Beyoğlu’ndaki bir eğlence merkezinde bodyguardlık yapan ve içeri girmek isteyen alkollü şahsı yumruklayarak ölümüne neden olan boksörün davasında mahkeme, sanığın yumruğunu silah sayarak ve haksız tarik indirimi de uygulayarak sanığı 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı.

Beyoğlu’nda, boksör olan ve bir eğlence merkezinde bodyguardlık yapan Fırat İşçi’nin, içeri girmek isteyen ve alkollü olan Murat Karacan’ı yumruklayarak ölümüne neden olduğu iddiasıyla ‘kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası talebiyle yargılandığı dava, karara bağlandı. İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada, tutuklu sanık Fırat İşçi ve avukatı Seda Toğrul Demirtaş hazır bulundu. Duruşmaya, müşteki Cengiz Karacan da avukatıyla birlikte katıldı.

Duruşmada, esasa ilişkin savunma yapan sanık İşçi, olay nedeniyle pişman olduğunu ve önceki savunmalarını tekrar ettiğini söyledi. Müşteki Cengiz Karacan ise beyanında, sanıktan şikayetçi olduğunu söyleyerek cezalandırılmasını talep etti.

Kafa bölgesine birden fazla kez yumruk attığını belirtildi

Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, olay günü Beyoğlu’nda bulunan bir eğlence merkezine alkollü şekilde arkadaşıyla giden maktul Murat Karacan’ın eğlence kulübüne alınmamasına sinirlendiğini ve sanığa aşağılayıcı sözler söylediğini belirtti. Ardından Cumhuriyet Savcısı, boks sporuyla ilgilenen ve bu alanda eğitim alan sanığın aşırı alkollü olan ve kendisini savunma imkanı olmayan maktulün kafa bölgesine birden fazla kez yumruk atması üzerine Karacan’ın yaralanarak yere yığıldığını ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiğini aktardı.

Açıklanan mütalaada, sanığın fiziki üstünlük ile dövüş sanatının kendisine sağlamış olduğu kolaylıktan faydalanarak gerçekleştirmiş olduğu eylemlerde, işlediği fiilin muhtemel bazı neticeleri gerçekleştirebileceğini öngörmesine rağmen sonucunu kabullenerek maktule yumruk atmaya devam ettiği, böylece Murat Karacan’ın olası kastla ölümüne neden olduğu, ancak sanığın bu eylemlerinin olay sırasında alkollü ve agresif tavırlar sergileyen, kendisine küfür eden maktulün haksız tahriki altında gerçekleştirdiği kaydedildi.

Mütalaada, sanık İşçi’nin haksız tahrik altında "olası kastla öldürme" suçundan 15 yıl 9 aydan 18 yıl 9 aya kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

"Yaralandıktan sonra da başında bekledim"

Duruşmada esasa ilişkin savunma yapan sanık İşçi, "Kast ile bu suçu işlemedim, kastımın olması için kendisinin hasım olması gerekmektedir. Kendisini daha öncesinde tanımam, zaten yaralandıktan sonra da başında bekledim. Bir yere ayrılmadım, elimde bıçak ya da başka bir şey de yoktu" ifadelerini kullandı.

Sanık avukatı Seda Toğrul Demirtaş, "Olay gerçekleştikten sonra da müvekkilin maktule ilk yardımda bulunduğu ortadadır. Müvekkil yoğun küfür üzerine ve mekanın güvenliğini sağlamak için maktulü uzaklaştırmak adına yumruk atmıştır. Öldürme kastı yoktur, lisanslı sporcu olmak demek bu alanda profesyonel olduğu ve müsabakalara çıktığı anlamına gelmemektedir. Müvekkil, ağır tahrik etkisi altında yumruk atmıştır’’ diyerek müvekkilinin tahliyesini talep etti.

Son sözü sorulan sanık İşçi, olay nedeniyle pişman olduğunu söyleyerek takdirin mahkemeye ait olduğunu ifade etti.

Sanığın yumruğu silah sayıldı

Mahkeme heyeti, sanık İşçi’yi "kasten yaralama sonucu ölüme neden olma" suçundan, sanığın yumruğunun silah sayıldığını da belirterek 14 yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında gerçekleştirdiğini değerlendiren heyet, bu cezayı 8 yıl 9 aya indirerek tutukluluk halinin devamına karar verdi.