Ankara’da hastası tarafından bıçaklı saldırıya uğrayan Doktor Ertan İskender, “Yeteri kadar tedbir alınmasını istiyorum” dedi.

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hastası Bayram N. tarafından belinden ve elinden bıçaklanan Doktor Ertan İskender, bir hafta süren tedavisinin ardından taburcu oldu. Yaşanan olaydan hemen sonra 5 saate yakın süren bir ameliyat geçirdiğini belirten İskender, ağrılarının hafiflediğini ve fizyoterapiye devam ettiğini ifade etti. Oğlu Mert ile evde geçirdiği vaktin kendisine çok iyi geldiğini söyleyen İskender, “Hastanedeki süreç daha zorluydu. Uyku düzenim de etkilenmiş durumdaydı, o yüzden biraz daha erken taburcu olmak istedim, hocalarımız da itiraz etmedi. Eve geldikten sonra hem çocuğum Mert’le daha çok zaman geçirme fırsatımız oldu. O da iyi geldi. Uyku düzenim de yavaş yavaş düzeliyor. Bel ağrılarım azaldığı için de daha çok hareket edebiliyorum, o da beni pozitif yönde etkiliyor” diye konuştu.

Hareket kabiliyetinin eskiye dönmesi için elinden geleni yapacağını belirten İskender, tendonun tekrar kopma durumunun olduğunu ve dikkatli bir şekilde fizyoterapiye devam ettiğini söyledi.

“Bu riskleri tekrar almak istemiyorum”

Ameliyat edilen elinin düzelmesi halinde bile tekrar aynı riskleri almak istemediğinin altını çizen İskender, “Hiç beklemediğimiz bir şekilde ciddi anlamda bir psikolojik travma. En çok beni etkileyen yanı gelecek kaygısı. Artık aynı şeyi yapmak istiyor muyum emin değilim. Bu riskler altında çalışmak istiyor muyum, istemiyorum açıkçası. Elim etkilenmese bile bu riskleri tekrar almak istemiyorum. Yeteri kadar tedbirlerin alınmasını istiyorum. Geleceği, son 2 gündür özellikle çok psikolojimi etkilediği için düşünmemeye çalışıyorum. Zamana bırakıp belli bir süre sonra karar aşamasına gelmem gerektiği sırada karar vermeyi düşünüyorum şimdilik” ifadelerini kullandı.

“Felç kalsaydım verilecek cezanın telafisi olmazdı”

Sağlık kuruluşlarına giriş ve çıkışların kontrol edilmesi gerektiğini vurgulayan İskender, “Caydırıcı cezalar çok önemli açıkçası ama yeterli değil. Çünkü bazı insanların kaybedecek bir şeyi olmuyor, açıkçası ceza umurlarında da olmayabiliyor. Bazen ceza telafi olmuyor. Felç kalacak olsaydım cezanın bir telafisi olmazdı açıkçası, çok da bir anlamı olmazdı benim açımdan. Gerçekçi önlemler, bu tür şiddeti önleyecek bir düzen, sistem lazım. Bu hastaneye veya sağlık kuruluşlarına giriş çıkışların kontrolü, özellikle geçmişte bu tarz olaylara karışmış sabıkalı insanların onlara yönelik bir uyarı sistemi. Toplumda gittikçe değersizleşen bu mesleğin toplum içerisinde gerçeklerini anlatan, farkındalık oluşturan kamu spotları, ilkokul müfredatından başlayarak sağlık çalışanlarıyla ilgili, önemleriyle ilgili ve nasıl davranılması gerektiğiyle ilgili maddeler konulabilir. Gelecek nesillerde böyle bir bakış açısı olması, onun dışında Almanya örneği verilmişti sosyal medyadan bir mesaj gelmişti. Almanya’da sağlıkta herhangi bir şekilde şiddet uygulayan kişilere şöyle bir ceza veriliyormuş, yaşadığı yerden 90 kilometre çapında sağlık hizmeti alamıyor. Böylece caydırıcı oluyor açıkçası. Buna benzer bir şey yapılabilir. Ciddi anlamda kafa yorulması lazım, düşünülmesi lazım. Sadece düşünmekle de değil, fiilen yapılması lazım bu tedbirlerin. En ağır cezanın verilmesi gerektiğini düşünüyorum caydırıcılık açısından. Bu şahsa gerçekten de bizim hiçbir şekilde tedavisinde olsun, yaklaşımımızda olsun bir kusurumuz olmadı. İnanıyorum ki yargı sistemimiz ona gereken cezayı verecektir” şeklinde konuştu.