Antalya’da turizm işletmecilerin ‘kısıtlamada müşteri kabul ediyor’ kavgasında taraflar önce hastanelik ardından karakolluk oldu. Başlarından yaralanan işletmeciler, birbirlerini satır, kürek ve tuğla ile saldırmakla suçladılar.

Olay, 22 Mayıs Cumartesi günü Demre ilçesine bağlı Üçağız Mahallesi’nde meydana geldi.Daha önce husumetli oldukları ileri sürülen turizm işletmecileri Adile Demirel (53) ve Mevlüt Çan (31) arasında sokağa çıkma kısıtlamasında işletmeyi faaliyette olduğuna yönelik tartışma çıktı. İddiaya göre, Adile Demirel, komşu işletmeci Mevlüt Çan’ın kafesini açıp müşteri kabul ettiğini ispatlamak için cep telefonuyla kayda girdi. Bunu duyan Çan, Demirel ile sözlü tartışmaya girdi. Büyüyen tartışma bir anda kavgaya dönüşürken, iddiaya göre Mevlüt Çan satırla, Adile Demirel ve eşi Hasan Demirel de tuğla ve kürekle birbirlerine girdi.

Kavga sonrası Adile Demirel ve Mevlüt Çan başlarından ve vücudunun çeşitli noktalarında yaralandı. Taraflar olay yerine çağrılan ambulansla hastaneye kaldırıldı. Demirel ailesinin şikayeti üzerine tarafların kavgası tedavi sonrası karakolda son buldu.

Olay günü çiçekleri suladığını belirten Adile Demire (53), kavga anını şu sözlerle anlattı:

“Kaktüs ağacının içinden bir adam elinde satırla üzerime geldi. ‘Senin ölünü buraya gömeceğim’ diyordu. Önce ayağı takıldı, ben yapamaz diye düşünüp kaçmayı düşünmedim. Bir iki adım geri çekildim, hemen yakaladı beni. Yere düştüm, satırla saldırdı ve bana vurduğunu fark ettim. O arada kocam koşarak geldi. O da onun üstüne atladı. Satırı hala elinde sallıyordu bayrak gibi. Benim her yerim kan olmuştu. Kocamı bu sefer kurtarmak istedim, kaçarak kendi evinin çatısından bize küfür etmeye devam etti. Sonrası ambulansla hastaneye kaldırıldım. Kesin ölüyorum diye düşündüm.”

“Kafama tuğla ve kürekle vurdular”

Mevlüt Çan (31) ise, işletmesinin açık olmasının muafiyet kapsamında olduğunu ve olay günü müşteri kabul etmediğini savundu. Çan, hasta olan çocuğu için kafeye davet ettiği doktoru misafir ettiğini savunarak şunları söyledi: “2 yıldır biz 27 defaya yakın şikayet edildik. Bunun mücadelesini hep kanun önünde verdik. O gün ise bizim kafemiz zaten açık. Evimizin önünde kafemiz. Orada çevre düzenlemesi yaparken köyümüzde konuklama yapan çocuğumun doktoru vardı. Doktorlarımız da o gün de ziyarete geldiler ve çocuğumu muayene etmesini istedik. O sıra aracımdan çocuğumun tahlillerini almaya gittim. Komşumuz elinde telefonla video kaydı almış. Evimin önünü, çocuğumuzu, bahçeyi, misafirleri, her şeyi çekmiş. Eşim ‘neden çekiyorsun’ dediğinde, ‘daha sizinle yolumuz çok uzun, sizi bitireceğim’ diyerek gitmiş. Ben geldiğimde eşim durumu bana anlattı. Konuyu kapatmak istedik. Yanına konuşma amaçlı gittim, çocuğumuzla ilgili hassasiyeti anlattım, doktorların müşteri olmadığını söyledim. Ağza alınmayacak ağır hakaretlere maruz kaldım ve orada bir hengame yaşandı. Karı-koca beni yere yatırarak kafama tuğla ve kürek sapıyla vurdular. Ben kimseye zarar verme niyetiyle gitmedim”

“Biz kasap dükkanı değiliz”

Satırla saldırının iftira olduğunu savunan Çan, “Biz kasap dükkanı değiliz. Elimizin altında satır yok. Dondurma imalatı yapan ve sadece dondurma malzemesi bulunduran insanız. Kendisi satırla saldırdığımı söylüyor. Satırla saldırılan bir insanın kafasında sadece 3 tane dikiş olur mu? Bu tamamen beni yıpratmaya yönelik bir hareket” ifadelerini kullandı.