G20 Antalya Zirvesi’nde ekonomi çok az konuşuldu. Zirve’de konuşulan iki temel mesele mülteci krizi ve terördü. Terör nedeniyle büyük acılar yaşayan Türkiye, her zaman terörizme karşı olmuştur. Şu anda Ortadoğu’da ciddi bir bilek güreşi var.

Türkiye, G20 Zirvesi’ne ev sahipliği hazırlıkları yaparken, hiç beklenmedik bir olay oldu ve G20 Zirvesi’nin gündemi aniden değişti. Fransa’nın 11 Eylülü olarak kabul edilecek olan terör olayı tüm dünyayı sarstı.
Gece saatlerinde Paris’te 7 ayrı yerde yapılan terör saldırısı, sadece Fransa’da değil, tüm AB ülkelerinde ve dünyada büyük infial yarattı. Fransa ve Avrupa Birliği ve hatta dünya şoka girdi. Hal böyle olunca da doğal olarak, G20 Zirvesi’nin hemen öncesinde böylesine organize bir terör saldırısı, G20’de dengeleri ve hatta tüm Zirve içeriğini değiştirdi. 
G20 esasen dünyanın en büyük 20 ekonomisinin oluşturduğu bir topluluktur ve çekirdeğini G7 ülkeleri meydana getirir. G7 başlangıçta ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Japonya ve Kanada tarafından 1975 yılında oluşturulmuştur. 1994’de ise Rusya’nın katılımı ile G8 olmuştur. Ancak daha sonraki yıllarda başta Çin olmak üzere Türkiye, Hindistan, Güney Kore gibi ülkelerin de küresel oyuncu olmaya başlamasıyla G8, G20 olarak genişletilmiştir. Bu şekli ile G20 dünya ekonomisinin %85’ini, dünya ticaretinin de % 80’nini yapmaktadır. 
İnsanlık ailesinin en büyük belası olan; terör ve terörizm, Türkiye’den hemen sonra Fransa’yı da vurdu. Terör eylemlerini IŞİD/DAEŞ üstlendi. Son olaylarının ardından uluslararası terör öylesine ciddi boyutlara ulaştı ki “savaş” olarak anılmaya başladı. Hatta Fransa Cumhurbaşkanı Hollande; yaptığı açıklama da “savaştayız ve teröre karşı acımasız olacağız” dedi. Tepkiler son derece haklı ve terör her zaman lanetlenmesi gereken bir insanlık suçudur.
Bugün maalesef Ortadoğu terör bataklığıdır. Ancak bu bataklık bizzat Batı’nın eseridir ve ilk kıvılcım Soğuk Savaş sonrası yanmış, 1990’da Birinci Körfez Krizi’nde alevlenmeye başlamıştır. Ardından Irak’ın işgali ve bölünmesi, ardından Arap Baharı ve Suriye Krizi terör yangınına zemin hazırlamıştır.
Fransa’daki terör olayı bize göstermiştir ki terörün dini, dili, ırkı yoktur, terör her yerde aynıdır. Türkiye’de halen devam eden PKK ve diğer terör olayları, Türkiye’nin bu konudaki haklılığını net şekilde ortaya koyuyor.

Ekonomi arka planda kaldı
G20 Antalya Zirvesi’nde ekonomi çok az konuşuldu. G20’nin alt bileşenleri olan, B20 (İş/Business), C20 (Sivil Toplum/Civil Society), L20 (Emek/Labor), T20 (Düşünce/Think tanks) ve Y20 (Gençlik/Young People)’de pek çok konu konuşuldu ancak yine de Ana Zirve’de konuşulan iki temel mesele mülteci krizi ve terördü.
Terör bu noktalara gelmişken ve dünyanın başına büyük belalar açacakken; Batı’nın bundan sonra terörü ve terör örgütlerini ayırmaması ve bir bütün olarak görmesi gerekir. Avrupa’da meydana gelen bir terör olayı ile başka bir ülkede yaşanan terör olayı aynıdır. Bütün ülke liderlerinin terör karşısında göstereceği tavır ve tutum; gerçekçi, kararlı ve net olmalıdır. Aksi durum terörü daha da tetikleyecektir. Ancak bu noktada Batı’nın, terörü İslam Dini ile bağdaştırmaması gerekir. Hiçbir terör eylemi semavi dinlerle ilişkilendirilemez.
Özellikle mülteci krizi sürecinde Avrupa ülkelerinin sınır kapılarını tümüyle kapatmaları büyük yanılgı olacaktır. Terör ve mülteci krizi ayrı konulardır ve mülteci krizinin ortak bir eylem planı dâhilinde çözüme kavuşturulması zorunludur. Aksi takdirde mülteci durumundaki insanlar terörün maşası olacaktır.
Terör nedeniyle büyük acılar yaşayan Türkiye, her zaman terörizme karşı olmuştur. Şu anda Ortadoğu’da ciddi bir bilek güreşi var. Globalizm içinde yeni bir soğuk savaş yaşanıyor ve Rusya ile ABD/Avrupa Birliği arasında Suriye merkezli gizli bir savaş sürüyor. Terörizm bunun neresindedir bilmiyoruz ancak terör her zaman masumları hedef alıyor, acı, kan ve gözyaşı bir arada yaşanıyor.”

Dünya beşten küçük mü?
Bugün Birleşmiş Milletler etkisiz eleman konumundadır. G20 ise biraz daha gerçekçi ve çok seslidir. Tam da bu noktada G20 ekonomik bir yapı olmaktan çıkmış ve siyasi kararların alındığı ve dünya meselelerinin kökünden konuşulduğu bir platforma dönüşmüştür. Bunu değerlendirmek gerekir. Dünya beşten küçük müdür? Bilinmez ama G20’nin beşten büyük olması için yeni bir fırsattır vardır.