700 PROJE HAYATA GEÇİRİLDİ

2002 yılında Türkiye’de sadece 62 milli ve yerli savunma projesi yürütülürken bugün bu sayı 700’e yaklaştı. Son 5 yılda 350 yeni proje başlatıldı. Savunma sanayii bütçemiz, 5,5 milyar dolardan yaklaşık 11 kat artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştı. İhale süreci devam eden projelerle birlikte bu rakam 75 milyar doların üzerine çıkıyor. Sektörün cirosu 2002 yılında 1 milyar dolarken bugün 9 milyar dolar düzeyine yükseldi. Daha önce neredeyse yok seviyesinde olan Ar-Ge harcaması 1,5 milyar doları buldu.

KİRPİ

Kirpi Projesi ile mayına karşı korumalı araçların yurt içi özgün tasarımının gerçekleştirilmesi ve böylece kara platformu alanında sistem tasarımı, entegrasyonu ve üretimi konusunda sahip olunan savunma sanayii altyapısının güçlendirilmesi hedefleniyor. Mayına, balistik tehditlere ve el yapımı patlayıcılara dayanıklı, tam donanımlı 10-13 personel kapasiteli. 

ATAK

ATAK Projesi ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı ihtiyacı olan Taarruz ve Taktik Keşif Helikopterinin üretilerek hizmete alınması amaçlandı. Bu çerçevede AgustaWestland tasarımı A129 gövdesinin, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarına uygun şekilde; motor, aktarma organları ve kuyruk pallerinin değiştirilmesine ilave olarak milli aviyonik ve silah sistemleri ile teçhiz edilmesi sonucu ortaya çıkan T129, dünyada kendi sınıfındaki en etkin taarruz helikopteri olma unvanını elinde tutuyor. 

COBRA II

Cobra II, mevcut Cobra aracı temel alınarak geliştirilmiş üstün teknik ve taktik özelliklere sahip modüler bir platform. Üstün hareket kabiliyeti ve 9 personel taşıma kapasitesinin yanında personele sağladığı yüksek koruma, ateş gücü ve görev ekipmanları ile askeri uygulamalar için ideal bir platform. COBRA II en zorlu arazi ve iklim koşullarında üstün performans sağlıyor.  

AKSUNGUR - YÜKSEK FAYDALI YÜK KAPASİTELİ

İHA Yüksek Faydalı Yük Kapasiteli İHA Kesintisiz Çok Rollü İstihbarat, Gözetleme, Keşif ve Taarruz Görevleri için ANKA-AKSUNGUR İHA Sistemi; gündüz/gece İstihbarat, Gözetleme, Keşif ve Taarruz Görevleri’ni EO/IR, SAR ve SIGINT faydalı yükleri ve çeşitli havadan yere silahlarla icra eden Orta İrtifa Uzun Havada Kalışlı bir İnsansız Hava Aracı Sistemi. ANKA-AKSUNGUR 40000 ft’e kadar uzun süreli operasyonlara imkan veren iki adet çift turbo şarjlı dizel PD-170 motoruna sahip.

ÇOK MAKSATLI AMFİBİ HÜCUM GEMİSİ

Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi; Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekât alanlarında ve gerektiğinde Hint Okyanusu (Arap Yarımadasının kuzeyi, Hindistan’ın batısı) ile Atlantik Okyanusu (Avrupa’nın batısı, Afrika’nın kuzeybatısı)’nda kullanılabilecek. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG ANADOLU, 1 Amfibi tabur ile gerekli muharebe ve destek araçlarını ana üs desteği olmadan kriz bölgelerine taşıyabilecek, havuzunda taşıyacağı çıkarma araçları ile çıkarma operasyonlarına katılabilecek ve envanterdeki en ağır NATO helikopterleri ile dönebilen rotorlu Osprey hava araçlarının gece ve gündüz operasyon yapmasına olanak sağlayacak bir uçuş güvertesine sahip olacak. Ayrıca, F-35B gibi dikey iniş ile kısa mesafede kalkış yapabilecek taktik uçaklarında konuşlanabileceği TCG ANADOLU ile Türkiye Cumhuriyeti bölgesel güç aktarım kabiliyetini, orta ölçekli küresel güç aktarımına çevirebilecek.

GÖKTÜRK 

Göktürk Projesi ile dünya üzerinde herhangi bir bölgeden askeri istihbarat amaçlı yüksek çözünürlüklü görüntü elde edilmesine imkan tanıyacak aynı zamanda orman alanlarının kontrolü, kaçak yapılaşmanın takibi, doğal afet sonrası en kısa sürede hasar tespiti, ürün rekolte tespiti, coğrafi harita verilerinin üretilmesi gibi pek çok sivil faaliyet alanında da görüntü ihtiyacını karşılayacak bir uydu sisteminin, teknoloji transferi, ortak geliştirme prensipleri doğrultusunda tedarik edilmesi amaçlanıyor.

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN: “SAVUNMA SANAYİİNDE DIŞA BAĞIMLILIKTAN TAMAMEN KURTULACAĞIZ”

Yerlilik oranının yüzde 70’lerin üzerine çıktığı Türk savunma sanayii, dışa bağımlılıktan büyük oranda kurtulmayı başardı. Yerlilik ve millilik oranının giderek yükseldiği savunma sanayiinde üretim ve ihracat da devamlı artıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizi savunma sanayiinde dışa bağımlılıktan tamamen kurtarıncaya kadar, yatırımlarımızı artırarak devam ettireceğiz” dedi.

Ü retim ve ihracatın arttığı, yerlilik ve millilik oranının giderek yükseldiği Türk savunma sanayii, dışa bağımlılıktan büyük ölçüde kurtuldu. Yerlilik oranının yüzde 70’lerin üzerine çıktığı savunma sanayiinde yapılan ArGe yatırımları sektörü apayrı bir noktaya taşıdı. Savunma sanayiindeki bu başarının altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı yerlilik ve millilik atağı yatıyor. Sektörde yerlilik oranı 2002’de yüzde 20’ler seviyesindeydi. Savunma sanayiinde Türkiye, dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde 7 firmayla temsil ediliyor.

