Değerli Dostlar, 
Siyasete kalite geliyor.
Yaklaşık 120 gün kıran kırana bir seçim yarışı oldu.
İster AK Partili, ister CHP, ister MHP, BDP ve diğer partilerin başkan adaylarından seçimi kazananlara başarılar diliyorum.
Seçimi kaybedenlere ise "Bu işte bir hayır vardır" diyerek her şeyin iyi tarafını görmelerini tavsiye ederim.
Kazananlar sakın sevinip kibirli davranmasın. 
Gururlanmasın.
Çünkü Allah kibirlenenleri sevmez. 
Mütevazi davranmalarını tavsiye ederim.
Halk onlardan güzel ve adil hizmet istiyor.
Çalmadan çırpmadan, yolsuzluk hırsızlık yapmadan hizmet bekliyor.
Kazananlar kadar kaybedenlerde şimdi kendilerine destek olanlara seçim sürecinde olduğu gibi destekleri için tüm seçmenlerine, tanıdıklarına teşekkür SMS'leri geçiyor.
Ne güzel… 
Ordu’da seçimini kaybetmesine rağmen, CHP Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Seyit Torun’un geçtiği teşekkür mesajının aynısı Antalya’da kaybeden Mustafa Ayaydın’dan da beklerdim. Kaybeden tüm AK Partili, CHP’li, MHP’li, BDP’li ve diğer partilerin başbakan adaylarından da bekledim.
Adam gibi adamlar, kazansalar da kaybetseler de adamlıklarını muhafaza ediyor.
Adam gibi adam olmayanlar ise çirkinliklerini her ortamda gösteriyor.
Ama görünen odur ki, 30 Mart sonrası kazanan da kaybeden de kendileri için çabalayanları unutmayarak adam olduklarını gösteriyor.
Demek ki siyasete artık iyilik,  hizmet yarışına kalite geliyor.
Çok sevindirici.
Tüm kazanan başkanları kutluyorum.
Kaybedenler ise üzülmesin.
Bu tavır ve davranışları sürdürdükleri müddetçe mutlaka onlarda sırası geldiğinde arzularına ulaşacaklarına eminim. 
Siyaset uzun soluklu bir iş.
Unutmamak gerekir.
Azim, düzenli çalışma, araştırma ve öğrenme insan ölene kadar süren bir eylem.
Kendini her olumsuz ortam da bile yeniden planlayanlar için kaybetmek yok. 
Sonu daima zaferle sonuçlanan bir mutlu son…
Bugün halktan 8. defa güven oy alan ve yerel seçimlerde yüzde 46 oya ulaşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için "Muhtar bile olamaz "demişlerdi.
Tayyip Erdoğan ilk olarak 1986’da ara seçimde milletvekili adayı oldu. Kazanamadı.
Sonra, 1989 yılında Refah Partisi Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçimine girdi.
Refah Partisi’nin kazandığı Beyoğlu seçimleri alavere dalavere oyların yakılması ile kaybetti…
Siyasette mücadelesini sürdürürken kaybedişler peş peşe geldi. 
20 Ekim 1991 yılında Refah Partisi'nin İstanbul Milletvekili Adayı oldu. 
Mazbatasını aldıktan sonra yine Refah Partisi Milletvekili Adayı Mustafa Baş’ın YSK’ya itirazı sonuncu tercihli oylar sayıldı.
Tercihli oylar çok olan Mustafa Baş milletvekili oldu. Erdoğan kaybetti. Ta ki 27 Mart 1994 tarihine kadar…
Erbakan 1994’te Ali Coşkun’u İstanbul Belediye Başkanlığı için aday gösterecekti. 
O tarihte Refah Partisi İstanbul İl Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Köln Belediyesi’ne staj için gönderilmek istenmiş ve bu sürece müdahil olmaması için Türkiye’den uzaklaştırması istenmişti.
Bunu öğrenip Tayyip Bey'e Tahsin Gökmen aracılığı ile duyurmamın ardından Almanya programını iptal ederek, İstanbul il teşkilatını Ankara'ya yığarak ilk defa Erbakan'a karşı mücadele verdi.
Refah Partisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı oldu. Tanıtım için,  siyah bıyıklı bir fotoğrafıyla ”İstanbul Emin Ellere” diye yazarak on binlerce kartvizit dağıttı.





Çok uğraştı.
4 güçlü rakibi vardı.
ANAP’ın adayı İlhan Kesici,
DYP’nin adayı Bedrettin Dalan,
SHP’nin adayı Zülfü Livaneli,
Refah Partisi’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan.
1994 yılında yapılan yerel seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde oylar neredeyse birbiriyle eşit gibiydi.
Mücadele’nin sonunda Recep Tayyip Erdoğan çok az farkla yüzde 24,5 ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. İkinci olan İlhan Kesici’nin oyları yüzde 24 diğer adaylarında oyları 22, 23 gibiydi.
Recep Tayyip Erdoğan siyasette bütün basamakları tırnaklarıyla kazıyarak geldi.
O halkına güvendi. 
Halka hizmet etti. 
Halk da onu tam 8. defa seçimlerden birinci parti olarak çıkardı.
Demem o ki siyaset çok zor, her basamakta bin bir çile var.
Dayananlar ve sabırlı olanlar zafere ulaşıyor.
Türkiye’nin Batı demokrasilerinde olduğu gibi bir sisteme ulaşması hepimizin isteği.
30 Mart’ta Türkiye’nin yanı sıra Fransa’da da yerel seçimler yapıldı.
Bu yenilginin üzerine Sosyalist Parti'ye mensup Başbakan Jean-Marc  Ayrault  ve kabinesi  yenilginin ardından  hemen istifa etti.
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, partisinin aldığı seçim yenilgisinin ardından İçişleri Bakanı Manuel Valls'i başbakanlığa atadı. Bizde de yeniliğe açık olmak gerekiyor.
Siyasette lider koltuğunda oturanlar eğer başarılı olmamışsa kendi isteği ile ‘kaset, şantaj vs. ile değil’ yerine daha iyi yapabilecek enerjik insanlara bırakmalı.
Bu bizde de böyle bir kültür olmalı…
Seçimlerde ister iktidar, ister muhalefet parti liderleri başarılı olamıyorsa, koltuğu bırakmalı. 
İstifa etmeli. Yeniden başkan olmak istiyorsa genel kurulda diğer adaylarla tekrar yarışa girmeli.
Kemal Kılıçdaroğlu’na da Devlet Bahçeli’ye de yakışan bu olmalı…
Siyasete kalite gelmeli.
Siyaset yapan liderler makama, saygılı olmalı.
Makamı küçültücü hareketlerde bulunmamalı.
Çünkü yarın o koltuğa kendisi de oturacağına inanarak,  kendisine yapılmasını istemediği çirkin davranışları rakibine de yapmamalı…
Türkiye Cumhuriyeti başbakanlık koltuğuna oturan kişi kim olursa olsun o makamda 76 milyonu temsil ediyor.
Oraya seçimle geldiğine göre, yine seçimle gitmeli…
Önümüzde 2015 Genel Seçimleri var. 
Umudum, çirkin siyasetin, çirkin iftiraların, komploların sona ermesi, dürüst ve Türkiye’yi ileriye götürecek fikirlerin, projelerin yarıştığı bir seçim atmosferi olmalı. 
Bu duygularla, 30 Mart Yerel Seçimleri’nde kazanan ya da kaybeden tüm tanıdığım-tanımadığım belediye başkan adaylarına hayatlarının geri kalan döneminde siyasette dürüst olmalarını, halka davranmalarını tavsiye ediyorum.