- Türkiye dijital dönüşüm gerçeği ile karşı karşıya. Gerçek şu ki dijitalleşme ile yeni bir çağ açılıyor. İnsanlar sanallaşıyor, aile kavramı başta olmak üzere sosyal hayat zayıflıyor. Bu konuyu önemle ele alıp, Devlet Politikası haline dönüştürmeliyiz.

- 59. Hükümet Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un, iş dünyası ve siyasetteki deneyimlerini anlattığı ‘Bir Ömür Böyle Geçti’ adlı yeni kitabı okurlarıyla buluştu.

“Yerli ve milli sanayiyi hedef alırken piyasada güveni sağlayıp, rekabetçi ve yüksek katma değer içeren sanayiyi teşvik etmeliyiz.”

Türk ekonomisi yanlış siyasi tercihler, kaynak yetersizliği ve yönetimdeki aksaklıklar sebebiyle zaman zaman zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Ülkemizin özel sektör önderliğinde yatırım-üretim-ihracat seferberliğinden vazgeçmemesi gerekiyor. Bağımsızlığımız küresel rekabet gücü yüksek ülke olmamıza bağlı. Bunun için de yerli ve milli teknoloji öncülüğünde yeni sanayi politikalarına ihtiyaç var. 

Sanayileşmemizin çileli yıllarında mücadele dolu günler yaşadık. Adeta bir gizli el Türkiye’nin sanayileşmesini yıllarca engelledi. Bir taraftan fabrikalar kurup mücadele verirken diğer taraftan gece işletme ekonomisi ihtisasımı tamamladım.

1950’li ve 1960’lı yıllarda ithalatı ikame öncelikli başlayan sanayimiz sonraki yıllarda ihracat öncelikli büyüme hedefini seçmiştir. Günümüzde ise teknoloji Ar-Ge öncelikli sanayileşme önem kazanıyor, artık bilişim çağını yaşıyor ve 4.0 ve 5.0’ın neresindeyiz? İyi tahlil edip teşvikleri ona göre planlamalıyız.

Siyaseti uzun soluklu sonuç alma sanatı olarak tanıdım. Ne yazık ki ülkemizde yıllardır siyaset çatışmacı bir ortamda yürütülüyor.

Gençlere özel tavsiyem: Hak etmedikleri makam ve gelire talip olmayınız! Zira makam ve paranın esiri olursunuz. Hayata küsmeyip, tebessüm edin. Mücadeleyi elden bırakmayın.

Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanayi ve ticaret rakamları gelecek için umut veriyor mu?

Türk ekonomisi yanlış siyasi tercihler, kaynak yetersizliği ve yönetimdeki aksaklıklar sebebiyle zaman zaman zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Geriye dönüp baktığımızda bunun öncelikle siyasi istikrarın sağlanmadığı dönemlerde kesimler arası sosyal barışın da zedelendiğini ve böyle bir ortamda sürdürülebilir ekonomik istikrarın sağlanamadığını görürüz. Ülkemizin özel sektör önderliğinde yatırım-üretim-ihracat seferberliğinden vazgeçmemesi gerekiyor. Bağımsızlığımız küresel rekabet gücü yüksek ülke olmamıza bağlı. Bunun için de yerli ve milli teknoloji öncülüğünde yeni sanayi politikalarına ihtiyaç var. 

Söyleşinin devamı için tıklayınız.