2017 ve diğerleri geride kaldı, 2018 yeni yıla girdik. Aslında eskisi ile, yenisinin farkı yok sadece takvim yaprakları değişiyor takvimlerin bir şey getirecek güçleri yok. Takvimler (izafidir) kabule bağlı olup zaman tablosundan ibarettir. Nitekim değişik ülkelerde Hicri, Rumi birçok takvimler kullanılıyor. Bu nedenle çok kimsenin sağlığı, huzuru, iyilikleri, mutlulukları takvimden beklemesini anlamak mümkün değil.

Aslında hayat; toplumlar, devletler ve yaşayan her canlılar için birer imtihandan ibaret olup inişli çıkışlı acılar, mutluluklar ve birçok sorunlarla sürüp gidiyor. Neticede geleceğimizi kişisel ve toplumsal olarak bizler hazırlıyoruz.

Dış ve iç olaylara bağlı ekonomik, sosyal birçok sorunlarımız vardır ve olabilir. Zaten sorunlar bitmez, zamanla şekil değiştirir. Ümidimizi yitirmeden biz ne yapabiliriz, onun muhasebesini yapmalıyız.

Gerçek şu ki bazı dış ve iç güç odakları bizi millet yapan öz değerlerimiz olan ve toplumun temelini oluşturan aile mahremiyetimiz başta olmak üzere devlet, millet anlayışımızı, dilimizi, dinimizi, musikimizi velhasıl tüm kültür değerlerimizi yıllardır bozmak istiyorlar. Dahası halkımızı mezhep, ırk kavgalarıyla birbirine düşürmek suretiyle şehit kanlarıyla elde edilmiş olan vatanımızı bölmek, parçalamak için iç savaş dâhil gizli ve açık her yola başvuruyorlar.

Bu gelişmeleri iyi anlamalıyız. Günümüzdeki oynanan oyunların senaryosunu yazanları, sahneye koyanları yabancı, oyuncular ise tarih boyunca ne yazık ki hem şartlanmış yabancılar hem de yerli gözüken birkaç satılmış soysuzlar.

Unutmayalım ki Yüce Yaratıcı, insanı yaratıp kendi iradesinden akıl ve güç vermiş, Dünyanın bütün nimetlerini emrimize sunmuş. Öyleyse irademizi iyi ve doğru yolda kullanıp gerekli tedbirleri zamanında alarak, özlediğimiz güzellikleri Yüce Yaratan’ın takdirine bırakacağız. Bize düşen geçmişin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlanmak. Yanlışlar varsa bizler düzelteceğiz. İnanıyorum ki devletimizin, milletimizin imkânları ve bu güçlükleri yenebilecek güçtedir. Yeter ki herkes üzerine düşen görevlerini zamanında ve eksiksiz yapsın, birlik ve beraberliğimiz bozulmasın.

31.12.2017 akşamı saat 23.- sıralarında evde bu satırları karalarken bir dostumun bilgisayarıma gönderdiği ve beni derinden etkileyen güzel bir mesajı, yazıma noktayı koyup sizlerle paylaşmak istedim. Umarım sizi de etkiler ve düşündürür.

Evet, ümidimizi hiçbir zaman yitirmeyeceğiz. Ancak hayat yoluna devam ediyor..!

Doğarken bindiğimiz yaşam treninde anne ve babamızla tanıştık. O zamanlar onların   hep bizimle seyahat edeceklerini sanıyorduk.

Oysaki;
istasyonun birinde onlar trenden ineceklerdi ve bizi yolculuğumuzda yalnız bırakacaklardı.

Zamanla;
trene başkaları da bindi
ve bizim için önemliydiler. Kardeşlerimiz, arkadaşlarımız, çocuklarımız, hatta hayatımızın aşkı...

Şimdi;
Birçoğu inmiştir. Arkalarında üstelik de kalıcı bir boşluk bırakarak.
Kimisinin de eksikliği o kadar fark edilmez olmuştur ki, yerlerinin boşluğunu bile fark edememişizdir..

Bu tren yolculuğu neşe, keder, hayaller, beklentiler, merhabalar, Allahaısmarladıklar ve vedalarla doludur.
Burada başarı,
tüm yolcularla iyi ilişkilerde olmaktır. Bunun için de elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız.

Ancak;
hepimizin karşı karşıya olduğu bir muamma var:
Hiçbirimiz hangi istasyonda ineceğimizi bilmiyoruz.

İşte bunun içindir ki,
En iyi şekilde yaşamalı,
en iyi şekilde sevmeli, affetmeli, olduğumuzun en iyisini yansıtmalıyız.

Burası çok önemli
çünkü trenden inip de yerlerimizi boş bıraktığımızda,
yaşam treninde yolculuğa devam edeceklerde güzel anılar bırakmalıyız.

Öyleyse;
yaşam treninde size iyi yolculuklar diliyorum.
Çok sevgi verin, başarı biçin!

Son olarak da, trenimde yolcu olduğunuz için her birinize teşekkür ederim.

Ha, unutmadan!
Şahsen trenden ne zaman ineceğimiz belli değil..!


Yine de,
ola ki indim, sizinle seyahat bir zevkti!
İyi ki beraberiz, birlikte olduk..!

Yeni takvim yılınız kutlu olsun..!