Türk devletleri birliği

Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasında acaba bir ekonomik ve siyasi pakt oluşturulabilir mi? Bu paktın adını; “Türk Devletleri Birliği” koyabilir miyiz? Şimdilik bir hayal, bir ütopya gibi görülebilir… Rahmetli Ecevit ile Mart 1992’de Ankara’da bir röportaj yapmıştım. Üzerine basa basa şunu söylemişti: “Türk Konseyi kurulmalı!..” Rahmetli Özal da 1990’ların başında Türk Cumhuriyetleri liderlerini İstanbul Çırağan Sarayı’nda bir araya getirmişti. Zirve “Türk Cumhuriyetleri Birliği’nin kurulması” amacını taşıyordu.

Azerbaycan’ın milli lideri rahmetli Haydar Aliyev’in, Türkiye ve Azerbaycan kardeşliği için; “Biz bir millet, iki devletiz” sözü ise tarihe mal olmuştur. Ecevit, Özal ve Haydar Aliyev, bugün üçü de hayatta değiller. Bu liderlerin büyük hayali gerçeğe dönüşseydi öncellikle Avrupa Birliği gibi ekonomik temeller üzerine oturtulmuş dev bir yapı ortaya çıkacak, sonra siyasi bir yapı gelişecekti. Haydar Aliyev’in “Biz bir millet, iki devletiz” diye işaret ettiği ve bugün zirveye çıkan Azerbaycan-Türkiye kardeşliği ile yetinmeyip; Türkmenistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve K.K.T.C kardeşliğini de Haydar Aliyev’in sözüne eklemeli ve demeliyiz ki; “Biz bir millet, 7 devletiz.” Hatta daha ileri giderek bu 7 bağımsız Türk devletini  “Türk Devletleri Birliği” çatısı altında birleştirmeliyiz, tıpkı Avrupa Birliği gibi. İşte o zaman Ecevit, Özal ve Haydar Aliyev’in hayalleri gerçeğe dönüşür… Tabi buna Rusya, ABD, Avrupa Birliği ve Çin gibi güçler göz yumarsa ve Türk Cumhuriyetleri’nin liderleri tarafından cesur adımlar atılabilirse!..

Bir düşünün!.. Türkiye ve diğer Türk Cumhuriyetleri’nin sahip olduğu toplam nüfus 500 milyonun üzerinde ve bunun içinde genç nüfus oranı da oldukça yüksek. Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’nin toplam milli geliri ise 1,5 trilyon dolar civarında. Gerçi bu çok büyük bir rakam değil ama, sahip olunan yer altı ve yer üstü kaynaklarının zenginliği göz önüne alındığında Türk Devletleri Birliği’nin sahip olduğu potansiyel güç önem kazanıyor. Bir tarafta genç ve dinamik bir nüfus yapısı, diğer tarafta yaşlanan bir Avrupa Birliği, ABD ve Rusya nüfusu… Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri’nin sadece nüfus yapısı dikkate alındığında hiç de küçümsenmeyecek bir güç potansiyeli ortaya çıkıyor. Bugün yeterli olmasa da gelecekte iyi yetişmiş, eğitimli, donanımlı insan gücü, üretim gücü, gıda, tarım, petrol, doğal gaz, su kaynakları zenginliği… Bor ve toryum gibi geleceğin dünyasında stratejik öneme sahip madenler… Geleceğin dünyası, Türk Devletleri’nin yer aldığı muazzam coğrafyada şekillenecek. Bu coğrafya Allah’ın bizlere bir lütfu…

ZİRVEDEKİ KARDEŞLİK

Azerbaycan’ın milli lideri rahmetli Haydar Aliyev’den sonra Cumhurbaşkanı seçilen oğlu İlham Aliyev, 2003 yılından bu yana Azerbaycan Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan genç ve başarılı lider İlham Aliyev döneminde Azerbaycan çağ atlayan, dünyada bir marka haline gelen ülke oldu. Ekonomi, kültür ve sanat, muazzam bir tarih ve medeniyet, çağdaş mimari ve modern şehircilik Azerbaycan’ın Hazar Denizi kıyısında yer alan başkent Bakü’yü “Kafkasların parlayan yıldızı” yaptı. Azerbaycan ve Türkiye arasındaki ilişkiler hayallerin ötesinde gelişme gösteriyor. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ekonomik ilişkilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev döneminde hızlı bir ivme kazandığını belirtmemiz gerekiyor. Erdoğan ve Aliyev’in eş başkanlıklarında 2010 yılında oluşturulan “Türkiye-Azerbaycan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi” ile birlikte iki ülke arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler hızla gelişti. Deyim yerindeyse iki ülke ilişkilerinde “Altın çağ dönemi” dönemi yaşanıyor. 

AZERBAYCAN PETROL DEVİ: SOCAR

Türkiye, Azerbaycan’da 11 milyar dolarlık müteahhitlik yatırımlarına imza atarken, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi olan SOCAR’ın ülkemizdeki yatırımlarının toplamı 15 milyar doları buluyor. Gelecek yıllarda SOCAR’ın, Türkiye’deki yatırım hacminin 20 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Ekovitrin Medya Gurubu Başkanı Kamuran Abacıoğlu, SOCAR Türkiye Dış İlişkiler Başkanı Murat LeCompte ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. LeCompte, SOCAR Türkiye’nin büyüklük açısından SOCAR Global içindeki payının yüzde 35 olduğunu ve SOCAR Global’in, yurtdışında en büyük yatırımını Türkiye’de yaptığını söylüyor. 2008 yılında Petkim’i özelleştirme yoluyla satın alan SOCAR, 6,3 milyar dolar yatırım yaparak İzmir Aliağa’da STAR Rafineri’yi kurdu. Türkiye ve Azerbaycan devlet projeleri olan TANAP da SOCAR’ın Türkiye’deki yatırımları arasında yer alıyor.    

45 MİLYAR DOLARLIK DEV PROJE

21. asrın projesi olan 45 milyar dolarlık Güney Gaz Koridoru projesi özellikle Azerbaycan ve Türkiye’nin çabaları ve mali kaynakları ile gerçekleştirilmeye başladı. Bu proje çerçevesinde Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı-(TANAP) ve Trans Adriyatik Boru Hattı (TAP) yer alıyor. İki ülkenin cumhurbaşkanları tarafından güçlü bir iradeyle başlatılan bu projeler, Türkiye ve Azerbaycan’ı bölgesinde daha da güçlendirecek. Türkiye, bu projelerin hayata geçmesiyle birlikte enerji kaynaklarının taşınmasında merkez ülke konumuna gelecek. Ayrıca, Türkiye ve Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattı projesi Marmaray’la beraber demir İpek Yolu’nu kesintisiz hale getirecek. Bu proje sadece Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yük taşıma potansiyelini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda ulaştırma bağının kurulmasını sağlayacak.

Önümüzdeki ay yeniden birlikte olmak dileğiyle. Türk Milleti’nin ve bütün İslam aleminin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu kutlu günlerin, tüm insanlığa barışı, mutluluğu ve huzuru getirmesini dilerim.