Tarım ülkemizin vazgeçilmezi...

Tarım olmazsa hayat zor. Dünyanın bütün ülkeleri tarımdan elde edilen ürünlerin teşviki için çabalıyor. Üreticileri, çiftçileri ek desteklerle koruyor. Türkiye’de bütün iktidarlar dünden bugüne tarımın desteklenmesi için destekler veriyor. Her ürün az çok destekleniyor. Çiftçiye az çok gübre, mazot desteği ödeniyor. Tarıma verilen destekler bütün iyi niyetlere devletin hassasiyetine rağmen ülkemizde maalesef direkt üreticilerden ziyade tüccar ve aracıların işine yarıyor. Gecen yıl Karadeniz Bölgesi’nde taban fiyatı belli olmayan fındık için aracılar 8 TL’den pazara giriş yaptı. Giderek yükseldi. 12-13 TL bazında uzun bir süre direndiler. İhtiyacı olan fındığını sattı. Olmayan küçük bir azınlık ise bekledi, yılbaşından sonra tüccara fındığı 16 TL den verdi.

Tüm tarımsal ürünlerde zamanında belirlenemeyen ve geç açıklanan taban fiyat maalesef üreticiyi mağdur ederken tüccar ve aracıların daha çok kazanmasına yol açıyordu.

Arpa, buğdaydan başlayarak; fındık, pamuk,  ayçiçeği, şeker pancarı, incir, üzüm, çay, kayısı, fıstık ve bakliyat ürünlerinin yanı sıra narenciye ürünleri ile diğer tarımsal ürünlerini üreten, çile çeken üreticiler, erken açıklanmayan taban fiyatları yüzünden topraktan soğuyor. Köyler boşalıyor. Topraklar ekilip biçilmeyince kurak verimsiz arazilere dönüşüyor. Fındık bahçeleri giderek içine girilemez, dikenlik makilik orman arazilerine dönüşüyor. Meyve ağaçları bakımsızlıktan verimden düşüyor ya da kuruyor.

Tüccar ve aracılar, genelde hasat mevsimi öncesi fiyatları bilinçli bir şekilde en büyük tekel firmanın pozisyonuna göre aşağı çekiyor. Bu başlayınca üretici devletten taban fiyat açıklaması bekliyor. Gecikince üretici tekel firmanın esiri oluyor. Nitekim fındık toplama mevsimi öncesi bu uzun yıllar bu yaşanıyordu. Bu yıl bu saadet zinciri halkasını Sayın Cumhurbaşkanımız taban fiyat açıklamasıyla kırdı.

Maalesef ülkemizde lokomotif tarım ürünlerinin taban fiyatları uzunca bir dönemdir tekel olan   yerli-yabancı ortaklığı firmalarla ithalatçı firmalarının inisiyatifine bırakılmış gibi görünüyordu. Üreticinin de tüketicinin de tüccarın da gözü devletin açıklayacağı taban fiyatlarında… Desteklenmesi gereken tarımsal ürünlerde taban fiyatların hasat mevsimi öncesi açıklanmaması sadece aracı-tüccar ve tefecilerin işine yarıyordu. Uzun yıllar sonra ilk defa bu yıl fındık taban fiyatı üreticiler fındık toplamak için bahçelere gitmeden önce Sayın Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2 hafta erken açıklandı. Bu da fındık fiyatlarında borsa oyunu yapan tefecilerin oyununu bozdu. Bütün Karadenizliler Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a müteşekkir. Eğer fiyat açıklanmamış olsaydı ne olurdu?

Fındık fiyatlarını belirleyen bir tekelci firma ile ona zemin hazırlayan tefeci tüccarlar Temmuz başında 18 TL olan fındık fiyatını 15 Temmuz’dan sonra 12 TL’ye düşürmüştü. Bu çok ciddi bir piyasa oyunuydu. Uzun yıllar olduğu gibi millet taban fiyatı açıklanmamış fındığını toplayacak, ihtiyaçları ve çocuklarının okul masrafları için erkenden pazara götürecek ve aracı, tefecilerde fındığı yok pahasına alacaktı. Belki de 13 TL’den fiyat açıklayarak devletin taban fiyat açıklayacağı zamana kadar mevcut pazardaki fındığını en az yarıdan fazlası satın alınmış olacaklardı. Bu sene bu oyunu Cumhurbaşkanımız bozdu. Hasat öncesi fındık fiyatlarını açıklayarak devletin piyasada oyun kurucu olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanımız Giresun kabuklu fındık 17.00 TL Levant fındığında 16.50 TL olarak TMO tarafından taban fiyat olarak satın alınacağını açıkladı. Cumhurbaşkanımız mazot ve alan desteklerle fındığın fiyatının 19.00 TL-18.50 TL’ye geldiğini belirtti. Bu fiyat yeterli mi? Belki değil, ama en azından bir taban fiyat belli. Bu da tüccarın bu taban fiyat üzerinden pazara gireceği sinyalini veriyor. Oradan alınan sinyale göre üreticinin emeği başkaları tarafından istismar edilmeyecek. Aynı zamanda bir fındık üreticisi olarak Sayın Cumhurbaşkanımıza erken fiyat açıklamasıyla gösterdiği hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum.