Türkiye, İHA, SİHA ve TİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içinde yer alıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Ülkemizi savunma sanayiinde dışa bağımlılıktan tamamen kurtarıncaya kadar, yatırımlarımızı artırarak devam ettireceğiz. Çünkü biz, geçmişte silah, mühimmat ve askerî teçhizat bakımından dışa bağımlılığın bedelini çok ağır ödemiş bir ülkeyiz” dedi. Bugün Türk savunma sanayiinin vakıf şirketlerinden özel sektöre, alt yüklenicilerinden KOBİ’lere, üniversitelerden araştırma merkezlerine, teknoparklardan kümelenmelere kadar geniş bir ekosisteme sahip olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Böylece 2002 yılında 62 savunma projesi yürütülürken bugün 700’e yakın projenin hayata geçirildiği bir savunma sanayine kavuştuk.

Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu saldırılara karşı daha etkin mücadele için sadece son 5 yılda 350 civarında yeni proje başlattık. Savunma sanayi projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 60 milyar dolara yükselttik. Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 53’den bin 500’e ulaştı. Sektörün 1 milyar dolar olan cirosu da 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Savunma ve havacılık ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar dolar seviyelerine çıktı. Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde 7 firmayla temsil ediliyoruz; sadece son 5 yılda 5 firmamız daha bu listeye girdi. Kara ve deniz araçlarında kendimizle beraber dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını da karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz.

İHA, SİHA ve TİHA üretiminde ise artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içindeyiz” şeklinde konuştu. Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle maruz kalınan ambargoları, keyfilikleri, baskıları, hatta tehditleri asla unutmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kıbrıs Türküne sahip çıktığımız için, 3 yıl boyunca, bırakın parasını peşin ödediğimiz uçakların verilmesini, bakım ve onarımları için gönderdiğimiz uçaklar dahi bize teslim edilmedi. Hatta bu uçaklar için Türkiye, bizzat müttefikleri tarafından ‘hangarda saklama ücreti’ ödemek mecburiyetinde bırakıldı” diye konuştu. Türkiye’nin 40 yılı bulan terörle mücadelesi sırasında da müttefiklik ruhuyla asla bağdaştırılmayacak pek çok durumla karşılaştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemiz talep ettiğinde kırk dereden su getirilen silahlar, DEAŞ’la mücadele kisvesi altında, Suriye’deki teröristlere binlerce tır ve uçak seferiyle teslim edildi. Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz sınır ötesi harekâtlarda, sözde dostlarımız, bizi zaafa düşürmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. Terör örgütünün elebaşları, meşru bir siyasetçi gibi, kırmızı halı serilerek en üst düzeyde ağırlandı. Bugün de benzer adımların atılmaya devam ettiğini görüyoruz. Ülkemize yönelik sergilenen bu ikiyüzlülükleri esefle takip ederken, kendi hazırlıklarımıza da hız veriyoruz” diye konuştu.

“TÜM HAKSIZLIKLARI, KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESEREK AŞMAKTA KARARLIYIZ”

“Vatan savunmasında karşılaştığımız tüm haksızlıkları ve hukuksuzlukları, kendi göbeğimizi kendimiz keserek aşmakta kararlıyız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayiinin durağanlığı kabul etmeyen, atalete tahammülü olmayan, dahası sürekli ve yüksek tempolu çalışmayı gerektiren bir sektör olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu sistemde başarının en temel şartı, çıtayı sürekli yukarıya taşıyarak, rakiplerinden daima bir adım önde olmak. Bunun yolu da, kamu kaynaklarının etkin kullanımı yanında, özel sektörün dinamizminden faydalanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde mesafe kaydetmiş ülkelere baktığımızda şu gerçeği net bir şekilde görebiliyoruz. Bu alanda, devletler daha çok strateji belirleyen, istikamet çizen, ihtiyacı tespit eden, sipariş veren konumundayken; özel şirketler ise geliştiren, üreten, teslim eden konumunda. Kamu-özel iş birliğinin güçlü ve sağlam temellere oturduğu bir atmosferde, başarı şansı da artıyor. Diğer türlü dünya ile rekabet etmek, bu alanda özgün, yenilikçi, ileri teknolojiye sahip ürünler geliştirmek mümkün değil.

“Savunma sanayii projelerimizin bütçesini 5,5 milyar dolardan 60 milyar dolara yükselttik. Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 53’den bin 500’e ulaştı. Sektörün 1 milyar dolar olan cirosu da 11 milyar dolar rakamını yakaladı. Savunma ve havacılık ihracatımız 248 milyon dolardan 3 milyar dolar seviyelerine çıktı.”

Ülkemizin bir süredir yaptığı da tam olarak bu” şeklinde konuştu. Birilerinin sürekli “peşkeş çekiyorlar” diyerek karaladığı projelerin, esasında Türk savunma sanayiinin geleceğine yapılan en kritik yatırımları olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Hisseleri doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait savunma sanayi şirketlerimizin her biri, kendi alanlarında dünya markası hâline geliyor. Savunma Sanayii Başkanlığımızın rehberliğinde, özel sektör kuruluşlarımız, çok sınırlı imkânlarla gerçekten çok büyük başarılara imza atıyorlar. Bu çerçevede, harekâtlarımızda kullandığımız SİHA ve uçak bombalarından tank ve top mühimmatlarına kadar hepsini de, hem kamu, hem özel sektör üretimiyle tedarik yollarını genişletiyoruz. İnşallah bu doğrultuda önemli ve stratejik bir yatırım, çok yakında Gerede’de faaliyete geçecek.”

“TÜRK SAVUNMA SANAYİİNİN ÜRETİM KAPASİTESİ DAHA DA ARTACAK”

Savunma sanayii alanında deneyim sahibi, uzmanlaşmış ve nitelikli bir insan kaynağının da oluştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın ilk 100 savunma şirketleri listesinde 7 firmayla temsil ediliyoruz. İHA, SİHA ve TİHA üretiminde artık dünyanın ilk 3-4 ülkesi içindeyiz. Savunma sanayiindeki tek icraatları ‘fabrika kapatmak’ olanların, diğer vizyon projelerimiz gibi elbette bunları da anlamasını beklemiyoruz. Bunun için biz işimize bakıyor, hedeflerimize odaklanıyoruz” açıklamasını yaptı. Türkiye olarak, ana ve alt yüklenicilerle birlikte, kaynakları tabana yayarak savunma sanayiinde güçlü bir ekosistem oluşturmaya çalıştıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerlileştirme ve millîleştirme faaliyetleri kapsamında Türk savunma sanayiinin üretim kapasitesinin daha da artacağını sözlerine ekledi. 

