Avrupalı Türkler için haziran-eylül arası tatil ayı… Türkiye’nin dışında dünyanın birçok ülkesinde takriben 6 milyon 800 bin Türk yaşıyor. Gurbetçi Türklerin en yoğun yaşadığı ülke Almanya’da 3 milyon 90 bin Türk vatandaşı yaşıyor. Bunu takip eden ülkeler; Fransa, Hollanda, Belçika, İngiltere, İsviçre, İtalya, Yunanistan, Romanya, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan, Rusya, Japonya, Çin ile Orta Asya ve Afrika ülkeleri…
Avrupa da yaşayan Türklerin toplam sayısının 5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının 2 milyon 800 bini seçme ve seçilme hakkını yurt dışında kullanma hakkını elde etti. İlk defa 2014 yılında cumhurbaşkanlığı seçimi için sandık başına giden gurbetçi Türkler, 7 Haziran seçimleri içinde bulundukları ülkelerde oy kullanacaklar. Avrupalı Türklerin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanma oranı yüzde 8 olarak gerçekleşmişti. 7 Haziran içinde bu oranın yine düşük kalacağı ifade ediliyor. Tatil için memleketlerine gelmeyi planlayan Avrupalı Türklerin önemli bir kısmı sınır kapılarında ve hava alanlarında oy kullanmayı planlamış durumda…
Avrupa’nın ekonomik resesyondan kurtulmak için çaba harcadığı bu dönemde gurbetçi Türkler için de yaşam kolay değil. Aralarında üç beş girişimcinin krizi fırsata çevirdiğini düşünürsek genel bakış, Avrupa da işçi ya da işveren olarak çalışan Türklerin ekonomik kıskaçtan daha çok yara aldığı gözleniyor. Avrupa’da yaşayan yabancılar içinde işsizlik oranı en yüksek kesimi Türk kökenli vatandaşlarımız oluşturuyor. Kriz dolayısıyla işini kaybedenlere ikinci üçüncü kuşaklarda eklenince sıkıntının boyutları giderek büyüyor. Sosyal yardımlarla ayakta kalmaya çabalayan bu kesim arasında çareyi Türkiye’ye kesin dönüşte görenlerin oranı gençlerde yüzde 70’leri buluyor.
 

Mayıs ayında peş peşe üç ülkeyi ziyaret etme imkanım oldu. Öncelikle Türklerin daha çok işveren pozisyonunda olduğu Romanya’yı gözlemledim. Türk işverenler yavaş yavaş ekonomik krizin etkilerini azaltmış gibi. Özellikle tekstil, gıda, turizm ve makine sanayi ile enerji sahalarında yatırım yapan Türk işverenler yeniden eski günlerin heyecanına kavuşuyor. Romanya’da 20 yıldır tekstil, makine ve inşaat sektörlerinde faaliyet gösteren genç iş adamı Ömer Süsli, krizi fırsata çeviren başarılı girişimcilerimizden. Almanların ünlü perakende devi Praktiker’in Romanya ayağını 27 mağazasıyla birlikte satın alan Süsli, perakende sektörünün en önemli oyuncularından biri olmayı başarmış. 20 yıldır Türkiye ile Romanya arasında turizm köprüsü kuran Abdurrahim Taş ise, Yunanistan’ın neredeyse her şehrine Bükreş’ten otobüs seferleri organize ederek hizmet ayağını Türkiye’nin dışında, üçüncü bir ülkeye taşıyarak krizi fırsata çeviren başarılı girişimcilerimizden biri. Romanya’da özelikle otomotiv sanayine yatırım yapan iş adamlarımızda kriz döneminde başarılı projelere imza atıyor. Yurt dışında yaşayan Türklerin yoğun olduğu ülkelerden Fransa’da son dört yıldır festival havasında kültür şenlikleri düzenleniyor. Yarı panayır, yarıfuar organizasyonu gibi yapılan bu şenlikler aslında Başbakanlık Yurt Dışı Tanıtım Fonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı gibi kurumların yardımlarını almaya yönelik bir girişim. Bazı cemaatler ve kişiler özellikle bunu organize ederek arkasında devlet gücü olduğunu vurgulayarak etkinlik alanlarını genişletme çabasında. Lyon’da düzenlenen Festiculture etkinliği bu yıl Başbakanlık ve ilgili bakanlıklardan önemli miktarlarda tanıtım desteği sağlamış.

