Başkentte ağına düşürüp güvenlerini kazandıkları 100’e yakın müşterinin kar payı vaadiyle altın ve paralarını alıp kayıplara karışan kuyumcu kardeşler Hüseyin Bayındır ve Kadir Bayındır yakalanarak cezaevine gönderildi. Zanlıların dükkanlarını terk ederek kaçtıkları o anlar ise güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi.

Ankara’nın Ulus semtinde kuyumculuk yapan Hüseyin Bayındır ve Kadir Bayındır kardeşler, tuzağa düşürerek güvenlerini kazandıkları müşterilerinden kar payı vaadiyle teslim aldıkları altın ve paraları alarak kayıplara karıştı. Parasını almak için geldikleri dükkanın günlerdir kapalı olduklarını öğrendikten sonra dolandırıldığını anlayan müşteriler ise polis ekiplerine ihbarda bulundu. İhbar üzerine harekete geçen Ankara Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Yankesicilik ve Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, yaptıkları teknik fiziki çalışmalar sonucunda dolandırıcı kardeşleri yakalayarak gözaltına aldı. Emniyetteki işlemler tamamlanan Bayındır kardeşler çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Dolandırıcı kardeşlerin para ve altın dolu çantalarla dükkanlarından kaçtıkları anlar ise yan taraftaki başka bir kuyumcu dükkanının güvenlik kamerası tarafından anbean kaydedildi.

“Kime inanacağımıza şaşırdım”

Düğün vesilesi ile kuyumcu ile tanıştığını belirten mağdur Tuncer Türkmen, "İki sene önce dün alışverişi sebebiyle tanıdım. Elimde para oldukça aydan aya, gelip alışverişe devam ettim. Kime inanacağımıza şaşırdım. Reklamları ile şahıs kendini öyle bir tanıtarak güven verdi. Araştırmalarım sonucunda çok sayıda kişiyi dolandırmış” ifadelerine yer verdi.

“Eşim erken doğum yaptı”

Yaşadığı mağduriyetten dolayı eşinin erken doğum yaptığını aktaran Türkmen, “Emanetlerimi almam için beni Cuma günü çağırdı fakat ben Pazartesi günü geldim, şahsın tavırlarından şüphelenmiştim. Ellerindeki altın yüksek meblağda bir altın, hiçbir şey yapamadım. Yaşadığımız bu olaydan dolayı eşim erken doğum yaptı” açıklamasında bulundu.

“Başımdan aşağı kaynar sular döküldü”

Mağduriyetinin 347 adet çeyrek altınım olduğunun altını çizen Türkmen, “Daha öncesinde ben altınlarımı almıştım. Tekrardan beni arayarak borç altın istedi fakat ben vermedim. Ev almak için bozdurmak zorunda kaldım, yine altınlarımı bu şahsa getirdim ve bana paramı bir hafta sonra alabileceğimi söyledi. Bir hafta sonra geldiğimde ise şahıs bana “Siz benim tanıdığım, abim, arkadaşım gibisiniz. Altın yükseldiği için ben bu parayı altın yaptım’ dedi. Ben elime paramın geçmesini istediğimi söylediğimde bana ‘Bir hafta sonra para olarak al’ dedi. Kabul ettiğimde gün ve saat istedim. Bu sefer kesin vereceğini söyleyerek sabah erken gelmemem gerektiğini belirtti. Öğleden sonra geldiğimde bir baktım dükkan kapalı. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü. İnsanlığa güvenimi yitirdim” diye konuştu.

“Savcılığa şikayette bulundum”

Tüm belgelerini savcılığa sunduğunu dile getiren mağdur Türkmen, “Cuma günü dükkana geldiğimde şoka uğradığım için ne yapacağımı bilemedim. Hafta sonu nöbetçi savcılığa giderek şikayette bulundum. Bütün belgeleri, telefon yazışmalarını, banka dekontlarını topladım, savcılığa sundum. Türk adaletine güveniyorum, bu şahsın yaptığı yanına kalmaz” ifadelerini kullandı.

Kolay kolay kimseye güvenemeyeceğini belirten Türkmen, “Normalde kimseye güvenmeyen birisiyim. Şaşırdık ve şahsa inandık. Sürekli çalışma durumundan dolayı haberleri takip edemiyordum. Bu olaydan sonra araştırmam sonucunda daha önceleri bu şekilde dolandırıcılık konularının olduğunu öğrendim. Bir insan olarak insanlara güvenmeyin demek doğru olmaz belki ama insanları güvenmekten soğutuyorlar” dedi.