Maltepe’de 24 yaşındaki Sedanur Şen’in rezidansta ölü bulunmasına ilişkin tutuklanan Serdar Yazıcı, 19 yıla kadar hapis cezası talebiyle hakim karşısına çıktı. Savunmasında, maktulle olaydan 1 hafta önce tanıştıklarını ve uyuşturucu tedavisi gördüğünü bilmediğini söyleyen sanık, “Ben ne için tutuklu kaldığımı dahi anlamış değilim" diyerek tahliyesini istedi. Sedanur Şen’in annesi ise, olay günü kızının sanıkla birlikte gittiğini anlatarak, “Sanık, ‘Merak etmeyin, kızınız bana emanet’ dedi. Sonra bir daha kızımı görmedim” diye konuştu.

Maltepe’de 9 Eylül 2021 tarihinde 24 yaşındaki Sedanur Şen’in rezidansta ölü bulunmasına ilişkin tutuklanan Serdar Yazıcı’nın, “taksirle ölüme neden olma” ve “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçlarından 19 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılanmasına başlandı. Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Serdar Yazıcı cezaevinden getirilirken, Sedanur Şen’in babası İbrahim Şen ve annesi Sevinç Şen ile taraf avukatları da salonda hazır bulundu.

“Uyuşturucu tedavisi gördüğünü bilmiyordum”

Duruşmada savunma yapan sanık Yazıcı, maktulle olaydan 1 hafta önce tanıştıklarını söyleyerek, “Uyuşturucu tedavisi gördüğünü bilmiyordum. Benim yanımdayken herhangi bir ilaç kullanmıyordu. Uyuşturucu kullandığını söylüyordu. Maktulle Beşiktaş’ta bir kafede tanışmıştık. Bir arkadaşımın yanında görmüştüm, arkadaşımdan telefonunu istemiştim verdi. Yaklaşık 1 hafta telefonla görüştük. Olay günü görüştük, başımıza bu olay geldi” dedi.

Olay günü maktulü ayağında oluşan enfeksiyon nedeniyle hastaneye götürdüğünü anlatan sanık, “Hastaneden çıkıp yanıma geldi, arabaya bindi. Annesi de hastanedeydi. Annesini de eve bıraktık. Karşıya geçtik. Benimle geleceğini sanıyordum. Bir arkadaşını görmesi gerektiğini söyledi. Onu arkadaşının evine bıraktım. Ben de arkadaşlarımın yanına gittim. Gece saat 04.00 sıralarında ben Anadolu yakasına dönecektim. Maktul bana mesaj atarak onu almamı istedi. Ben de bıraktığım yere gidip aldım. Benim niyetim otele gidip yatıp uyumaktı, çünkü parasını vermiştim. Bana ‘ben de seninle geleyim’ dedi. Taksim civarından maktulün tarif ettiği yerden uyuşturucu aldı. Kimden aldığını görmedim. 550 lira para verdim. Sonra otele gittik. Birlikte uyuşturucu içtik” diyerek uyandığında maktulün hareketsiz şekilde yattığını ve otel görevlilerine haber verdiğini söyledi. Çantasında uyuşturucu madde olduğunu dahi bilmediğini söyleyen sanık, uyuşturucuların ve düzeneklerin tamamının kendisine ait olmadığını öne sürdü.

“Sanık, ‘Merak etmeyin, kızınız bana emanet’ dedi”