Türkiye 1980’den sonra dışa açılma politikalarıyla ihracat ürünlerinde farklılaşma ortaya koyuyor. İhracat kilogram fiyatı gelişmiş ülkelerde 4.5-6 dolar bazında seyrederken maalesef ülkemizde hala bu fiyat aralığı 1.5 dolar bazında. Tarımsal ürünler içinde yine ülkemize en fazla döviz kazandıran ürün fındık. Türkiye fındığı işleyerek katma değer oluşturmaya başlayalı kavrulmuş fındık ihracatımızda büyük artışlar gerçekleşti. Ancak bunun diğer tarım ürünlerine yansıması gerekiyor. Anadolu’nun birçok ilinden seçilen milletvekilleri üreticilerle maalesef seçim dönemlerinde bir araya geliyor. Seçimlerden sonra pek fazla üretici sorunlarıyla ilgilenilmiyor. Oysa bölge milletvekilleri her şeyden önce bölge sorunlarıyla ilgilenmeli. Bölgelere yapılacak inşaat, turizm veya diğer yatırımlar yerine üreticilerin sorunlarına bir mesai harcanmış olsa emin olun Türkiye de şehirden köye göç tersine döner. İstanbul, Ankara, İzmir Bursa, Kocaeli gibi şehirlerde 2-3 bin bazında aylık ücrete mahkûm olan binlerce insan köylere geri döner ve tarımsal üretimin şaha kalkmasına destek olur. Şehirlerin sorunları rahatlar. Köyler canlanır. Ancak bunun yapılabilmesi için yapılan üretimin karşılığını hakkıyla alması gerekir. Ancak bu duruma maalesef bölge milletvekilleri duyarsız. Bu hususta milletvekilleri görevlerini tam olarak yerine getirmeli. Komisyonlarda hazırladıkları raporlarla iktidar partisinin işini kolaylaştırmalı.

Şimdi bölge vekillerini sorsak, üreticilerin sorunlarına ne kadar süre zaman harcıyorsunuz diye, alacağımız cevap “Benim önceliğim ülke sorunları” diyecek. TBMM de ülke sorunlarını dile getiren 600 milletvekili içinde kaç vekilimiz çiftçilerin sorunlarını dile getiriyor, çözüm önerileri sunuyor? TBMM de gündem dışı olsa bile söz isteyip fikir beyan edenlerin tüm konuşmaları tutuluyor. İstatistiğe vursak yüzde 5’i bulmaz. Kendi yöresine faydası olmayan vekilin ülkeye ne faydası olur ki?

Olsa olsa Türkiye Millet Meclisi’nde bir koltuk işgal etmiş olurlar. Oysa o koltuğu hak edecek o kadar değerli insan var ki? Partilere çöreklenmiş bir sürü lüzumsuzların yerine partiler daha seçici davranmalı değil mi?

Bu yıl hasat mevsimi öncesi fındık taban fiyatı açıklandı ve üretici ne yapacağını, işçi fiyatları ve diğer maliyet hesaplamalarını yaparak bahçeye gidecek? Sonu belli olmayan bir fiyat için neyse ki çaba gösterme dönemi bu yıl için bitti.

Umarım fındık gibi, diğer lokomotif tarım ürünlerinin de tekel firmalarının inisiyatifine bırakılmaması için erkenden taban fiyat açıklamaları zamanında yapılmış olur. Çünkü üreticilerin, tüketicilerin ve tüccarlarında gözü orada. Oradan alınan sinyale göre hareket ediliyor.  Önümüzdeki yıllarda Tarımsal kooperatifçilik özendirilirse, ürünlerde lisanslı depoculuk teşvik edilirse, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar devletin yanlarında olduğunu görürse daha çok üretim için çaba gösterir. Avrupa da bir tarım ülkesi olan Hollanda toprak büyüklüğü bakımından Konya’dan küçük. Ancak tarımsal üretimi ve ihracatı Türkiye’nin ihracatının çok çok üstünde.

Bu yıl, Ağustos başında fındık toplama mevsimi başlayacak. Tüm fındık üreticilerine ve hasat mevsimine başlayacak diğer tarımsal üretim yapan çiftçilere Allah kolaylık versin. Ürünleri de kazançları da bol olsun.

Kurban Bayramı’nızı kutluyor, sağlıklı, huzurlu yıllar diliyorum.