşmeye yol açmaktadır. Hayatta görülen zararlarına ve kayıplarına rağmen o davranışı sürdürme istediği vardır. Peki davranışsal bağımlılık nasıl başlar? Nedenleri nelerdir? Yenilik, yeni durumları keşfetmek, heyecan, merak uyandırma, sorunlardan kaçma, sıkıntıları gidermek, hayattaki başarısız durumları telafi etmek, sanal ortamda başarılı olabilmek için, statü ve güç elde etmek, arkadaş ortamında saygınlık, hayranlık kazanmak gibi nedenlerle beyindeki ödül sistemi bozulur. Ayrıca günümüzde çocuklar, yaşamlarının erken döneminde teknolojiyle gelişigüzel tanıştırılmaya başlanmıştır. Bilişim teknolojileri çocuğu biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerden etkilemektedir. Toplum temelli çalışmalarda, bebeklik ve erken çocukluk döneminde uzun süre televizyondan, tabletten ve telefondan içerik seyretmenin çocuğun dil, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim alanlarında gecikmelere yol açtığı ve ileri dönemde bağımlılık gelişimine zemin hazırladığı görülmüştür. Bu nedenlerle çocuklar ve gençler başta olmak üzere tüm toplumun, teknolojinin bilinçli, güvenli ve etkin kullanımına teşvik edilmesi, bu konuda bilgilendirilmesi, aşırı ve zararlı teknoloji kullanımının önlenmesi, bu konuda psikolojik danışmanlık hizmetlerine erişimin sağlanması, ayrıca sunulan hizmetlerin toplum tarafından bilinirliğinin artırılması ‘2019-2023 Davranışsal Bağımlılıklar İle Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı’ çalışmaları kapsamındadır. Davranışsal Bağımlılıkları önlemede bireysel ve toplumsal farkındalığın artırılması, çocukların ve gençlerin psikososyal becerilerinin güçlendirilmesi açısından kurumlar arası iş birliği ile yürütülen çalışmalar önem arz etmektedir. Bununla birlikte yapılan çalışmalara katılım ve önerilerin dikkate alınması konusunda anne babalara da önemli rol ve sorumluluklar düşmektedir.

Özellikle dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır;

0-3 yaş arası çocukların kesinlikle ekranla tanıştırılmaması, 4-6 yaş arası çocuklarını teknoloji ile tanıştırmayı çok isteyen anne babaların, kendileri çocuklarına eşlik etmek koşuluyla gelişme gerilikleri ve bağımlılığı önlemek amacıyla çocuğun yaşına ve gelişimine uygun bir içerikle, günde en fazla 20-30 dakikayı geçmeyecek sürede olması, ayrıca çocuğa yemek yedirmek, uyutmak, huysuzluğunu gidermek için teknolojinin kullanılmaması, aile ve arkadaşlardan oluşan, sosyal yaşamı destekleyen çevre ile etkin iletişimin sürdürülmesi, böylece yalnızlık hissinin azaltılması, okul çağındaki çocukların ve gençlerin internette geçirdiği sürenin ve kullanılan içeriğin kontrolünün sağlanması, uygunsuz içerikleri önlemek için ev ve akıllı telefonlarda ücretsiz güvenli internet hizmeti aile ve çocuk profillerinin tercih edilmesi, sosyal medya kullanımında kişisel bilgilerin ve özel hayatın korunması konusunda anne babalar başta olmak üzere yetişkinlerin çocuklara ve gençlere rol model olması, ebeveynlerin de dijital okuryazarlık ve bilişim teknolojilerinin bilinçli, güvenli kullanımı, dijital hak ve sorumluluklar konusunda ücretsiz eğitimlerden faydalanması, (https://www.guvenliweb.org.tr/ adresinden daha fazla bilgiye ulaşabilirsiniz.) Çocukların ve gençlerin teknolojinin tüketicisi olmalarında çok, teknolojinin üreticisi olmaya yönlendirilmesi (robotik kodlama, yapay zeka, web tasarımı, içerik üretme, yazılım, siber güvenlik gibi bir çok ücretsiz eğitime https://www.btkakademi.gov.tr/portal/ adresinden ulaşılabilir.), evde geçirilen zamanın etkin planlanması ve ev içi verimli faaliyetlerle doldurulması, bilişim teknolojileri ile sürdürülen eğitim faaliyetleri dışında çocuk ve gençlerin zamanlarını sevgi, ilgi ve üretkenlikle destekleyecek aktivitelerle geçirmesi, ev işlerinde ve yaşamda sorumluluk almalarının sağlanması, hayatta var olan boşluğun sanatsal etkinlikler ve sportif faaliyetlerle doldurulması, Hayvan, doğa ve canlı sevgisi gibi olumlu değerler ve duyguların benimsetilmesi çeşitli yardımsever ve gönüllü gruplarıyla birlikte çalışılması yönünde teşvik edilmesi, gönüllülük faaliyetlerine katılım ile toplumsal rol ve sosyal sorumluluğun güçlendirilmesi önemlidir” denildi.