2016 ekonomide, eğitimde, sağlıkta, yerel yönetimlerde, siyasette ve dış politikada HESAPLAŞMA yılı olacak.

2015, sadece Türkiye için değil, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için de ekonomik açıdan kayıp bir yıl olarak geride kaldı… Umudumuz 2016… Peki 2016’dan ne bekliyoruz? Önce ülkemiz için, refah, barış, huzur ve mutluluk… Tüm dünya için; yeni yılın tüm insanlığa mutluluk, huzur ve bereket getirmesini dilerken, özellikle silahların gölgesinde yaşamayan çalışan milyonlarca insan içinde acıların dindiği silahların sustuğu bir yıl olması en büyük dileğim. 2016 ülkemiz için yeniden diriliş yılı olsun istiyorum. “2015 yılının gri atmosferi artık yok. Siyasette istikrar var. Ekonomide istikrar arayışı sürüyor. Eğitimde yeniden yapılanma, sağlıkta reformların devamı, iş dünyasında ise üretim arzusu ve yeni pazar arayışları var. Hedefler büyük. Fakat dünya ekonomisinde büyüme hızının düşüşü ister istemez Türk iş dünyasını da etkiliyor… AK Parti’nin 13 yıldır kesintisiz devam eden iktidarı 7 Haziran seçimleriyle bir ara sekteye uğramış gibi algılansa da 1 Kasım’daki erken genel seçimle halkın yüzde 49.5’i tekrar istikrar için güven tazelemesi yaptı. Son iki yılı çok çalkantılı ve seçim atmosferinde yaşadık. Önce 30 Mart 2014’te Türkiye genelinde Yerel seçimler yapıldı. Ardından 10 Ağustos 2014 tarihinde Türkiye’de halk ilk defa 12. cumhurbaşkanını seçmek için sandığa gitti. Recep Tayyip Erdoğan halkın yüzde 52’sinin oyunu alarak 12. cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı ile boşalan AK Parti Genel Başkanlığı’na ve Başbakanlık koltuğuna ise Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu oturdu. Ve ardından 7 Haziran’da genel seçimler gerçekleşti. Sandıktan çıkan sonuç; 1 Kasım’da erken seçimi gündeme getirdi. 1 Kasım 2015 tarihi Türkiye’de genel seçimler açısından bir milat. Kesintisiz devam eden 13 yıllık bir iktidarın yeniden yüzde 49.5 ile iktidara gelmesi Türkiye’de vatandaşların istikrarın devamını istediğin sonucunu doğurdu. Başbakan Davutoğlu, 2015’in son haftasında televizyonlarda “Yeni Türkiye Yolunda” başlıklı ulusa sesleniş konuşmasında hükümetin hedefleri konusunda önemli ipuçları verdi. Görünen o ki, Başbakan Davutoğlu 2016’da başlatacağı yeni Anayasa çalışmaları için CHP ve MHP‘nin desteğini alarak ilerlemek istiyor. Gündeminde ekonomide yapılan yatırımları desteklemek, dış siyasette ise öncelikle AB ile ilişkileri daha ileri götürmek, “Vizesiz Avrupa“ için çalışmaları tamamlamak, Suriye, Irak, Filistin, Kıbrıs konularında Türkiye’nin tutumunu devam ettirmek, Rusya ile gerilen ilişkilerin kesintiye uğramaması gibi konular öncelikli…

Peki, bunlar yeter mi?
Halk, bu iktidardan çok şeyler bekliyor. Çünkü halkın yüzde 49.5 i evet oyu vermiş. Öncelikle 64. Hükümeti kuran ve Meclis’ten güven oyu alan Ahmet Davutoğlu’nun resesyona girmiş ve bir türlü gri atmosferin içinden çıkamayan ekonomiye can suyu vermesi gerekiyor… Yeni zamlar, yeni vergiler ve işverenin omuzlarına yüklenmek istenen asgari ücret artışı…. Seçim vaadi olan asgari ücretin ağırlığını ekonomi dünyasının omuzlarından alması gerekiyor. Eğitimde, sağlıkta, vergi yasalarında yeniden düzenlemeler yapılması kaçınılmaz görünüyor.

Sağlık
AK Parti’yi halkla bütünleştiren ve 13 yıl iktidarda kalmasını sağlayan en önemli reformlardan biri olan sağlık reformu son iki yıldır yapılan yeni düzenlemelerle daha önce yapılmış olan birçok yeniliği ve reformu ters yüz etmiş gibi görünüyor. Özel hastanelerin lehine yapılan yeni düzenlemeler sağlık reformunu elsiz, kolsuz ve topal bir hale getirmiş görünüyor. Özel hastanelerin lehine yapılan değişiklikler ve uygulamalar sadece hizmet almak isteyen vatandaşların omuzlarına kaldıramayacakları bir ekonomik yük olarak çıkıyor…

