Orta Asya’daki yedi bağımsız Türk devletinden birisi olan Özbekistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında, geçmişi yüzyıllar öncesine dayanan tarihi kardeşlik bağları bulunmaktadır. Özbekistan, 34 milyonluk genç ve dinamik nüfusu, Orta Asya’nın tam ortasındaki konumu, doğal kaynakları, verimli toprakları ile bölgenin parlayan yıldızı durumundadır. Özbekistan, 447 bin 400 kilometrekarelik bir yüzölçümü üzerinde karasal iklime sahip, önemli bir işgücü potansiyeli barındıran ve kalkınma stratejisi olarak doğrudan yabancı yatırımı çekmeyi kilit öncelikler olarak belirlemiş bir ülkedir.

Orta Asya Cumhuriyetleri’nin en kalabalık ülkesi olan Özbekistan, eski İpek Yolu üzerindeki merkezler olan Semerkant ve Buhara’ya ev sahipliği yapmaktadır. Diğer Orta Asya ülkeleri ve Afganistan ile sınırı olan ülke, Uzakdoğu ve Avrupa arasında geçiş güzergahı üzerindedir. Mineral kaynaklar bakımından zengin olan ülke, dünyanın 4. en büyük altın rezervine, 10. en büyük bakır rezervine ve en büyük 12. uranyum arzına sahiptir. Gaz, altın, pamuk ve hidroelektrik potansiyeli dahil bol ve çeşitli doğal kaynakları, düşük borçluluk oranı ve tatminkâr döviz rezervi, istekli kamu yatırım programı, 34 milyonluk nüfus ve artan işgücü, Çin ve Avrupa arasında Yeni İpek Yolu’nda konumlanması, yatırım projelerini destekleyen altyapı yatırımlarının varlığı, Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri ile imzalanan serbest ticaret anlaşmaları Özbekistan Cumhuriyeti’nin kuvvetli yanlarıdır.

Özbekistan ile Türkiye arasında 2019 yılında gerçekleşen ikili ticaret hacminin 2,3 milyar dolar olarak kayıtlara geçtiğini ve toplam bin 300 kadar Türk sermayeli firmanın Özbekistan’da faaliyette bulunduğunu görmekteyiz. Özbekistan ile Türkiye arasındaki işbirliğinin her alanda gelişmesi gelecek adına büyük önem taşımaktadır. Türk-Özbek halkları arasındaki yakın bağlardan güç alan ilişkilerin ilerletilmesi yönündeki irade taraflarda sıklıkla dile getirilmektedir. Ülkenin dış ekonomik faaliyetinde yapılan geniş çaplı reformlar ve dünya ülkeleriyle güçlü bağların bir sonucu olarak, Özbekistan’ın ihracat potansiyelinin arttığı görülmektedir. Özbekistan’ın dış ticaret hacmi, 2020 yılı Ocak-Ağustos döneminde 24 milyar 537,1 milyon dolar düzeyine ulaşmıştır. 2019’da Özbekistan’ın ihracatında en büyük 4. ortağı olan Türkiye, 2020 yılının ilk 8 ayında en büyük 3. ortak konumuna yükselmiştir.

Özbekistan’ın dış ticaret hacmi 2020 yılının Ocak-Ağustos döneminde 24 milyar 537,1 milyon dolar oldu. 2019’da Özbekistan’ın ihracatında en büyük 4. ortağı olan Türkiye, 2020 yılının ilk 8 ayında en büyük 3. ortak konumunda yer aldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin verilerine göre, Özbekistan’a Bursa’dan gerçekleştirilen ihracat 2019 yılının ilk 9 aylık döneminde 42 milyon dolar düzeyindeyken 2020 yılının aynı döneminde 28 milyon dolara gerilemiştir. Pazar ve talep daralmaları ile sınırlardaki karantina önlemleri yüzde 32 oranında azalışa sebep olmuştur. Türkiye’de 49 bin Özbek vatandaşı yaşamakta olup bunların büyük çoğunluğu Bursa’dadır. Ayrıca Türkiye’deki değişik üniversitelerde bin Özbek öğrenci eğitim görmektedir.

Özbekistan Bursa Fahri Konsolosluğu’nun 2020 yılı Kasım ayı itibariyle faaliyetlerine başlamış olması, Türkiye ile Özbekistan arasındaki bilhassa ekonomik ilişkilerin daha da artmasına önemli katkı sağlayacaktır. Nüfusu bakımından Türkiye’nin 4’üncü büyük kenti olan Bursa’nın Osmangazi Belediyesi’nin Özbekistan’ın Buhara Vilayeti, Yıldırım Belediyesi’nin de Özbekistan’ın Turagurgan kenti ile kardeşlik ilişkileri bulunmaktadır. Bu ilişkiler ve karşılıklı temaslar sosyal ve kültürel alanlardaki işbirliklerini gelecekte daha da artıracaktır. İki Türksoy üyesi ülke olan Özbekistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkiler sürekli ilerleme göstermektedir ve taraflar bunun daha da artırılması için çalışmalarını aralıksız sürdürmektedir.