Tüm canlıların yaşam evreleri vardır; doğma, büyüme, gelişme ve ölüm. Özellikler insanlar açısından kişi kaç yaşına ölmüş ise (mesela 98 yaşına kadar yaşadı gibi) o kadar yaşadığı söylenir. Halbuki burada bahsedilen yaşam, yaşama sevinci notaları ile bestelenmiş bir yaşam değil sadece hayatta kalınan dönem için kullanılmaktadır. Kişinin gerçek yaşamı, yaşama sevincini taşıdığı süreden ibarettir. Bunun dışındaki süre gerçek yaşam değildir. Araç yakıtı olduğu sürece hareket edebilir. Yaşama sevinci bir aracın yakıtı gibi insana enerji verir. Enerjimizi yüksek kaynaklarımızı doğru tespit edilirse her insan kendi yaşam sevincini her daim canlı tutabilir. Aslında insanların temel enerji kaynağı genellikle aynıdır. Detaydaki sırlar farklı olsa da dışa yansıyan temel kaynaklardan en önemlisi “tebessüm etmek, gülmek” tir.  Bunun ne kadar önemli olduğunu Nüvide Gültunca Tulgar’ ın “Kendi Kutup Yıldızını Bul” adlı eserinde bahsettiği yüzyıllar önce gözlemlenen şu olay çok güzel izah etmektedir: “Bir keşiş araştırma yapmak için köye gitmişti. Önce köyün mezarlığına girdi. Çünkü, kültürlerin yaşam felsefesinin böyle yerlerde gizli olduğuna inanıyordu. Gözleri birden mezar taşlarının üzerindeki 3,18, 567, 1440, 15643, 241 gibi rakamlara takıldı, uzun uzun düşünmesine rağmen bu rakamların sırrını çözemedi. Köyün en bilge kişisine giderek herhangi bir anlam yükleyemediği bu rakamların gizemli anlamını sordu. Bilge kişi gülümseyerek şu cevabı verdi. Bizler bebeklerimiz doğduğu zaman, bellerine ip bağlarız. Yaşamı boyunca her güldüğü an, o ipe bir düğüm atarız. Öldükten sonra bellerindeki düğümleri sayar, düğümün sayısını mezar taşına yazar ve böylece o kişinin gerçekten ne kadar yaşamış olduğunu anlarız dedi.”

YAŞAMA GÜLEN GÖZLERLE BAKABİLMEK
Yaşama gülen gözlerle bakabilmek insanın bitmez tükenmez bir enerji kaynağı olmakla birlikte maalesef en çok göz ardı edilen bir konudur. Diyebilirsiniz insanın dışının gülmesi için önce içinin gülmesi gerekir. Haklısınız, ancak bu bahsettiğimiz enerji kaynağı küllenen ateşin bile eski görkemli haline dönmesini, hastalıkların bile azalmasını sağladığını hatırlamamız gerekir. Bilim adamalarının yaptığı araştırma sonuçlarında ise gülmenin birçok faydası bulunmaktadır. Vücudun doğal mutluluk hapı olan endorfin hormonu salgılanmasını sağlayarak vücudu rahatlattığı, beyni sakinleştirip insanlara umut ve zevk verdiği, bağışıklık ve sindirim sistemini çalıştırarak sinirlerin ve organların egzersiz yapmasını sağladığı şeklinde yararları bulunmaktadır. Daha birçok madde sıralamak mümkün olmakla birlikte insanlara tebessüm eden simalara bakmak bile, karşı tarafın bir ayna olduğunu düşündüğünüz zaman tıpkı toprağın bir tohuma yedi başak verdiği gibi o tebessümün size gülümsemek olarak geri döndüğünü görebilirsiniz. Ayna demişken dünyada belki hiçbir varlıkta olmayan aynanın gözden kaçan çok önemli bir özelliğini var. Aynaya ne verirseniz onu alırsınız, oldukça açık ve şeffaftır. Sabah evinizden çıktınız okula, işyerine vb. yere giderken karşınızda asık suratlı bir kişi görmek istemiyorsanız, çevremizdekilerin birer ayna olduğunu unutmamamız gerekir. tebessüm etmemin düşük maliyetinden ve bunun karşılığında toprak ana gibi cömert yapısından yararlanarak çok daha fazla kazanç sağlamak için en güzel yatırım yaşama sevince inşa etmektir. Hayat akıp gidiyor, geriye ne para ne pul kalıyor. Kalıcı mutluluklar için her daim gülümseyen ve gülümseten gözlerle çevreye bakan, yaşama sevinci insanlara ulaştıran, yaşam pınarından akan bir kaynak olabilme ümidiyle…