İstiklal Caddesi’nde bulunan Fransa Başkonsolosluğu ile Fransız Kültür Merkezi içindeki kafeyi 6 yıldır işleten Servet Bayram, sözleşmesinin kanuna aykırı bir şekilde fes edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

İstanbul Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi’nde bulunan Fransa Başkonsolosluğu ile Fransız Kültür Merkezi içinde yer alan kafenin 6 yıldır işletmeciliğini yapan Robela Turizm Organizasyon ve İşletmecilik Lt. Şti. Servet Bayram, kira sözleşmesinin tek taraflı olarak kanuna aykırı bir şekilde fes edildiği iddiasıyla Fransa Türkiye Büyükelçisi Herve Magro ve Fransa İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin’in de aralarında bulunduğu 5 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan suç duyurusu dilekçesinde, şüphelilerin ‘konut dokunulmazlığını ihlal’, ‘iş ve çalışma hürriyetini ihlal’, ‘hakkı olmayan yere tecavüz’, ‘görevi kötüye kullanma’, ‘özel hayatın gizliliğini ihlal’, ‘kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme’, ‘ticari sır niteliğindeki belgelerin açıklanması’ ve ‘ihkak-ı hak’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Kafenin güvenlik gerekçesiyle kapatıldığı anlatıldı

Dilekçede, Fransa Başkonsolosluğu ve Fransız Kültür Merkezi içerisinde bulunan alanın 352 metrekarelik alanın 24 Temmuz 2015 tarihli kira sözleşmesi ile kafe- bistro olarak işletilmek üzere kiralandığı aktarıldı. Savcılığa sunulan dilekçede, Robela Turizm Organizasyon ve İşletmecilik Lt. Şti.’nin tarafından işletilen kafenin, büyükelçi tarafından ilk olarak 14 Ocak 2016’da ‘güvenlik’ gerekçesi ile haksız bir şekilde kapatıldığı ancak aynı bina içerisinde faaliyette bulunan, dil kursu, kütüphane, sergi salonu, sinema vb. herkesin kullanımına açık yerleri ise kapatılmadığı ve bu yerlerin işletilmeye devam ettiği kaydedildi.

Başkonsolosluk kapatmanın geçici olduğunu söyledi

Başkonsolosluğun kapatma kararının geçici olduğunu söylediğinin belirtildiği dilekçede, “Fransız Başkonsolosluğu tarafından 8 Şubat 2016 tarihli yazıda kapatmanın geçici olduğu vurgulanmıştır. Somut hiçbir güvenlik zafiyeti olmamasına rağmen kiralanan yerin aylarca açılmasına izin verilmemiştir. İkinci haksız fiil olarak geçici denilen kapatma hali süreklilik arz eder duruma gelmiştir. Büyükelçiliğin güvenliği nedeniyle kira sözleşmesinin 9/2 maddesine dayanarak kiralanan yeri kapatması haksız ve mesnetsizdir” ifadelerine yer verildi.

“Kiraladıkları taşınmaza girişleri konsolosluk görevlileri tarafından engellendi”

Büyükelçiliğin 22 Mart 2021 tarihinde gönderdiği mektup ile kira sözleşmesini geçerli bir neden olmaksızın fes ettiğinin anlatıldığı dilekçede, “Sonuç olarak 01 Ağustos 2021 itibariyle müvekkil şirket yetkilileri ve çalışanlarının, kiraladıkları taşınmaza girişleri konsolosluk görevlileri tarafından cebren engellenmiştir. Konsolosluğun bu eylemi Türk Ceza Kanunu(TCK) kapsamında suç teşkil etmektedir. Müvekkilin kiracı olarak kullandığı taşınmazda 08 Ağustos 2021’de Beyoğlu 48’inci Noterliğince tutanak ile tespit yapılmış ve tespit tutanağı şüphelilerce imzalanmıştır. Bu tespitte hazır bulunan ve tespit tutanağını imzalayan şüpheliler suç işlemişlerdir, cezalandırılmaları gerekmektedir” diye belirtildi.

