Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) "Küresel Borç Monitörü" raporu, dünyada toplam borcun artışını ve dağılımını bize göstermektedir. Buna göre, küresel borç seviyesi geçen yılın ocak-eylül döneminde 9 trilyon dolar artarak 253 trilyon dolara ulaştı ve tüm zamanların rekorunu kırdı. 2019 yılını 255 trilyon dolarla kapatması beklenen toplam borç, dünyanın yıllık GSYH toplamının üç katını da aşarak yüzde 322'ye ulaştı.

IIF'nin raporuna göre, toplam GSYH'ye oranları dikkate alındığında; hane halkına ait borçlar yüzde 60.2'ye (2018'de % 59.6), finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 92.5'e (2018'de 91.6) yükseldi. Aynı dönemde, kamuya ait borçlar yüzde 88.3 (2018'de 86) ve banka gibi finansal şirketlere ait borçlar da yüzde 81.4 (2018'de 81.7) düzeyinde gerçekleşti.

Ticaret savaşlarının iyice görünür olduğu ve küresel ekonomik büyümenin yavaşladığı 2019 yılı, devletlerin kamu borçluluk oranlarını bugüne kadarki en yüksek seviyeye çıkardı: 70 trilyon dolar! 2000 yılında ise devletlerin kamu borçlarının toplamı 20 trilyon dolar seviyelerindeydi. Kamu borcunun milli gelire oranı incelendiğinde, ilk sırada yüzde 237.7 ile Japonya yer alırken, onu yüzde 207 ile Sudan, yüzde 176.6 ile Yunanistan takip ediyor. 22 trilyon dolar kamu borcuna sahip ABD, borcun çoğuna sahip gözükürken onu Japonya ve Çin izliyor. Çin, 7 trilyon dolarlık devlet borcuyla en borçlu ülkeler arasında üçüncü sırada yer almasına rağmen borcun milli gelire oranında yüzde 50.6 ile birçok Avrupa ülkesinden daha az borçluluk oranında sahip gözüküyor.

Türkiye'ye baktığımızda global para bolluğunun olduğu dönemde ciddi para girişinin yaşandığı ve bunun katkısıyla hızlı büyüme dönemini yaşadığını görüyoruz. Öyle ki Türkiye'nin dış borç stoku 2018 ilk çeyrek sonunda 465 milyar dolara kadar yükseldi. Bu rakam 10 yıl öncesine yani 2008 başına göre tam 1 kat artışı ifade ediyordu. 2018 yılında yaşanan kur dalgalanması sonrasında ülkede büyüme yavaşlarken borç ödemelerin de arttığı görülüyor. 2019 3. çeyrekte brüt dış borç stoku 434 milyar dolara geriledi. Yani 1.5 yılda brüt borç stoku yaklaşık 32 milyar dolar azaldı. Diğer taratan Türkiye borç almış ama milli gelirini o ölçüde artıramamış görünüyor. Zira 2011 sonunda Türkiye'nin brüt dış borç miktarı o yılki GSYH'nın yüzde 36.7'sine denk gelirken 2019 3. çeyrek sonunda bu oran yüzde 59.1 olmuştur. Kamu sektörünün dış borcunu incelediğimizde; 2015 sonunda 116 milyar dolar olan borcun 2019 sonunda 146 milyar dolara ulaştığı yani 4 yılda 30 milyar dolarlık artış yaşandı. Bu her yıl dolar bazında borcun yüzde 6 arttığını gösteriyor.

2019 3. çeyrek itibariyle 75 milyar dolar merkezi yönetimin 6 milyar dolar Kamu Bankalarının uzun vadeli tahvil borçları bulunmaktadır. Kasım sonu itibarıyla, Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku, 2018 yıl sonuna göre yüzde 1,0 oranında artışla 114,6 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. TCMB ve Hazine verilerine göre bir hesap yaptığımızda 2020 için Türk özel sektörünün ödeme vadesi gelen kredi toplamı 48 milyar dolar olmaktadır. Buna 10.6 milyar dolar Merkezi Yönetimin ödemesi eklenecektir ki 18 Mayıs 2020'de 2.0 milyar Euro ve 5 Haziran 2020'de 2.0 milyar dolarlık tahvilin vadesi dolacağından 15 Mayıs 2020'de ciddi bir tahvil ihalesi beklenebilir. Kamu bankalarının da yıl boyunca 6 milyar dolar vadesi gelen ödemesi olacaktır. Dolayısıyla Hazine borç projeksiyonuna göre 2020'de toplamda 66 milyar dolar kredinin vadesi dolacaktır.  2020'de Mayıs ayı, 10 milyar doları aşan borç ödeme yükümlülüğü ile öne çıkarken 25 milyar dolarlık ödemenin gözüktüğü 2. çeyrek sonrasında kurda rahatlama görülebilecektir.