MİLLİ SAVUNMA BAKANI HULUSİ AKAR: “SAVUNMA SANAYİİNDE YERLİ FİRMALARIMIZ DÜNYA DEVLERİYLE YARIŞIYOR”

Türk savunma sanayiinde faaliyet gösteren yerli firmalar, dünya devleri ile yarışır konuma ulaştı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma kuruluşu arasında 7 Türk firmasının yer aldığını ifade etti.

T ürk savunma sanayiinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan yerlilik ve millilik politikası meyvelerini veriyor. Yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayiinde yerlilik ve millîlik oranını, yüzde 70’lerin üzerine çıkmış durumda. Yerlilik oranının 2023 yılında yüzde 75-80’lere çıkarılması hedefleniyor. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, savunma sanayiinde faaliyet gösteren Türk firmaların dünya devleri ile yarışır hâle geldiğini söyleyerek, dünyanın önde gelen ilk 100 savunma kuruluşu arasında 7 Türk firmasının yer aldığını kaydetti. Hulusi Akar, “Geçmişte piyade tüfeğimizi dahi yurtdışından tedarik ederken artık millî piyade tüfeklerimizi, kendi savaş gemilerimizi, fırkateynlerimizi, İHA/SİHA’larımızı, Fırtına obüslerimizi, ÇNRA’larımızı, ATAK helikopterlerimizi, akıllı hassas mühimmatımızı tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelmiş bulunuyoruz. Bunlara ilaveten radar ve elektronik harp sistemlerimiz, füze, roket ve mühimmatlarımız yurt içinde ve sınır ötesi operasyonlarımızda kahraman ordumuzu daha da güçlendiriyor. Ayrıca Millî Muharip Uçak, Siper Hava Savunma Sistemi, Anadolu Amfibi Hücum Gemisi ile ilgili çalışmalarımız da yoğun bir şekilde ve başarıyla devam ediyor” dedi. Teknolojiye sahip olan ve bu gücü etkin kullanan ülkelerin, uluslararası alanda üstünlük sağladığını ifade eden Bakan Akar, teknolojiye sahip olamayan, gelişmelere uyum sağlayamayan ülkelerin ise pazar olmaktan öteye geçemediğini, her türlü tehdit ve tehlikeye maruz kalabildiğini bildirdi. Başta savunma teknolojileri olmak üzere hemen her alanda önemli ilerlemelerin kaydedildiğini vurgulayan Akar, “Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayimizdeki yerlilik ve millîlik oranımızı, yüzde 70’lerin üzerine çıkarmayı başardık. Hedefimiz bu oranı, 2023 yılında yüzde 75-80’lere taşımak” ifadesini kullandı.

YOĞUN VE ETKİN MÜCADELE

Bakan Akar, TSK’nın ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra dost ve müttefik ülkelerin savunma ihtiyaçlarını da karşılayacak durumda olduklarını belirterek, “Türk Silahlı Kuvvetleri, artık dünyada çok az sayıda ordunun elde edebileceği yüksek teknolojinin sağladığı avantajlara ve operasyonel üstünlüğe ulaştı. Nitekim TSK yurt içinde, Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde, Kıbrıs’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Doğu Akdeniz’de, Ege’de ve daha birçok coğrafyada hem ülkemizin hem de dost ve kardeşlerimizin hakkını, hukukunu korumak, bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlamak için büyük bir fedakârlık ve kahramanlıkla, hiç olmadığı kadar yoğun ve etkin bir şekilde mücadele ediyor” diye konuştu. Kazanılan başarılarda personelin kahramanlık ve fedakârlıklarının yanı sıra yerli ve millî savunma sanayinin geliştirdiği harp silah, araç ve gereçlerinin önemine dikkat çeken Bakan Akar, şöyle konuştu: “Yaşadığımız coğrafyanın şartları ve karşı karşıya kaldığımız sorunlar, ülkemizi her alanda güçlü olmaya mecbur kılıyor. Özellikle savunma ve güvenlikle ilgili hususların devletimiz ve milletimizin bekası açısından vazgeçilmez olduğu bir gerçek. Sistemlerimizi daha verimli hâle getirmeden, üstün teknolojiye sahip olmadan, geleceğe emin adımlarla yürüyemeyeceğimiz de aşikâr. Türkiye’nin sürdürülebilir ekonomik büyümeyi sağlamasının ve uluslararası alanda rekabet edebilmesinin tek yolu da teknoloji alanında katma değerin artırılmasından geçiyor. Türkiye de savunma ve güvenlik ihtiyaçlarını bu konsept doğrultusunda şekillendirmekte, hızlı gelişen teknolojiyi yakından takip etmenin ötesinde, ileri teknoloji tasarlayıp üretiyor. Bu anlamda Türkiye’de de son yıllarda önemli bir motivasyon oluşmuş durumda. Kamu ve vakıf kuruluşları, özel sektör firmaları ve üniversitelerimizin eş güdüm ve iş birlikleri sayesinde güçlü bir sinerji meydana geldi.”

ROBOTİK VE OTONOM SİSTEMLER

Bakanlık olarak kendilerine düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiklerini, TSK’nın ihtiyaçlarını karşılamak için sahip oldukları teknolojiyi geliştirmek, bunu daha verimli hâle getirmek için var güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Bakan Akar, şunları kaydetti: “Gelecek yıllarda harekât ortamının alacağı şekil, klasik yaklaşımlar ve geleneksel düşünme kalıplarıyla çözümlenemeyecek kadar zorlaşıyor. Harekâtın şekil ve icrasının gelecekte değişeceği düşünüldüğünde, yeni askerî ihtiyaçlar savunma sanayimizin de yolunu çizmeli. Geleceğin teknolojileri olan yapay zekâyla donatılmış robotik ve otonom sistemleri ordumuza kazandırmada geç kalmak istemiyoruz. Ordumuzu makine hızında savaş yapabilen kabiliyetine şimdiden hazırlamak istiyoruz. Zira gelecekte güçlü ve başarıyı elde edecek ordular, bilim ve teknolojiyle barışık olan, hatta teknolojik gelişmelere öncülük eden ordular olacak. Bu kapsamda yapay zekâ, nesnelerin interneti, big data, siber-fiziksel ve robotik sistemler, otonom sistemleri yakından takip ediyoruz. Şu an da kullanılan ve daha da geliştirilmekte olan sürü drone’lardan kuantum radarlara, cep denizaltılardan lazer silahlara, yönlendirilmiş enerjiyi kullanan silahlardan mikro uydulara kadar pek çok ürün ve teknoloji var. Bu gibi ürünler harekât alanında bizzat savaşan unsurlara dâhil olmaya başlamıştır ve artarak dâhil olmaya devam edecek.”

