Bebek’te 2013 yılında, alkollü bir şekilde kullandığı aracı ile motosiklete çarparak iki kişiyi yaralayan İsviçre İstanbul eski Konsolosu Köppel’in eşi Andrea Walz Köppel’in yargılandığı dava, Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden karara bağlandı. Mahkeme, Köppel’i ‘bilinçli taksirle yaralamaya neden olma’ suçundan yeniden 3 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı.

İsviçre İstanbul eski Konsolosu Florian Köppel’in eşi Andrea Walz Köppel, 5 Şubat 2013’te Bebek’te alkollü haldeyken cip kullanırken motosikletli Doğan Durmuş İnal ve Filiz İnal’a çarpmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca kazaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında iddianame hazırlanmıştı. İddianamede, Filiz İnal’ın hayati tehlike geçirecek ve uzuvlarından birinin fonksiyonunu kaybedecek şeklide yaralandığı, şüpheli Köppel’in kaza esnasında 0,59-0,84 promil arasında alkollü olduğu kaydedilmişti. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelinin ‘bilinçli taksirle yaralama’ suçundan 1 yıl 1 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edilmişti. İddianamenin gönderildiği İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesince yapılan yargılanan 2015 yılında karara bağlanmış ve tutuksuz sanık Köppel, ‘bilinçli taksirle yaralamaya neden olma’ 3 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Taraflar uzlaşmadı

Kararın ardından temyiz incelemesi yapan Yargıtay 12. Ceza Dairesi, suçun uzlaşmaya tabi olduğunu, soruşturma aşamasında taraflara uzlaşma teklifi yapılmadan sanık Köppel’e dava açıldığını ve mahkemenin de taraflara uzlaşma teklifinde bulunmadan yargılamaya devam ettiğini belirterek, kararı bozdu. Yargıtay’ın kararı bozarak, yerel mahkemeye göndermesinin ardından taraflar uzlaşamadı.

Yeniden aynı karar verildi

Uzlaşmanın sağlanamaması dolayısıyla yeniden görülen dava karara bağlandı. İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada, mahkeme 6 yıl önce verdiği kararı yeniden vererek sanık Andrea Walz Köppel’in ‘bilinçli taksirle yaralamaya neden olmak’ suçundan 3 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı.

Cezası, para cezasına çevrilmedi

Mahkeme kararında, sanığın kazadan sonra olay yerinden kaçması, yargılama sürecinde dosyaya yansıyan pişmanlığının görülmemesi ve kusurunun oranı gibi hususlar nedeniyle, cezasının para cezasına çevrilmesine yer olmadığına hükmetti.