Yerel yönetimler
30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nde birçok il büyük şehir statüsüne kavuşturuldu. Büyük şehir belediyesi statüsündeki illerde vergi ve harçlar büyük oranda artırıldı. Su, doğalgaz, çöp toplama işlemleri başta olmak üzere emlak vergileri, imar harçları, ruhsat ücretleri gibi tahsil edilen vergi ve harçlarda vatandaşlara ek yükler bindirildi. AK Parti döneminde yeni büyük şehir statüsü kazandırılan illere ayrıcalıklı ek ödemeler gerekiyordu. Bunların gerçekleşmesiyle bölgeler arasındaki farklılıkta azalmış olacak. Onun için 2016 yerel yönetimler acısından son derece önemli bir yıl. 30 Mart 2016’da yerel yöneticiler hizmette ikinci yılı doldurmuş olacaklar. Halen AK Parti 21 büyük şehir ve 32 ilde, CHP 5 büyük şehir ile 7 ilde, MHP 2 büyük şehir ve 6 ilde, HDP ise 2 büyük şehir ve 6 ilde yerel yönetimleri elinde bulunduruyor.

Ekonomi dünyası
“Yeni Türkiye Yolunda” yeni hedefler belirlenirken ekonomide de önemli bir hesaplaşma yapılması zaruri. Özellikle zam yağmurundan korunmaya çalışan ücretli kesim, emekli, işçi memur, gelen zamlara karşı direnç gösteremiyor. İşveren ise artan vergi dilimleri, piyasanın durgunluğu gibi etkenler hedeflerin önünde grilik oluşturuyor. 64. Hükümetin önünde çözüm bekleyen ekonomik sorunların başında artan işsizlik sorunu, iş dünyasında giderek büyüyen iflaslara uzanan karşılıksız çekler ve senetler, vatandaşın bankalara olan borç ve kredi kartı yükü gibi önemli sorunlar çözüm bekliyor. Asgari ücretin bin 300 TL’ye çıkarılmasıyla işverene yükü de 64. Hükümetin çözüm bekleyen öncelikleri arasında. Hükümetin dengede tutmak için özen gösterdiği önemli konular arasında bankacılık ve finans piyasaları ile döviz fiyatları. 3 TL sınırına dayanan dolar, özellikle ihracatçı- üretici firmaların tüm hesaplarını altüst etmiş durumda. Tarım ve hayvancılık sektörü de ekonomik hesaplaşmada önceliğini koruyor. Özellikle tarım ürünleri ihracatında ilk sıralarda yer alan fındık, tütün, üzüm, incir, zeytin ve diğer tarım ürünlerine verilen desteklerin yetersizliği yüzünden üretimden vazgeçilmesi Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten bir ülkeden ithalat yapan ülkeye dönüşmemesi acısından çözüm bekleyen ekonomik sorunlar arasında öncelikli yerini koruyor…

Dış politika
2016 dış politika içinde çok haraketli bir gündemle yüklü. Öncelik Putin meselesi. Suriye’den Türkiye sınırlarını taciz eden Rus savaş uçağının Türk jetleri tarafından düşürülmüştü. Fiyakası bozulan Putin, şimdi Türk-Rusya ilişkilerini her geçen gün geren bir tavır izliyor. Suriye ve Esat rejimi ile Filistin ve İsrail ile ilişkilerde son derece önemli. Ancak 2008 yılından bu yana soğutulan Türkiye –AB ilişkilerinde sıcak bir döneme giriliyor. 2016’da AB ile vizelerine kaldırılması ve serbest dolaşım Türkiye’nin en önemli dış politika gündemi olarak masada. Ancak Suriye kadar önemli bir başka ülke de İran… Yıllarca nükleer çalışmaları nedeniyle Birleşmiş Milletler’in ve ABD’nin ambargosuna karşı dünya ile ilişkilerini Türkiye’nin desteği ile yürüten İran, terör örgütü PKK ve Suriye rejimini destekleyen İran, Türkiye’nin Ortadoğu politikalarında karşıt tavırlarıyla iki ülke arasında kurulan dostluk ilişkilerini tehlikeli bir kulvara çekiyor.

Siyaset
Bu ülkede halkın istediği; barış, huzur, refah mutluluk içinde çalışmak ve yaşamak. 80 milyon Türk halkı, 2016’da Diyarbakır, Cizre, Silopi gibi terör örgütü PKK tarafından hendeklerle çevrileni “kurtarılmış otonom bölge” statüsü verilmeye çalışılan vatan topraklarımızın teröristlerden tamamen arındırılmış olmasını istiyor. Türk halkı, 2016’da bu milletin verdiği vergilerle maaşını alıp geçinen ve dokunulmazlık zırhına bürünerek çaka satan, ülkeyi bölme teşebbüsünde bulunan, terör örgütlerine apaçık destek veren bazı siyasi partilere mensup terör destekçisi milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılmasını ve vatana ihanetten yargılanmasını istiyor…