“HİÇBİR ÜLKEDEN GERİ KALMAYACAĞIZ”

Bakan Akar, geleceğin savunma teknolojilerinde kara-deniz-hava dışında uzay ve siber uzayın da önemli bir harekât alanı hâline geldiğini belirterek şöyle devam etti: “Özellikle siber sistemler alanında üstünlüğü ele geçirmek, diğer harekât alanlarında başarılı olmanın ön koşulu hâline geldi. Harpte ihtiyaç duyulan ve gelecekte duyulacak olan bu gibi teknolojilerin geliştirilmesinde akademisyen, sanayici ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin koordineli olarak birlikte çalışması, sistemlerin hızlı bir şekilde geliştirilmesinde büyük fayda sağlayacak. Bu doğrultuda çalışmalarımıza hız kesmeden devam edecek, tüm imkânlarımızı seferber ederek yılmadan, yorulmadan çalışacağız. Hiçbir ülkeden geri kalmayacağız. Ülkemizi bu hedeflere ulaştıracak insan kaynağımıza, potansiyelimize ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayi firmalarımıza güveniyoruz. İyi şeyler, inanıldığında; daha iyi şeyler, sabredildiğinde; en iyi şeyler, hiç vazgeçilmediğinde gelir. İnancımız, sabrımız, azim ve kararlılığımızla çok daha büyük başarılar elde edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”

CUMHURBAŞKANLIĞI SAVUNMA SANAYİİ BAŞKANI PROF. DR. İSMAİL DEMİR: “KABİLİYETLERİMİZLE DÜNYAYA AÇILMAYA DEVAM EDİYORUZ”

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, “Türk savunma sanayii olarak, kabiliyetlerimizle dünyaya açılmaya devam ediyoruz. Zamanında parasıyla dahi alınamayan vurucu İHA sistemlerinde, bugün ihracat seviyesine ulaşıldı” dedi.

C umhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, zamanında parasıyla dahi alınamayan vurucu İHA sistemlerinde, bugün ihracat seviyesine ulaşıldığını söyledi. İsmail Demir, “Güvenlik güçlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda, milli imkanlarla geliştirilen ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nce sahada etkin şekilde kullanılan milli gururumuz Kargu, ilk ihracat başarısına ulaştı. Türk savunma sanayimizin ürettiği ve sahada kendini başarıyla kanıtlayan askeri ürünlerimizi, ihraç etmeye devam edeceğiz. Türk savunma sanayii olarak, kabiliyetlerimizle dünyaya açılmaya devam ediyoruz” dedi.

Savunma sanayii sektörünün, ülkemizin Uzay Programında, Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda yürütülecek çalışmalara en yüksek katkıyı sunacağını belirten İsmail Demir, Türkiye’nin uzaya bağımsız erişiminin sağlanması amacıyla ROKETSAN Uzay Sistemleri ve İleri Teknolojiler Merkezini açtıklarını, ROKETSAN’ın geliştirdiği Mikro Uydu Fırlatma Sistemi ile fırlatılan Sonda Roketi uzay sınırını aştığını ve bu alanda bir ilki gerçekleştirdiğini kaydetti. Savunma Sanayii Başkanlığı bünyesinde kurulan DELTA-V şirketiyle ilk hedeflerinin uzay sınırını hibrit yakıtlı roket motoruyla geçmek olduğunu ifade eden İsmail Demir, “Bu çalışmalar uzaya gidecek roketler ve onu fırlatacak sistemleri yerli imkanlarla geliştirmeyi amaçladığımız projeler” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin uzay alanındaki ilk ihracatının da TUSAŞ’ın iştiraki GSATCOM şirketi tarafından Arjantin’e haberleşme uydusu teknolojileri ihracı olduğunu hatırlatan İsmail Demir, uydu çalışmalarında ülkedeki çoklu yapıyı bir araya getirecek, gözlem ve haberleşme uydularının Türkiye’deki adresi olacak bir uydu şirketi kurulması yönünde çalışmalarının da devam ettiğini söyledi. GÖKTÜRK-1 Uydu Sistemi’nin görev ömrü tamamlandıktan sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yüksek çözünürlüklü elektro-optik uydu görüntüsü ihtiyacının karşılanmasının amaçlandığını belirten İsmail Demir, “GÖKTÜRK Yenileme Keşif Gözetleme Uydusu, 2016 yılında yörüngesine yerleştirilen GÖKTÜRK-1 Uydusunun yerine geçecek ve ülkemizin yüksek çözünürlüklü görüntü ihtiyaçlarını karşılayacak. Proje kapsamında bir adet uydu, bir adet sabit yer istasyonu ve bir adet taşınabilir yer istasyonu ile ilgili sistem/alt sistemler tedarik edilecek. Proje kapsamında birçok ekipman ve yazılımın yerli olarak geliştirilerek kullanılması hedefleniyor. Proje kapsamında ayrıca; ülkemizin uzay teknolojisinin sunduğu imkânlardan daha fazla faydalanması, bu alandaki mevcut imkân, kabiliyet, insan kaynağı, altyapı, yeteneklerin kullanılması ve elde edilen kazanımların sürekliliğinin sağlanması planlanıyor” diye konuştu.

ASELSAN, SAVUNMA DEVLERİ ARASINDA YÜKSELİYOR

ASELSAN, Defense News Dergisi tarafından hazırlanan ve geçen yıl 74’üncü sırada yer aldığı listede 67’nci sıraya yükseldi.

