2015… Türkiye’nin ve dünyanın gündemini meşgul eden birçok olaya çözüm aranan bir yıl..
Dünyanın gündeminde, kuraklık, doğal felaketler, savaş, ve açlık var… Dünyanın siyasi gündeminde ise maalesef Ermeni lobisinin 100 yıldır sürdürdüğü bir yalan hikayenin 100. yıl etkinlikleri...
24 Nisan’dan sonra Türkiye’nin başını ağrıtacak çok önemli bir olay...
Türkiye’nin gündeminde ise 7 Haziran genel seçimleri… Genel seçim öncesi hem AK Parti’nin hem de muhalefet partilerinin büyük hesaplaşması… Önümüzde 3 ay var. Siyasetteki mücadele ve kazanma hırsı her şeyin önünde gidecek gibi görünüyor. Kirli bir siyasi mücadele ülkeyi germekten öteye götürmeyecek.
Neden derseniz, Türkiye’de daralan iş alanları insanları kurtuluş yeri olarak siyasete yönlendiriyor.
Herkes Meclis’e girince, dokunulmazlık zırhına bürününce kendini kurtardığını, ülkenin sorunlardan kurtulacağını, gemisini yüzdüren kaptan olacağını hayal ediyor. Tüm partilere aday adayı olarak müracaat edeceklerin 25 bin kişiyi bulacağı tahmin ediliyor.
Aday adaylık sürece tamamlanan AK Parti’ye toplam 6 bin 224 kişi müracaat etmiş. Bunların 4 bin 655’i erkek, 984’ü kadın. 584’ünü ise engelli vatandaşların adaylıkları oluşturuyor.
CHP’ye kesinleşmemekle birlikte şu ana kadar müracaat eden aday adaylarının sayısı bin 350 kişi.. Seçime girecek MHP, DTP ve diğer partilerin aday adaylarının sayısı ise henüz açıklanmadı. YSK’nın açıkladığı karara göre seçime toplam 31 siyasi parti katılacak. Bu duruma göre, 7 Haziran’da tüm partilerden seçime 17 bin adayın katılması söz konusu…
Ancak bazı partilerin durumları daha netlik kazanmış değil. Siyasetin gündemi böyle…
Peki ya halkın gündemi…? Öncelikle halkın gündeminde pahalılık var...
Çarşı pazarda fiyatlar el yakıyor. Halkın ikinci gündemi ise toplumda giderek artan psikolojik travma , kadın cinayetleri, hırsızlık ve gasp… Sanayicinin gündeminde , ise para piyasalarındaki belirsizlik.. Doların bir anda 2.45’in üzerine çıkması, ihracatçıları fena halde etkiledi. Hesaplar şaştı…
İşçilerin gündeminde ise asgari ücretin yetersizliği. Peki ya emeklilerin..! 
Emeklilerin gündeminde ise kırpılarak kuşa çevrilen emekli maaşları...
Türkiye’de 600 bin emekliyi ilgilendiren, iş kuran ya da bir şirkete ortak olanlar ile emekli olup çalışanlardan kesilen yüzde 15’lik pirimin yanı sıra geçmişe dönük 2004 yılından bu yana uygulanan ceza.. Bu ay binlerce emekli işveren ya da şirket ortağı ortalama bin 400- bin 500 liralık emekli aylığını almayı hayal ederken kesilen cezalar yüzünden 96 lira ile 600 TL arasında maaş alınca şaşkına döndü. On binlerce emekli, “İş yeri açtık. Geçimimizi sağlamak için, devlete yük olmamak için. Yanımızda insan çalıştırıyoruz. SSK primlerini ve maaşlarını ödüyor, devlete vergilerimizi veriyoruz. Belediyelere, İTO, İSO gibi kurumlara ve sektör derneklerine mecburi üyelik aidatları altında ödemeler yapıyoruz. Türkiye’de işsizliğin azalmasına katkı sağlıyoruz. İşçi çalıştırıyoruz. Devlet geçmiş döneme ait çıkarttığı kararla bizi borçlu çıkartı” şeklinde sitem ediyor….

MADALYA BEKLERKEN BU CEZA NİYE?
Emekli olduğu halde, çalışan, üretime katkı sağlayan, Türkiye’nin işsizlik problemine çözümde destek olan, hizmet sektöründe, sanayide, pazarlamada, ihracata katkı sağlayan, çalışan emekliler, “Biz, dünya krizle boğuşurken ülkemizde ekonomiye can veren insanlar olarak madalya beklerken bu kesilen cezaları anlayamadık” diyorlar...
Haziran öncesi emekli işveren ve şirket ortakları bu uygulamanın ve mağduriyetlerinin giderilmesini bekliyor.
Gözler Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in üzerinde. Mart ayı başında, seçime 3 ay kala durum bu.. Halkın gündemde seçim ve geçim var.