Sedanur Şen’in annesi Sevinç Şen, kızının kullandığı uyuşturucu madde nedeniyle tedavi gördüğünü anlatarak, “Karnına çip takılmıştı. Daha önceden metanfetamin denilen maddeyi kullandığı için ayağında enfeksiyon oluşmuştu. Bir takım psikiyatri ilaçları da kullanıyordu. Onları ben takip ediyordum. Her gün düzenli olarak bu ilaçları kullanmasını sağlıyordum. Doktoru ona bir süre dışarı çıkmamasını söylemişti. O da çıkmamıştı. Olay günü kızım yine bana arkadaşının gelip kendisini alacağını söyledi. Dışarı çıkmak için izin istedi, ‘olur ama iğne saatini geçirme’ dedim. Akşam 20.00 gibi evden ayrıldı. 23.00 sularında kızımla buluştuk. İğnesi yapıldı, sonra bana bir arkadaşıyla görüşmek istediğini söyleyerek çok ısrar etti. ‘Bir ayağımda terlik bir ayağımda spor ayakkabıyla ben nereye gideyim’ dedi. Sonra sanığın arabasına bindi. ‘Anne gel seni de eve bırakalım’ dedi. Ben de sanığın arabasına bindim. Sanık bana, ‘Merak etmeyin, kızınız bana emanet’ dedi. Beni eve bıraktılar. Sonra bir daha da kızımı görmedim. O gün gece bana mesaj attı sabah eve geleceğini söyledi. Sabah 07.00’de ilaç alması gerekiyordu, kızımı aradım, açmadı. Sosyal medya ağlarından ulaşmaya çalıştım. Ulaşamadım. Sonra da polisler beni aradı. Bu şekilde olaydan haberdar oldum” diyerek sanıktan şikayetçi olduğunu söyledi.

Sedanur Şen’in babası İbrahim Şen de, “Kızımın uyuşturucu kullandığından ve tedavi gördüğünden haberdardım. Bu olay gerçekleştiğinden İstanbul’da değildim. Şikayetçiyim” dedi.

“Abla uyanmıyor, uyandıramıyorum”

Otelde temizlik işlerinden sorumlu olan T.Y. duruşmada tanık olarak dinlendi. T.Y., “Olay günü 40 numaralı odanın telefon çağrılarına cevap vermediği bildirilerek odayı kontrol etmem istendi. Uzun süre odanın kapısını çaldım. Cevap gelmedi. Bir müddet daha bekledim. Daha sonra içeriden ayak sesleri geldi. ‘Kim o’ dedi. Çıkışının olduğunu söyledim. ‘Tamam çıkıyoruz’ dedi. Karşıdaki odanın temizliğini yaptık o sırada. Temizliği bitirdik odadan çıkarken sanıkla karşılaştım. Elinde spor bir çantayla kapıyı açmıştı. ‘Çıkıyor musunuz’ dedim. ‘Abla arkadaş uyanmıyor’ dedi. Ben de ona, ‘uyandırın lütfen’ dedim. Sanık panik halindeydi. Yüksek sesle, ‘Abla uyanmıyor, uyandıramıyorum’ dedi. Sonra kapıyı aralayıp içeri baktığımda maktulün öldüğünü anladım. Çünkü morlukları başlamıştı" diyerek sağlık ekiplerine haber verdiklerini anlattı.

“Ne için tutuklu kaldığımı dahi anlamış değilim”

Sanık Serdar Yazıcı söz alarak, “Ben ne için tutuklu kaldığımı dahi anlamış değilim. Tahliyemi istiyorum” dedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın tutukluk halinin devamına karar vererek duruşmayı eksikliklerin giderilmesi için erteledi.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Serdar Yazıcı’nın uyuşturucu madde kullanmak ve ticaretini yapmak suçlarından kaydının olduğu, kan numunesi üzerinde yapılan incelemede kanında metanfetamin ve amfetamin maddelerinin tespit edildiği anlatıldı. Otopsi raporuna göre, Sedanur Şen’in ölüm sebebinin de uyuşturucu ve uyarıcı madde sonucu meydana geldiği belirtildi. Serdar Yazıcı’nın Sedanur Şen’e uyuşturucu madde kullandırarak, bilinçli taksirle hareket edip ölümüne sebep olduğu konusunda yeterli şüphe oluştuğunun kaydedildiği iddianamede, Yazıcı’nın “taksirle ölüme neden olma” ve “uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama” suçlarından 19 yıla kadar hapsi istendi.