A merika Birleşik Devletleri merkezli haftalık Defense News Dergisi tarafından belirlenen dünyanın en büyük 100 savunma sanayi firmasının yer aldığı Top 100 listesi yayınlandı. Sıralamada 2 Türk firması yer aldı. ASELSAN, geçen yıl 74’üncü sırada yer aldığı listede 67’nci sıraya yükseldi. Liste için belirlenen rakamlara göre ASELSAN’ın 2013 yılı savunma cirosu, yüzde 16,1’lik artışla bir milyar dolar olarak gerçekleşti. ASELSAN, cirosunun yüzde 97,1’ini savunma sanayisi faaliyetlerinden elde etti. İlk 100 arasında Türkiye’den TAI ve ASELSAN’ın bulunduğu listede, dünyanın en önemli savunma sanayi kuruluşları yer alıyor.

ASELSAN İLK 50’DE YER ALMAYI HEDEFLİYOR

Türk ordusunun elektronik cihaz ve sistem alanında en önemli kaynak olan ASELSAN, yakın gelecekte dünya çapındaki ilk 50 savunma sanayi firmasından biri olmayı hedefliyor. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfının bir kuruluşu olan ASELSAN, Askeri Haberleşme Sistemleri, Radar ve Elektronik Harp Sistemleri, Elektro-Optik Sistemleri, Seyrüsefer ve Aviyonik Sistemleri, Savunma ve Silah Sistemleri, Komuta-Kontrol-Haberleşme-Bilgisayar-İstihbarat-Keşif ve Gözetleme (C4ISR) Sistemleri, Deniz Savaş Sistemleri, Profesyonel Haberleşme Sistemleri, Akıllı Ulaşım Sistemleri tasarımı, geliştirilmesi, imalatı, sistem entegrasyonu, modernizasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanlarında teknoloji merkezi olarak çalışıyor.

ABD’Lİ FİRMALAR AĞIRLIKTA

Bu yılki listede birinciliği yine Amerikan Lockheed Martin firması alırken, onu ABD’li Boeing izledi. Üçüncü sırada ise İngiliz BAE Systems yer aldı.

BAYKAR SAVUNMA’DAN MUHARİP İNSANSIZ UÇAK SİSTEMİ

Baykar Savunma, Muharip İnsansız Uçak Sistemi projesinin kavramsal tasarım görsellerini ilk kez paylaştı. Baykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, “MİUS projemizi de aynen Bayraktar TB3’de olduğu gibi tümüyle öz kaynaklarımızla yürütüyoruz” dedi.

B aykar Teknoloji Lideri Selçuk Bayraktar, Muharip İnsansız Uçak Sistemi prototipinin ilk uçuşunu 2023 yılında gerçekleştirmeyi hedeflediklerini söyledi. Selçuk Bayraktar, “MİUS projemizi de aynen Bayraktar TB3’de olduğu gibi tümüyle öz kaynaklarımızla yürütüyoruz. MİUS ses hızına yakın bir seyir süratiyle görev yapacak. Hedefimiz, 2023’te MİUS prototipimizin ilk uçuşunu gerçekleştirmek. Genç mühendis ve teknisyen kardeşlerimle geliştirdiğimiz MİUS prototipinin ilk uçuşunu Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında gerçekleştirmek. Geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanarak teknolojide lider olmak” ifadelerini kullandı. Selçuk Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “İnsansız Savaş Uçağı (MİUS) projemizin 12 yılı aşkın süredir hayalini kuruyorduk. AKINCI’nın seri üretime geçip olgunlaşmasıyla birlikte son dönemde çalışmalarımız hız kazandı. Geliştirdiğimiz bu projenin devam eden kavramsal tasarımlarını paylaşmış oluyoruz. Halihazırda dünyada bu alanda geliştirme çalışmaları yürütüyor. İnsansız savaş uçaklarının, aynen SİHA’larımızda olduğu gibi hava muharebe konseptini değiştireceği, gelecekte 5. nesil savaş uçaklarının yerine geçeceği öngörülüyor.”

“MÜHİMMATLARINI GÖVDE İÇİNDE TAŞIYABİLECEK”

Uçağın 1.5 tona yakın mühimmat taşıyacağını ifade eden Selçuk Bayraktar, “MİUS projemizi de aynen Bayraktar TB3’de olduğu gibi tümüyle öz kaynaklarımızla yürütüyoruz. MİUS ses hızına yakın bir seyir süratiyle görev yapacak. Sonraki prototipleri ise ses hızının üstüne çıkarak süpersonik kabiliyette olacak. 1.5 tona yakın mühimmat ve faydalı yük kapasitesine sahip olacak. Hava-Hava, Hava-Yer akıllı füzeleri ve seyir füzeleri taşıyabilecek. Radara az görünür tasarıma sahip olması için mühimmatlarını gövde içinde taşıyabilecek. Radar görünmezliğinin ön planda olmadığı görevlerde mühimmatlarını kanat altında da olabilecek. Dünyada bu alanda geliştirilmiş diğer prototiplerden farklı ve büyük bir kuvvet çarpanı oluşturacak önemli bir yönü ise TCG Anadolu sınıfındaki kısa pistli gemilerden iniş ve kalkış yapabilecek olması. Katapult yardımı olmadan TCG Anadolu’dan kalkmasını hedefliyoruz. Yakalama kabloları ve kanca yardımı ile gemiye inebilecek” ifadelerini kullandı. Selçuk Bayraktar, “Hava aracımızın tasarımında dünyadaki diğer insansız savaş uçaklarından ayıran unsur ise dikey kuyrukları ve önde bulunan kanard dediğimiz yatay kontrol yüzeyleri. Bu kontrol yüzeyleri sayesinde agresif manevra kabiliyetine sahip olacak. Böylelikle önleme, kaçınma ve yakın muharebe manevralarını geliştirdiğimiz yapay zeka bilgisayarları sayesinde otonom olarak yapabilecek. Farklı kabiliyete sahip MİUS’lar yapay zekayla donatılmış akıllı filo otonomisi sayesinde dost savaş uçaklarıyla birlikte görev yapabilecek. Aynı akıllı filo otonomisi kabiliyeti sayesinde MİUS daha yüksek kapasiteye sahip son nesil insanlı savaş uçaklarına karşı muharebe de icra edecek. Hem insansız muharebenin getirdiği tüm üstünlükleri hem de akıllı filo otonomisi ve maliyet etkinliği ile hava muharebelerinde yeni bir çığır açacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“HEDEFİMİZ, 2023’TE MİUS PROTOTİPİMİZİN İLK UÇUŞUNU GERÇEKLEŞTİRMEK”