“Tahliye kararı almadan kira sözleşmesini feshedemez”

Dilekçede, “Müvekkil firmanın kasası dahi bu tespitte açılmış, kişisel eşyaları dahi aranmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre kiraya veren, yasada öngörülen sebeplere ilişkin dava açıp, tahliye kararı almadan kira sözleşmesini feshedemez, taşınmaza kiracının izni olmadan giremez. Son derece hukuksuz tamamen devlet otoritesi kullanılarak yapılan bu eylem eğer Fransa Cumhuriyeti’ndeki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde bir Fransız şirketine karşı Türkiye Cumhuriyeti tarafından gerçekleştirilseydi Fransa Cumhuriyeti’nin tavrı ne olurdu sorusunun cevabını sayın savcılığınızın takdirine bırakıyoruz” denildi.

“Büyükelçi hakkında suç duyurusunda bulunduk”

Suç duyurusuna ilişkin konuşan avukat Cem Murat Sofuoğlu, “Servet beyin işletmecisi olduğu Fransız Konsolosluğu’ndaki kafeyi, Fransız Büyük Elçisi’nin kiralayan sıfatıyla talimatıyla Konsolosluk, Başkonsolos girişimizi engelledi. Daha sonra da oradaki eşyalara el koyup bir depoya kaldırmış bizim yokluğumuzda. Bu arada kasayı açmış ve paraları da almışlar. Bir emanete aldıklarını söylüyorlar, 500 lira para çıkmış. Tabi biz bilmiyoruz bizim yokluğumuzda yapılmış bir işlem bu. Girişimizi engellediler, bunların hepsi suç. Burada elimizde kira kontratı var, kira kontratına rağmen girişimizi engelliyorlar, içerideki mallarımızı vermiyorlar. Kasayı açıp paraları, emaneti aldıklarını söylüyorlar. Bunlar suç ve bugün Büyükelçi hakkında suç duyurusunda bulunduk” dedi.

“Fransa zararları karşılamayı kabul etmedi”

Sözlerinin devamında avukat Sofuoğlu, “Büyükelçinin diplomatik koruması olduğunu biliyoruz ama bize göre bu talimatı veren büyükelçidir, uygulayan da Fransa Başkonsolosudur. Noter getirmişler. Noter de bu suça iştirak etmiş oluyor. İhtar metni var. Bunu savcılığa verdik. Büyükelçinin imzasıyla gelen, ‘sizi sokmayacağız buraya’ yazılı metin var elimizde. Bu kadar beklememizin sebebi uzlaşmak isteyişimizdi ama olmadı Fransa zararları karşılamayı maalesef kabul etmedi. Biz de mecburen yargı yoluna gittik” diye belirtti.

“İş yargıya intikal etmiş durumda”

Avukat Kaan Özkan açıklamasında, “Bugün itibariyle Beyoğlu 48’inci Noteri, bu tespitte hazır bulunan noter katibi, büyükelçilik vekili, aynı zamanda büyükelçi ve başkonsolos hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Bu tespitte, herhangi bir mahkeme kararı olmadan, müvekkilin kasasının dahi açılması Türk Ceza Kanunu kapsamında suçtur. Gerekli başvurularımızı yaptık. Aynı zamanda Fransa Büyükelçiliğine karşı açmış olduğumuz tazminat davası da devam ediyor. Onun da duruşması 10 Mart’ta yapılacak. Artık iş, yargıya intikal etmiş durumda” şeklinde konuştu.

“Yaşadığımız ciddi bir hukuksuzluk var”

İşletme sahibi Servet Bayram ise açıklamasında, “Fransız hükümeti ya da başkonsolosluk tarafından Ağustos sonundan beri yaşadığımız ciddi bir hukuksuzluk var. Tek taraflı sözleşme feshi yaşadık. Ağustos ayından beri kendi işletmemize giremiyoruz. Maddi, manevi kayıplarımız oldu. Bununla ilgili gerekli işlemleri başlattık. Umarım bu süreç, Fransa’nın demokratik bir ülke olduğu fikrini hatırlayıp, bir uzlaşma zeminine çekilmesini beklediğimiz anlamına gelir” ifadelerini kullandı.