Dünyada Formula 1 takipçileri ve yarış pilotları tarafından en çok sevilen ve hayranlık duyulan pistlerden biri olan Intercity Istanbul Park, 9 yıl aradan sonra, 13-15 Ka - sım tarihlerinde tekrar Formula 1’e ev sahipliği yaptı. Yağışlı hava, zorlayıcı kaygan zemin ve yıllardır Türkiye GP için duyulan özlem, bu hafta sonunu daha başlamadan oldukça özel bir hale getirmişti. Neredeyse kırılmadık rekor bırakmayan Lewis Hamilton’un, Michael Schumacher’in 7 şampiyonluk rekorunu Intercity İstanbul Park’ta egale etmesiyle, 2020 Türkiye GP, Formula 1 tarihinin gelmiş geçmiş en özel yarışlarından biri olarak tüm dünyada hatıralara kazındı.

Sıralama turları müthiş bir heyecana sahne oldu. Beklenen yağmurun gelmesiyle beraber, kırmızı bayrak nedeniyle pilotlar uzun bir süre pitte beklemek zorunda kaldı. Zeminin zorlayıcılığı, pek çok pilota
beklediklerinden fazla sorun yaşattı. Red Bull takımı ilk iki seansta çok iyi sonuçlar alıp ilk iki sıraya yerleşti. Max Verstappen, ilk iki seansta en iyi tur zamanlarına imza attı ve pole pozisyonu için en kuvvetli aday konumundaydı.
Ferrari ise ikinci seansta iki pilotuyla beraber elenip bu seneki hayal kırıklıklarına bir yenisini daha ekledi. Üçüncü ve son seansta ise, Racing Point sürücüleri Lance Stroll ve Sergio Perez harika performanslar gösterip büyük bir sürprize imza attılar. Lance Stroll,
1:47.765’lik derecesiyle hem kariyerinin ilk pole pozisyonunu kazanıp hem de takımı Racing Pointe tarihinde ilk pole pozisyonunu kazandırırken, onun 0.290 saniye gerisinde Max Verstappen, 1.556 saniye gerisinde Sergio Perez kendine yer buldu. Yarış hafta sonuna şampiyonluk ihtimaliyle başlayan Lewis Hamilton ise, Stroll’un 4.795 saniye gerisinde, altıncı sırada yarışa başlamaya hak kazandı.

Pazar günü, yarış çok heyecanlı bir startla başladı. Henüz ilk virajda Valtteri Bottas ve Esteban Ocon spin attılar fakat yarışa devam ettiler. Bu esnada Lewis Hamilton ve özellikle Sebastian Vettel çok iyi bir start performansı gösterdiler. Hamilton 6. sıradan 3. sıraya yükselirken, Vettel de 12 sıradan 4. sıraya yükselip inanılmaz bir starta imza attı. Yarışı 36 tur boyunca Lance Stroll lider olarak sürdürdü. Takımlar, farklı pit ve lastik stratejileriyle birbirlerine karşı avantaj yakalamaya çalıştılar. 37. turda Stroll pite girerken, Perez liderliği aldı fakat aynı turda Hamilton’a geçilmekten kurtulamadı.

Bu turdan itibaren ise bir şampiyon, tüm dünyaya bir şampiyon performansı izletti. Turbo-Hybrid çağında pilotajından daha ziyade aracının sayesinde tüm rekorları kırdığı konusunda eleştiriler alan Hamilton’un, şampiyonluk için yarışı Bottas’ın önünde tamamlaması yeterliydi. Bottas da bu yarışta toplam 6 spin atarak zaten Hamilton’un gerisinde bitirmeyi garantilemişti. Hamilton ise, limitlerini zorlayıp, kuruyan zeminde aşınmış lastiklerini slick lastik gibi kullanarak, takımı pite
çağırmasına rağmen pite girmeyip kendi stratejisini yöneterek, Michael Schumacher’in en çok şampiyon olan pilot rekoruna bir şampiyona yakışan bir yarış zaferiyle ortak oldu. Son turun son sektöründe, takım arkadaşı Leclerc’in hatasından faydalanan Vettel ise
Perez’in arkasında 3’üncülüğü alıp bu sezon ilk defa podyuma çıktı. Max Verstappen de yarışın favorilerinden olmasına rağmen, hem kötü bir start aldı hem de sabırlı bir sürüş ortaya koyamayıp yaptığı
hatalar neticesinde yarışı 6. sırada tamamladı. Son tur, yarışın sunucusu Serhan Acar’ın gelmiş geçmiş tüm şampiyonları sıraladığı ve finiş anına son şampiyon Hamilton’u denk getirerek yaptığı nefes kesen muhteşem anlatımı sayesinde Formula 1 resmi hesaplarından Türkçe yayınla paylaşıldı ve biz Türklere büyük gurur yaşattı.