“Hedefimiz, 2023’te MİUS prototipimizin ilk uçuşunu gerçekleştirmek” diyen Selçuk Bayraktar, “Hedefimiz, 2023’te MİUS prototipimizin ilk uçuşunu gerçekleştirmek. Daha önce de ifade ettiğim ve SİHA’larımızın dünyada yakaladığı başarının anahtarı olan bir hususu tekrar vurgulamak isterim. Geleceğin yarışlarına bugünden hazırlanıp, dünyanın gittiği yerde lider olmaya çalışmalıyız” dedi.

TÜRKİYE, SAVUNMA HARCAMALARINDA 16. SIRADA

Türkiye 17,7 milyar dolar ile en çok savunma harcaması yapan 40 ülke içinde 16. sırada yer aldı. Bir önceki yıla oranla Türkiye’nin savunma harcamaları yüzde 5 düştü. Türkiye’nin silaha harcadığı para gayri safi yurtiçi milli hasılanın yüzde 2,8’ini teşkil ediyor.

U luslararası Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) tarafından hazırlanan bir araştırma, dünyada Covid-19 salgınına rağmen savunma harcamalarının yaklaşık 2 trilyon dolara ulaştığını ortaya koydu. Araştırmaya göre ülkeler geçen yıl 1 milyar 981 milyon dolar değerinde savunma harcaması yaptı. Türkiye 17,7 milyar dolar ile en çok savunma harcaması yapan 40 ülke içinde 16. sırada yer aldı. Bir önceki yıla oranla Türkiye’nin savunma harcamaları yüzde 5 düştü. Türkiye’nin silaha harcadığı para gayri safi yurt içi milli hasılanın yüzde 2,8’ini teşkil ediyor.

SİLAH SATIŞLARI YÜZDE 2,6 ARTTI

Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde 4,4 küçüldüğü bir dönemde, geçen yıl savunma harcamaları, bir önceki yıla oranla yüzde 2,6 oranında arttı. NATO ülkesi 12 ülke gayri safi milli hasılalarının en az yüzde 2’sini (İttifak tarafından belirlenen hedef) savunma harcamalarına ayırdı. Bir önceki yıl sadece 9 NATO ülkesi, bu hedefi tutturabilmişti. Şili ve Güney Kore, salgın yüzünden savunma harcamalarının bir bölümün sağlık harcamalarına yönlendirirken, Macaristan’ın tam tersi harcamalarını artırdığı görüldü. Brezilya ve Rusya’nın ise savunma harcamalarını az da olsa düşürdüğü gözlendi.

SİLAH HARCAMALARINDA ABD AÇIK FARKLA LİDER

Dünyada silahlanmaya geçen yıl en fazla para harcayan 5 ülke olarak öne çıkan ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve İngiltere’nin ödediği faturanın toplamı dünyadaki savunma harcamalarının yüzde 62’sini oluşturuyor. ABD’nin geçen yıl savunma harcamaları bir önceki yıla oranla yüzde 4,4 artarak, 778 milyar dolara çıkarken, Çin’in harcamaları ise yüzde 1,9 artışla 252 milyar dolara yükseldi.

SAVUNMA SANAYİİ İHRACATI İLK 5 AYDA 1.1 MİLYAR DOLAR

Türkiye, 2021 yılının ilk 5 ayında yaklaşık 1 milyar 120 milyon dolarlık savunma ve havacılık sanayii ürünü ihracatı gerçekleştirdi. Afrika’ya satışlarda yıllık bazda kaydedilen 11 katlık artış ise dikkat çekti.

S avunma ve havacılık sanayii ihracatı 2021 yılının ilk 5 ayında artış gösterdi. Özellikle Afrika’ya satışlarda artış kaydedildi. İhracatta başı çeken ülke ise ABD oldu. Ticaret Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Ocak-Mayıs döneminde gerçekleştirilen ihracat, yıllık bazda yüzde 38,3 artarak 85,2 milyar dolara ulaştı. Türkiye’nin savunma ve havacılık sanayi ürünü ihracatı da ise 1 milyar 120,1 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Sektör ihracatının bölgelere göre dağılımında ilk sırada 485 milyon 688 bin dolarla Kuzey Amerika yer aldı. Ocak-Mayıs döneminde sektörün bölgelere göre yaptığı ihracatta yıllık bazda en fazla artış Afrika’da oldu. Afrika ülkelerine dış satım, söz konusu dönemde 11 kat artarak 61 milyon 207 bin dolara çıktı. Oransal artışta Afrika’yı Bağımsız Devletler Topluluğu ile Kuzey Amerika ve diğer Avrupa ülkeleri izledi. Öte yandan sektörün Uzakdoğu’ya ihracatı yaklaşık yüzde 71, serbest bölgelere ihracatı yüzde 50 ve AB’ye ihracatı yüzde 21 azaldı. Savunma ve havacılık sanayisi ihracatının yılın ilk 5 ayında ülkelere göre dağılımına bakıldığında ABD, ilk sıradaki yerini korudu. ABD’ye bu dönemde 476,2 milyon dolarlık ürün satan sektör şirketleri, bu ülkeye dış satımını yıllık bazda yüzde 66 artırdı. Sıralamada ABD’yi Azerbaycan izledi. Türkiye’nin Azerbaycan’a gerçekleştirdiği savunma ve havacılık sanayi ihracatı geçen yılın Ocak-Mayıs dönemine kıyasla yaklaşık yüzde bin 390 artarak 135 milyon 889 bin dolara ulaştı. Sektör ihracatında bu ülkeleri Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya ve Bangladeş izledi.

