Çağımızın paradoksu olsa  gerek; iletişim çağındayız ama en büyük sorunumuz iletişim… Küreselleşme tüketim çılgınlığını  örüklerken, ulaşımdan iletişime hızlanan yaşam, bireyi  nesneleştiriyor. Egomuz şişerkenduygularımız köreliyor. Artık herkesdaha fazla kendine odaklı, herkes  daha çok kendine aşık… Ve hayatdaha çok karışık. Alternatifler bol ve her şeyden o kadar çok var ki, insan bu karmaşayı yönetmekte zorlanıyor. Buna; televizyondanradyoya, gazetelerden, dergilere, internetten  sosyal medyaya insana yönelik bilgi bombardımanı ve bilgi kirliliği eklenince, tüketicinin kafası daha da karışıyor. Hayat tam bir karmaşaya dönerken; firmalar, markalar da bu  karmaşayı yönetmekte bocalıyor.İnsanın markalaştığı bu süreçte, markalar ne kadar insanlaşabiliyor?

Devamı için tıklayınız...