Pandemi döneminde küresel ekonomik problemler ülkemizde de derinden hissedilirken, kendi sermayesiyle bu riski alıp bu başarıya imza atan Vural Ak ve ekibi ne kadar tebrik edilip kendilerine ne kadar teşekkür edilse az.

Tarihe geçen 2020 Türkiye Grand Prix’inden sonra iki isime ayrı bir parantez açmak lazım: Lewis Hamilton ve Vural Ak. Lewis Hamilton henüz 35 yaşında 7. şampiyonluğunu kazanarak, daha önünde yarışacağı yılları da göz önüne alırsak, yüksek ihtimalle en çok şampiyon olan pilot rekorunu kıracağını da tüm dünyaya gösterdi. Dominant aracı sayesinde bu başarılara imza attığı yolunda eleştirilse de, özellikle Turbo- Hybrid çağında sürüşünü epey olgunlaştırdı ve komple bir yarışçı haline geldi. Yakın tarihe baktığımızda gerek Vettel, gerek Schumacher de sporu domine ettiği yıllarda dominant araçlara sahiplerdi. Formula 1’de kötü bir araçla yarış kazanılabildiğini fakat iyi olmayan bir araçla şampiyon olunamadığını herkes görebilir. Şampiyonu şampiyon yapan faktörlerden olmazsa olmazı yetenek ve hız faktörü dışında, istikrar, sabır, takımla uyum, farklı yarış ve pist koşullarında çabuk adaptasyon ve yarış içi strateji yönetimi gibi faktörlerin hepsi Hamilton’da fazlasıyla var. Bu sporda tek bir pilot için gelmiş geçmiş en iyi demek pek adaletli olmayabilir çünkü her dönemin araçları, imkanları, pistleri ve regülasyonları farklı. Yine de yarıştan sonra onu daha aracından çıkmadan ilk tebrik eden rakibi Vettel’in ve pek çok Formula 1 pilotu da dahil olmak üzere çoğu spor severin hem fikir olduğu bir şey var ki o da Lewis Hamilton’un jenerasyonunun en büyük pilotu olduğu olduğu.

Vural Ak’a gelecek olursak, Türkiye’nin Formula 1 yarışlarına ev sahipliği 2011’de sona erdikten sonra, Intercity İstanbul Park’ın AVM, otel gibi değerlendirilmesi olasıyken, kendisi taşın altına elini koyup bu harika pisti bir değer olarak kaybetmememizi sağladı. Intercity İstanbul Park, geride kalan yıllarda halka açık pist günlerine, güvenli sürüş eğitimlerine, dünya devi firmalarla sürüş akademisi partnerliklerine, Türkiye’de bir ilk olan V Weekend Motoring festivallerine ve sayısız motor sporları aktivitesine ev sahipliği yaptı. Vural Ak, yolun başından beri hayalini kurduğu Formula 1 ev sahipliği için de yıllarca mücadele etmeyi bırakmadı ve bu sene hesapların yarış takviminde Türkiye’nin yer almasını sağladı. Küresel anlamda dünyayı sarsan pandeminin belki de bu sene hayatlarımıza getirdiği tek güzel gelişme Formula 1’i tekrar Türkiye’de izleme şansına erişmemiz oldu. Pandemi döneminde küresel ekonomik problemler ülkemizde de derinden hissedilirken, kendi sermayesiyle bu riski alıp bu başarıya imza atan Vural Ak ve ekibi ne kadar tebrik edilip kendilerine ne kadar teşekkür edilse az. Dedikoduların gerçeğe dönüşüp, Intercity İstanbul Park’ın 2021 takviminde de yer alması dileğiyle.