SAVUNMA SANAYİİNE SYS DAMGASI "YERLİ VE MİLLİ UÇAKSAVAR ÜRETTİ"

Türk savunma sanayiinin önemli firmalarından Samsun Yurt Savunma (SYS), gerçekleştirdiği yerli ve milli üretimle sektörün gururu olmaya devam ediyor. Canik markasıyla silah, silah aksesuarları, silah sistem tasarımı ve üretimi konusunda söz sahibi olan firma, ‘yerli ve milli uçaksavar’ olarak anılan 12.7 mm M2 Ağır Makineli Tüfek’i de IDEF’21 fuarında görücüye çıkarmaya hazırlanıyor. SYS Genel Müdürü C. Utku Aral, “Milli uçaksavarımızı ilk kez bu fuarda sergileyeceğimiz için gururluyuz. CANiK Smart ve CANiK APP, IDEF’21’de tanıtılacak en yeni, inovatif ve sıra dışı eğitim ürünlerimizin başında geliyor” dedi.

S avunma sanayinin en önemli buluşma platformu olan 15’inci Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF’21), 17-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul Büyükçekmece’deki Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Dünyanın önde gelen hafif silah üreticilerinden olan Samsun Yurt Savunma (SYS) ile iştirakleri UNIDEF ve UNIROBOTICS de IDEF’21’e katılarak yeni ürünlerini sergileyecekler. Türkiye’nin en büyük savunma sanayi şirketlerinden olan SYS, CANiK markalı tabancalarını, yeni kurduğu mağaza zinciri CANiK Store’u, eğitim faaliyetlerini yürüttüğü CANiK Academy’i ve yeni geliştirdiği CANiK Smart ve CANiK APP uygulamalarını IDEF’21 ziyaretçilerine tanıtacak. SYS’nin fuardaki sürprizi ise yeni geliştirdiği “yerli ve milli uçaksavar” olarak anılan 12.7 mm M2 Ağır Makineli Tüfek’i IDEF ziyaretçilerine tanıtmak olacak. SYS’nin toplam 400 metrekare alana kurulan standında, iştirakleri UNIDEF ve UNIROBOTICS’in ürünleri de görücüye çıkacak. Fuarla ilgili açıklamalarda bulunan Samsun Yurt Savunma (SYS) Genel Müdürü C. Utku Aral, “IDEF’21’e, diğer IDEF fuarına olduğu gibi yüzde 80 oranında yeni ürünlerimizle iştirak edeceğiz. CANiK Smart ve CANiK APP, bu fuarda tanıtılacak, eğitimlerin niteliğini artıracak yeni, teknolojik ve inovatif ürünlerimizin başında geliyor. Milli uçaksavarımızı da ilk kez bu fuarda sergileyeceğimiz için gururluyuz” dedi.

“AĞUSTOS’TA SERİ ÜRETİME GEÇECEĞİZ”

Yerli ve milli uçaksavar; Türk Silahlı Kuvvetleri’nde araç konvoyları, tabur ağırlık bölgesi, tabur komuta yeri, piyade birliklerinin temel atış destek unsuru, su üstü platformlarının asimetrik taarruza karşı önlem, amfibi harekatta görev alan unsurların ileri atış destek ve sabit-döner kanatlı hava platformlarına kapı makineli tüfeği ya da kanat altı silah podu içine yerleştirilerek her türlü atış destek görevi içerisinde kullanılıyor. IDEF’21’de ilk kez görücüye çıkacak M2 12.7 mm (.50 kalibre) ağır makineli tüfek üretimi için 2012 yılından bu yana devam eden ArGe çalışmaları, testleri ve yatırımlarını tamamladıklarını belirten Aral, “Bu yılın Ağustos ayında seri üretime geçmeyi planlıyoruz. Dünyanın en dayanıklı ve en yüksek performanslı M2 QCB 12.7 mm ağır makineli tüfeğini üretmeyi başardık. İlk etapta, yılda bin 500 adet CANiK M2 QCB’yi seri olarak üretmeyi, daha sonra ise bu kapasiteyi her yıl bin adet arttırmayı planlıyoruz” diye konuştu. Yerli uçaksavar için şimdiden dünyanın birçok ülkesinden 1000’in üzerinde ön sipariş almaya başladıklarını söyleyen Aral, ihracat potansiyeliyle ilgili şu bilgileri verdi:

“Özellikle Afrika ve Güney Doğu Asya ülkelerinde, bu silahın çok büyük bir pazarı bulunuyor. Bununla birlikte, dünyada bu silahı üretebilen sadece 4 firma var. 5’incisi bir Türk firması olacağı için gururluyuz. Uluslararası üreticilerin, bu silahın farklı ülkelere satışı için ihracat lisansı almaları, en az 90 gün sürüyor. Biz sipariş aldıktan 45 gün sonra teslimat yapabileceğiz. Dünyadaki pek çok ülke, M2 12.7 mm ağır makineli tüfeklerin kabul testleri için, ABD tarafından tanımlanan T.O.P. standardını uyguluyor. CANiK’in üreteceği M2 QCB 12.7 mm ağır makineli tüfekler, T.O.P. standardını kolaylıkla karşıladığı için, ihracat potansiyeli çok yüksek olacak.”

GÜN BOYU YOUTUBE YAYINI YAPACAK

SYS, IDEF’21 Fuarı’nda önemli makamlarla da görüşmeler gerçekleştirecek. Firma, pandemi nedeniyle IDEF’21’i ziyaret edemeyen global müşterileri ile fuar boyunca bağlantısını kesmeyecek. Fuar standından gün boyu Youtube’dan canlı yayın yapmak için hazırlıklarını tamamladıklarını söyleyen Utku Aral, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle iki yılda bir düzenlenen bu etkinlikte şirketimizin ve markalarımızın kaydettikleri ilerlemeyi ortaya koymayı amaçlıyoruz. Bitirilmiş projeleri, milli uçaksavar projesi gibi stratejik öneme haiz projeleri görücüye çıkarmak, inovatif girişimlerimizi son kullanıcı ile tanıştırmak ve onların yorumlarını almak hedeflerimiz arasında yer alıyor. Pandemi koşullarında fuarı ziyaret edemeyen kişilerin standımızda azami zaman geçirmesini sağlamak için gün boyu Youtube yayınımız sürecek. Bu yayınla, potansiyel müşterilerimizin yeniliklerimizden maksimum bilgi sahibi olmasını sağlamayı amaçlıyoruz.”

