Adana Ticaret Odası Meclis Başkanı İsmail Acı, korona virüsün dünyayı ve Türkiye’yi tehdit etmesiyle beraber yaşanan yapısal sorunların yapısal reformlarla çözülmesi gerektiğini bildirdi.

Acı, küresel salgınla birlikte yaşanan ekonomik sorunlar ve alınması gereken önlemlere ilişkin görüşlerini ifade ederken, bu süreçte en fazla zarar gören hizmet sektörünün ve küçük ölçekli işletmelerin durumuna dikkati çekti. Acı, bu işletmelerin son bir yılda derin yaralar aldığını ifade etti.

Meclis Başkanı Acı, Adana özelindeki gözlemlerini de dile getirdiği açıklamasında, kentin en işlek caddelerinde yer alan birçok işletmenin teker teker kapandığına şahitlik ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:

‘’Yasaklar nedeniyle kepenk indirmek zorunda kalan işyerleri, sürece direnemeyip komple kapanan ve kapısına kiralık-satılık tabelaları asılan işletmeler görüyoruz. Devlete yük olmayan vergi mükelleflerinin en başında küçük ve orta ölçekli işletmeler gelmektedir. Orta direk dediğimiz küçük işletmelerimizin ayakta kalması şarttır. Sabahın ilk ışıkları ile işinin başına giden, gerekirse 24 saat çalışıp hizmet üreten yine bu işletmeler olacaktır. Yaşanan olumsuz tablodan, üstünü örterek değil ancak yüzleşerek kurtulabiliriz. Gerçekçi, çözüm odaklı ve uzun vadeli ekonomik reformlar yapmak ve orta direk dediğimiz küçük işletmeleri desteklemek zorundayız. Binlerce haneyi, yüz binlerce insanı geçindiren “orta direk” dediğimiz bu işletmeler olmadan ekonomi çarkının dişlileri dönmez.”

"2021’de büyüme hızını hizmet sektörü belirleyecek"

Normalleşme ivmesinin yükselişe geçmesinin, salgınla mücadelede ve aşılamada elde edilecek başarıyla doğru orantılı olduğunun altını çizen ATO Meclis Başkanı Acı, normalleşmeye endeksli olan hizmetler sektörünün 2021 yılının büyüme hızını tayin edeceğini belirtti. Normalleşme hızının arttırılması için özel bir çalışma yapılması gerektiğini dile getiren acı şöyle devam etti:

"2019’daki ciro rakamlarına ulaşmak zor olsa da geçen yıla kıyasla 2021’de hizmet sektöründe büyümenin pozitife dönmesi bekleniyor. Mevcut koşullarda beklenmedik bir değişim yaşanmadığı takdirde Türkiye ekonomisi bu yıl yüzde 4-4,5 civarında büyüleyebilir. 2021’de büyümeye yönelik hedefimiz; rakamlardan ziyade, daha çok istihdam ve tabana yayılan sağlam bir ekonomik reform olmalıdır. Nasıl sağlam bir zemin olmadan sağlam bir bina inşa edilemezse, gerçekçi reformlar olmadan ekonomide de iyileşme beklenemez.”

Ekonomi için sağlam zemin oluşturmanın öncelikle enflasyonu ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmakla mümkün olduğunun altını çizen Acı, "Üzülerek ifade etmeliyim ki, ekonomiye sadece kısa vadeli bakacağımız bir noktaya geldik. Kısa vadeli ekonomi politikaları, belirsizlikleri barındırır ve piyasalar için bu bir risktir. Pansuman tedaviler günü kurtarmamıza yardımcı olur ama ilerde daha büyük olumsuzlukların gelişmesine yol açar. Bir ülkenin ekonomisi faiz artışı ile istikrara kavuşup uçuşa geçmez, aynı şekilde faiz düşüşü ile de ülke ekonomisi batıp uçurumdan aşağı yuvarlanmaz. Bunlar günü kurtaran tedbirlerdir. Cari açık dengesini kurmak, yapısal sorunlara yapısal reformlar getirmek zorundayız” şeklinde konuştu.

Kurdaki dalgalanma korkutuyor

İsmail Acı, son günlerde bir inen bir çıkan döviz rakamlarının da herkesin odağında olduğunu vurguladı. Kaygan zeminde seyreden dövizin özellikle yatırımcıları tedirgin ettiğinin altını çizen acı, birçok sebepten etkilenerek sürekli dalgalanan döviz fiyatlarının üretimin önündeki en büyük engel olduğunu ifade etti.

TL’nin değer kaybı, faiz ve enflasyonun, Türkiye’nin ayağındaki en büyük pranga olduğunu söyleyen Acı,“TL varlıklarda ve döviz kurunda son yılların en volatil dönemlerinden geçiyoruz. Çözüm odaklı politikalar hayata geçirilmezse, paramızdaki değer kaybıyla birlikte, ekonomide altta yatan risklerin giderek arttığı ve büyüme hızımızın ortalamada iyice düştüğü bir dönemi yaşamamız kaçınılmaz olur. Kur seviyelerindeki radikal değişimler özellikle cari açığımızın artmasını, ihracat performansımızı etkileyecektir” dedi.