Miyop, hipermetrop ve astigmat hastalarının sıklıkla kullandığı gözlük ve lensler ise, pek çok farklı sebepten dolayı yaşam kalitesinin azalmasına sebep olabiliyor. Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Efekan Coşkunseven, “Gözlük ve lensler, görme alanını daraltmaları, gözlük camlarında oluşan lekelenmeler, lens kullanımında oluşabilecek sorunlar, sürekli oluşan maliyetler ve göze giren oksijen seviyelerini düşürmeleri sebebiyle yaşam konforunu azaltıyor. Uzun yıllardan beri uygulanan ve teknolojik gelişmeler ile kişiden kişiye farklılık gösteren göz yapılarına özel olarak planlanan lazer operasyonları, hastaların gözlük ve lenslerinden kurtulmalarına yardımcı oluyor. 1960’lı yıllarda ilk kez bulunan lazer ışınları, 1970’lerde Excimer Lazer’in keşfi, 1990’lı yıllarda LASIK, LASEK ve Wavefront teknolojilerinin geliştirilmesi ve 2012’de uygulanan ilk SMILE lazer operasyonu ile günümüzde pek çok farklı lazer uygulaması, kırma kusurlarının giderilmesinde kullanılabiliyor” ifadelerini kullanıyor. Dünyada Femtosaniye lazer ile ilgili en son teknolojik gelişme; SMILE teknolojisi ile artık hiç kornada kapakçık oluşturmadan lazer tedavisi yapılmasıdır.

Op. Dr. Efekan Coşkunseven

GÖZ YAPISINA UYGUN LAZER TEDAVİLERİ

Lazer olmayı düşünen kişilerde aranan özellikler, göz yapıları ve operasyon öncesinde yapılacak muayenelerin, uygulanacak tedavinin belirlenmesi noktasında büyük önem taşıdığını belirten Op. Dr. Coşkunseven, “Operasyon öncesinde yapılacak detaylı bir göz muayenesi ile göz yapısının uygunluğu ve uygulanacak yöntemin tespiti sağlanır. Her göze uygulanamayan lazer tedavilerinde aranan şartları; 18 yaş üzerinde olmak, göz derecelerinin 1 yıl içerisinde 0,50 diyoptriden fazla değişmemiş olması, -10 diyoptri miyop, -6 astigmat ve +4 hipermetrop değerlerinin aşılmamış olması, kornea yapısı, diyabet ve romatizma benzeri hastalıkların olmaması gibi etkenler olarak sıralayabiliriz. Dünyagöz’de kişiye özel yüzeysel tedavilerden PRK, LASEK, derin tedavilerden I-LASİK ve SMILE gibi farklı lazer teknikleri uygulanmaktadır. Her biri farklı göz yapıları ve koşullarında uygulanabilen bu tedaviler ile başarılı sonuçlar elde ederken, hastalarımızın da hayatlarına çok daha büyük bir konfor ve rahatlıkla devam etmelerini sağlayabiliyoruz” şeklinde konuşuyor.

TEDAVİ SONRASI BU NOKTALARA DİKKAT

Lazer tedavilerinin ardından, hastaların aynı gün taburcu edilerek günlük yaşamlarına hızlıca geri dönebildiklerinin altını çizen Op. Dr. Coşkunseven, “Lazer operasyonunun ardından hastalar, durumlarının kontrolü yapıldıktan sonra aynı gün içerisinde hastaneden ayrılarak normal yaşamlarına devam edebiliyorlar. SMILE ve I-LASİK ardından birkaç saat kadar, LASEK ve PRK uygulamalarının ardından ise 2-3 gün hafif ağrı, batma ve sulanma oluşması normaldir. Ancak bu sürenin ardından hastalar herhangi bir rahatsızlık hissetmezler. Operasyonun ardından ise hastalar damlaları özenle ve verilen reçeteye uygun şekilde kullanmalı, gözü ovuşturmaktan veya banyo yapmaktan özellikle ilk 24 saat boyunca kaçınmaları, 2 günlük süre boyunca makyaj yapmamaları ve tedavi sonrası yapılacak doktor muayenelerini aksatmamaları gerekiyor” diyerek sözlerini tamamlıyor.

Bu haber Ekovitrin Aralık sayısında! Okumak için tıklayınız.