Birçok kültür ve inanışta ayın 1 3'üne rastlayan cuma gününün uğursuz olduğuna inanılır. Batıl bir inançtır tabii. Ancak gerçek olduğunu kanıtlayan çokça testten geçtiğini de söylemeden edemeyeceğiz.
İşte geçtiğimiz cuma günü bunlardan birisini daha yaşadık. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poor's (S&P) Euro Bölgesi'nde 9 ülkenin kredi notunu düşürdü. Fransa, İtalya ve Avusturya gibi uluslararası sermaye piyasalarının kaymağını AAA notu ile 30 yılı aşkın süredir yemekte olan ülkeler bu ayrıcalıklarını kaybettiler. Her şeyden önce S&P'yi tebrik etmek lazım. Cesurca davrandı. Amerika'nın kredi notunu indirdikten sonra ABD otoritelerince sorguya çekilmesine aldırış etmeden, bu kez de Avrupa'dan ses getirdi. Onlara krizden çıkış için daha çok çaba göstermeleri gerektiğini hatırlattı. Bu işin böyle gitmeyeceği mesajını verdi.

YANSIMALARI
Bu kararın olumlu ya da olumsuz yansımalarını hep birlikte gözleyeceğiz. Bunları sıralayayım.
■ Euro değer yitirecektir. Dört tane AAA notuna sahip ülkesi kalmış, 1 7 üyeli bir topluluğun parası değerli olamaz. Sorunlarını yansıtır.
■ Krizin en hassas döneminde alınan bu karar, Avrupalı liderleri harekete geçirecektir. 9 Aralık'ta üzerinde anlaştıkları yol haritasının uygulamasını süratlendireceklerdir.
■ Seçim öncesinde Avrupa'yı kurtarmaya soyunan Sarkozy'nin karizmasının çizilmesi tüm dünya için hayırlı olmuştur. Seçimi kazanması tehlikeye girmiştir.
■ Avrupa'ya akacak uluslararası sermayenin miktarı azalacak ve maliyeti artacaktır.
■ Sorunlu ülkelere kaynak sağlayan Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun da AAA notunu koruması güçleşecektir.
■ Euro Bölgesi'nde bulunan birçok ülke notunun negatif izlemeye alınması bir taraftan belirsizliğin artmasına neden olacak, diğer taraftan da bu ülkelere uyandırma zili görevi yapacaktır.

Euro Bölgesi yetkililerinden bazılarının eleştirilerine karşı, S&P'nin bu kararının zamanlı ve yerinde olduğuna inanıyorum. "Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" sözünün geçerliliği bir kez daha kanıtlanmaktadır.

TÜRKİYE'NİN ALACAĞI DERSLER
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları kriz sonrası akıllarını başlarına toplayarak doğru yolu bulmuşlardır. Krizdeki sorumlulukları onları yeni bir iş modeline doğru yönlendirmiştir. Bu kuruluşlar şimdi eskisinden daha proaktiftirler. Artık gelişmelerin gerisinden gelmemekte, önüne geçmektedirler. Ayrıca karar alma süreçleri de süratlenmiştir. Özellikle ülkelerin makroekonomik politikalarını yakından takip etmekte ve kırılganlıklarına karşı aldıkları ya da almadıkları önlemlere karşı tutum belirlemektedirler. Türkiye'nin herkes tarafından bilinen ekonomik sorunlarını çözmek için güçlü, ayağı yere sıkı basan ve deneysel olmayan adımları görürlerse bize BBB notunu vermekten çekinmeyeceklerini zannediyorum. 


Aksi durumda ise notumuzu korumak bile güç olabilir.