Dünyada yaşanan ekonomik krizin devam ettiğini kaydeden İstanbul Aydın Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü öğretim Üyesi Prof. Dr. Güneri Akalın, üretim ve ihracatın krizi aşmada en önemli iki unsur olduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin 1980 yılından bu yana ihracat odaklı bir büyüme modeli izlediğini ifade  eden Prof. Dr. Akalın, “İhracat, Türk ekonomisini büyüme motorlarından biri. Dünyada yaşanan  global ekonomik kriz Türkiye’nin ihracat pazarlarının daralmasına neden oluyor. Dış faktörlerdeki  olumsuzluklar büyüme hızının düşmesini tetikliyor. Hükümet, kamu  yatırımlarına ağırlık vererek dünyada  yaşanan krizin Türkiye’de daha az hissedilmesini sağladı.
Türkiye’nin büyüme hızının diğer ülkelere oranla yüksek olmasının en önemli sebeplerinden biri budur”  diye konuştu. 2015 yılının ekonomik  ve siyasi gelişmeler açısından zor bir yıl olacağını vurgulayan Prof. Dr. Akalın,özellikle FED’in alacağı faiz kararı ile dolardaki değer artışının  Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri olumsuz etkileyebileceğine dikkat çekti. 
Reformalar ağırlık verilmeli 7 Haziran’da yapılacak genel seçimlere  kadar piyasalardaki dalgalanmaların devam edeceğini belirten Akalın, seçimlerden sonra  Türkiye’nin yeni bir döneme gireceğini belirterek şöyle dedi:
“Türkiye’de 2019 yılına kadar seçim olmayacak. Bu durum ekonomi  için bir avantaj oluşturabilir. Eğer tek başına güçlü bir hükümet iş başına gelirse, siyasi istikrarla birlikte  ekonomide de istikrar sağlanır. Özellikle yapısal reformlara ağırlık verilirse Türkiye 2023 hedeflerine çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilir.”  Dünya ekonomisindeki iyileşme ile birlikte Türkiye’nin rahatlıkla yüzde 7’lik büyüme hızını yakalayabileceğini söyleyen Prof. Dr. Akalın, “Dünyanın krizden çıkması Türkiye’nin hedeflerine ulaşmasını  sağlayacak. 2023 yılı için 1 trilyon dolarlık dış  ticaret hacmi ve 25 bin dolar kişi başı milli gelir hedeflendi. Bunların hepsi Türkiye’nin arzu ettiği ve gerçekleştirmeye çabaladığı  konular” dedi. 
Türkiye’nin Güney Kore ile birlikte 1960 yılından sonra kalkınmaya  başladığını hatırlatan Prof. Dr.Akalın, sözlerini şöyle tamamladı:  “Kore’nin kişi başı milli geliri bugün 30-35 bin dolar seviyelerinde. Biz ise birkaç yıldır 11 bin dolar seviyesindeyiz. Hükümet milli geliri artırmak için birtakım gayretler içerisinde. Birbirinden önemli projeler hayata geçirilmiş durumda. Büyük projelerin peşinden gitmeliyiz. Bilim teknolojilerine ağırlık vermeliyiz. Katma değer yaratan ürünlerin üretilmesi gerekiyor. Türkiye, ancak bu şekilde belirlediği büyük hedeflere ulaşır.