Antalya Ticaret Borsası’nın öncülüğünde TOBB’un desteğiyle bu yıl 11’incisi düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX, bir çok etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. YÖREX’te ATB ile Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı YÜCİTA işbirliğiyle “Coğrafi İşaretler YÖREX Buluşması” semineri düzenlendi. Seminerde konuşan ATB Başkanı Ali Çandır, ürünlerin tanınması için e-ticaretin önemine değinerek “Hedefimiz Türkiye’nin kırsal kalkınmasına katkı sağlamak” dedi.

“Üretici coğrafi işaret etrafında örgütlenmeli”

Seminerin açılışında konuşan ATB Başkanı Ali Çandır, bir çok kurum ve kuruluşun coğrafi işaretli ürünlerin ekonomiye kazandırılmasıyla ilgili çalışmalar yaptığını ancak birlikte hareket edilemediği için yeterli etkinin sağlanamadığını kaydetti. Yöresel Ürünler Fuarı ile coğrafi işarette farkındalığın ve coğrafi işaret sayısının arttığını kaydeden Çandır, “YÖREX’in ardından şehirler arasında tatlı bir rekabet başladı” dedi. Her ilde en az bir coğrafi işaretli ürünün tanınır hale getirilmesi gerektiğini ve üreticinin alınan coğrafi işaret etrafında örgütlenmesi gerektiğini kaydeden Çandır, “Coğrafi işaretli ürünlerimizi mutlaka pazara kazandırmalıyız. Coğrafi işaretli ürünlerin daha çok tanınması için de -e ticaret siteleri çok önemli” dedi. YÖREX kapsamında büyük market zincirleri ve -e ticaret siteleriyle yerel üreticileri yüz yüze görüştürdüklerini ve bin ikili görüşme beklediklerini söyleyen Çandır, “Bu görüşmelerden sağlanacak anlaşmaların ticaretimizi geliştireceğine inanıyoruz. Hedefimiz Türkiye’nin kırsal kalkınmasına katkı sağlamak” diye konuştu.

“İdeal coğrafi işaret sistemi kurulmalı”

YÜCİTA Başkanı Prof. Dr. Yavuz Tekelioğlu, YÖREX’in Türkiye’nin en büyük ve en anlamlı yöresel ürünler fuarı olduğunu söyledi. Coğrafi işaret tescil sayısının çok fazla olduğunu ancak denetimin olmadığını vurgulayan Tekelioğlu, “Tescil bir ürün için katma değer oluşturur. Ancak bizde oluşturmuyor. Tescilden sonra üretim standardı ve kırsal kalkınmanın sağlanması lazım. Kendimize bu konuda çeki düzen vermeliyiz” dedi. Türkiye coğrafi işaretler enstitüsü kurulmasını öneren Tekelioğlu, “Biz Türkiye’de ideal bir coğrafi işaret sistemi gerçekleştirebilirsek üretimde ve kalitede sürdürülebilirliği sağlayabiliriz. Tescil, yönetişim, denetim bu işin olmazsa olmazı” dedi.

“Coğrafi işaret memleket meselesi”

Türk Patent Ve Marka Kurumu Coğrafi İşaretler Dairesi Başkanı Hakan Kızıltepe, coğrafi işaretler konusunda önemli bir yol kat ettiğimizi ancak eksikliklerinin bulunduğunu söyledi. Kızıltepe, coğrafi işaretlerle ilgili yaptıkları çalışmaları anlatırken, “Coğrafi işaret meselesi ülke meselesi. Yöresel ürünlerimiz ekonomimiz ve yörelerimizin kalkınması çok önemli” dedi.

“Hedef kırsalın kalkınması”

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, pandemide tarımın ve güvenli gıdaya ulaşmanın öneminin daha iyi anlaşıldığını kaydederken, “Coğrafi işaretli ürünlerin önemi daha da arttı. Çünkü coğrafi işaretli ürünler tüketicinin güvenli gıdaya ulaşmasına katkı veren bir sistem. O nedenle tescil sonrası denetim çok önemli. Coğrafi işaret demek tarımsal miras demek. Tarımsal miras ve kültürün birleşmesi demek. Geleceğe aktarmamız gereken ürünlerimiz demek. Çiftçinin kalkınması, sosyal refah, ekonomik sürdürülebilirlik en büyük hedefimiz” diye konuştu.

5 oturumda gerçekleşen seminerde alanında uzman konuklar, Türkiye’de coğrafi işaretler, AB’de coğrafi işaret uygulamaları, coğrafi işaret ve gıda güvenliği, coğrafi işaretlerde denetim yönetişim, coğrafi işaretlerin korunmasında yaşanan sorunlar ve çözümleri, coğrafi işaretler ve turizm, coğrafi işaretler ve gastronomi, coğrafi işaretlerde Türkiye’nin öncü kentleri, coğrafi işaretlerde ilham veren başarı öykülerini konuştu.