Binlerce insanın buluşma noktası olan bu yılki etkinlik daha çok satışa yönelik esnafları bir arada topladığı için “Çarşamba pazarı ya da tipik Mahmutpaşa” haline dönüşmüş. Bir tarafta kültürel etkinlik diğer tarafta aynı hol içinde pazarcı esnafı… Tam bir curcuna. Kalabalık mı kalabalık… Bu etkinliği 50 yıl sonra yurt dışında düzenlenen bir kültürel organizasyon olarak baktığımızda kültürümüzün, sanatımızın ve sanatçılarımızın pazarcı mantığı ile buluşması nasıl yorumlanır? Bu arada, Topkapı Sarayı, Kız Kulesi, Sultan Ahmet Çeşmesi gibi İstanbul’un bazı simge yapılarının Festiculture program alanında sergilenmesi gurbetçilerimizin memleket hasretini gidermesi açısından önemli bir ayrıntı… Fransa’da krizi fırsata çeverin başarılı girişimcilerimiz arasında Naci Yaşar, Murat Tüysüz ve Halil Şahin gibi isimler dikkat çekiyor. Festiculture programından bir hafta sonra Hollanda’nın Utrecht kentinde düzenlenen Cultifest de aynı mantıkla yapılan başka bir etkinlik. Sırf merak olsun diye gittiğim bu etkinlik daha çok fuar mantığı ile bire bir uyuşuyor. Kültürel etkinliklerin farklı bir salonda yapılması da güzel bir ayrıntı. Hem Hollanda, hem de Fransa’da bulunduğum süre içinde çok sayıda gurbetçi vatandaşımızla konuştum. “Avrupa’daki kriz en çok bizi vurdu”, diyerek söze başlayan gurbetçi vatandaşlarımız, “Buralar artık giderek ıssızlaşıyor. Memlekette ne yapabiliriz, diye araştırma yapıyoruz. İmkânımız olursa hemen döneceğiz” mesajını veriyor. Gerçekten deAvrupa yaşlanan nüfusu bir tarafa  bırakırsak 2000’li yılların başındaki canlılığını kaybetmiş. Şehirler sessizliğe bürünmüş. Hayat akşam saat 6’da bitiyor. Sokaklar ıssız. Şehirler tam bir kış uykusuna yatmış izlenimi veriyor. Sanki Avrupa üzerine ölü toprağı atılmış bir hava verirken Asya’daki 24 saat canlılık insanların dikkatinden kaçmıyor. Gerek Hollanda, gerekse Fransa’dan yurda dönüşte bulunduğum şehirlerin sessizliği, gece yarısı İstanbul’a indiğimde yoğun trafiği görünce insan “Hareket de bereket de bizde” demekten kendini alamıyor…

50 yıldır hayaldi, gerçek oldu
22 Mayıs 2015, benim için de yüzbinlerce Karadenizli için de önemli bir tarih... Çünkü 50 yıllık bir hayal gerçek oldu. Bugüne kadar 8 cumhurbaşkanının söz verdiği ama hiç birisinin yapmadığı Ordu-Giresun Havalimanı nihayet hizmete girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla düzenlenen açılış töreni muhteşem oldu. Ordu ve Giresun’u dünyaya bağlayan havalimanı Gülyalı ile Piraziz arasında görkemli bir törenle açıldı. Bu önemli hizmeti gerçekleştiren, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. İstanbul-Ordu arasını 1 saat 30 dakikaya indiren bu havalimanı sayesinde; İstanbul’da yaşayan 700 bin Ordulu ile 450 bin Giresunlu artık memleketlerine daha hızlı ve daha kolay ulaşım sağlayacak. Ordu-Giresun Havalimanı ilk uçuşumu babam, annem ve eşimle İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan gerçekleştirme imkanı bulduk. Babam 96, annem 94 yaşında… Kendi doğup büyüdükleri topraklara ilk defa direk uçmanın büyük heyecanını yaşarken babam özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a defalarca dua etti. Babam, 1995 yılında R. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde hac farizasını yerine getirmek için gittiği Mekke’de ilk defa tanışmıştı. Erdoğan’ın başbakanlık döneminde yapımını başlattığı ve cumhurbaşkanı olarak hizmete açtığı Ordu- Giresun Havalimanı ilk defa uçmanın büyük heyecanını yaşadı. Ordu’nun Gülyalı ilçesinde denizin üzerine yapılan havaalanına inerken Babam Recep Tayyip Erdoğan’a defalarca dua etti ve “Oy vermek için buraya geldim. Oyum helal olsun. Hak ediyor” 7 Haziran sonrasında memleketimizde huzur ve barış dolu güzel günler yaşayalım inşallah” dedi. Ramazan ayından sonra babam ve annemle bu sefer Ordu’dan İstanbul’a yine aynı heyecanla güzel bir yolculuk yaparız inşallah…