1 DAKİKADA 1 TABANCA ÜRETİYOR

Samsun Yurt Savunma Sanayi ve Ticaret A.Ş (SYS), devlet öncülüğünde başlatılan Doğu Karadeniz Silah Projesi’nin Samsun ayağının temsilcisi olarak 1998 yılında kuruldu. Aradan geçen 23 yılda SYS; CANiK markasıyla silah, silah aksesuarları, silah sistem tasarımı ve üretimi konusunda Türk savunma sanayiinin önemli kuruluşlarından biri haline geldi. Merkezi İstanbul’da bulunan SYS, Samsun Organize Sanayi Bölgesi’ndeki toplam 40 bin metrekare kapalı alan üzerine kurulu üç tesisinde 750 çalışanı ile üretimini sürdürüyor. Kayseri ve Elazığ’da birçok sanayi yatırımına imza atan Aral ailesi tarafından yönetilen SYS, hafif silah pazarında CANiK markasıyla adını dünyaya duyurdu. Yıllık 400 bin adet tabanca üreten SYS; 1 dakikada 1 tabanca üretiyor. Üretiminin yüzde 95’ini 68 ülkeye ihraç eden firmanın yıllık ihracatı 120 milyon doları buluyor. 2010 yılından beri ABD’deki faaliyetlerini, Century Arms ile ortak olarak kurduğu CANIKUSA firması üzerinden yürüten SYS; 2020 yılında dünyadan Amerika’ya en çok tabanca ihraç eden dördüncü firma oldu. Özgün Yerli Tabanca’dan milli uçaksavar üretimine kadar birçok yerli ve milli savunma sanayi projesinin partneri olan SYS, dünya çapında bir savunma sanayi şirketi olmak için çalışmalarını sürdürüyor

KATMERCİLER, KENYA’YA ‘HIZIR’ İHRACATI YAPACAK

Katmerciler, zırhlı muharebe aracı HIZIR ve türevlerinden oluşan kapsamlı paket için Kenya Savunma Bakanlığı’yla sözleşme imzaladı. Şirketin tek kalemdeki en yüksek ihracatı olacak anlaşma kapsamındaki araçların teslimatı 2022 yılında başlayacak ve 2023 yılında tamamlanacak.

T ürk savunma sanayiinin dinamik ve yenilikçi gücü Katmerciler, zırhlı savunma aracı ihracatı konusunda büyük çaplı yeni bir anlaşmaya daha imza attı. Kenya’nın askeri ihtiyaçları doğrultusunda gerçekleştirdiği zırhlı araç alım ihalesinde en uygun teklifin sahibi olan Katmerciler, Kenya Savunma Bakanlığı ile sözleşme imzaladı. 118 araçlık HIZIR ve türevleri ile yedek parça ve bakımlarından oluşan paket anlaşmanın toplam tutarı 91 milyon 415 bin 182 dolar. Araçların teslimatına 2022 yılında başlanacak ve 2023 yılında tamamlanacak. Anlaşma, Katmerciler’in tek kalemdeki en yüksek ihracat anlaşması olma özelliği taşıyor. Ülkemizde segmentinin en güçlüsü olan 4x4 Taktik Tekerlekli Zırhlı Muharebe Aracı HIZIR, ülkemizin yurt içi ve yurt dışı operasyonlarında etkin olarak kullanılıyor. Mayına ve el yapımı patlayıcılara karşı yüksek koruma sağlayan, balistik açıdan güçlendirilmiş, kentsel ve kırsal alanlarda, farklı iklim ve arazi koşullarında operasyon yeteneğine sahip, NATO standartlarında geliştirilmiş son derece güçlü bir araç. HIZIR’ın üstün nitelikleri ve operasyonlardaki başarılı performansı, yabancı ülkelerin dikkatini çekmiş ve ihracatta önünü açmış durumda. Katmerciler, bu yılın başlarında bir başka Afrika ülkesine yapılan, HIZIR’ın ağırlık taşıdığı yaklaşık 40 milyon euro’luk savunma araçları paketinin ihracat duyurusunu yapmıştı. Arka arkaya gelen bu ihracat hamleleri, uluslararası arenada Katmerciler markasının bilinirliğine ve HIZIR’ın tanınırlığına önemli katkı sağlıyor.

“İHRACAT ATILIMIMIZ DEVAM EDECEK”

Katmerciler İcra Kurulu Başkan Vekili Furkan Katmerci, Kenya Savunma Bakanlığı’yla anlaşmanın imzalanması üzerine yaptığı açıklamada, savunma aracı ihracatına yönelik çabaların uzun soluklu olduğunu, Kenya başarısının da iki yıllık bir çabanın ürünü olduğunu belirtti. Kenya’daki sonucun, sadece Katmerciler için değil Türkiye savunma sanayinin uluslararası itibarı açısından da önemli olduğunu vurgulayan Katmerci, “Amacımız ülkemiz ihracatına katkı sağlarken, şirket olarak ihracat başarılarımızın da desteğiyle istikrarlı, sürdürülebilir, sağlıklı ve karlı büyüme yolunda güvenle ilerlemek” dedi. Katmerci, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Arka arkaya gelen ihracat başarıları bizler için büyük moral kaynağı. Hem şirketimiz hem ülkemiz için gurur duyuyoruz. 2020 yılında 273 milyon liralık ihracat gerçekleştirdik. Toplam gelirlerimiz içinde ihracat gelirlerimizin payı yüzde 78’e ulaştı. Önümüzdeki yıllarda daha fazla ihracat daha fazla gelir hedefliyoruz. Savunma sanayii alanında yeni ihracatlar için çalışmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemde bu tür güzel haberleri daha sıklıkla duyurmak istiyoruz. Savunma sektörü, stratejik bakış, sabır ve uzun soluklu çaba gerektiren bir alan. Ürünlerimizi kendi ArGe Merkezimizde, kendi mühendislerimizle, kendimiz geliştiriyoruz. Dijital dönüşüm, Ar-Ge projeleri ve yeni araçların tasarımı, organizasyon yapısının güçlendirilmesi gibi konulara daha fazla kaynak ve zaman ayıracağız. Sağlıklı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir büyüme trendi oluşturmak ve bu büyüme trendini karlı hale dönüştürmek en öncelikli hedeflerimiz arasında.”