Türkiye olarak, küresel oyuncu olmamızın yolu güçlü ekonomiden ve güçlü marka yaratmaktan geçmektedir. Ülkemizin marka değerini artırmak önceliğimiz olmalıdır. Ülkemizin küresel anlamda değeri artıkça, kurumsal markalarımız da kıymet kazanacaktır.

Marka dediğimiz şey; renk, desen, rakam ve dizayndan oluşan bir kombinasyon veya şekil bütünüdür. Marka şeklinin tanımı ise bu kadar basit değildir. Her marka, zaman içinde gelişerek kendi değerini oluşturur.

Klasik ekonomide markalar yıllar içinde biriken kurum kültürü, kalite ve rekabete gücüyle oluşurken, günümüz dünyasında, markalaşma çok daha hızlı seyir izler. Bu internet ve teknoloji çağının markaya olan yansımasıdır.

Marka şirketlerin ve hatta kişilerin ayırt edici özelliklerini ortaya koyan işarettir. Marka bir işaret kavramını tanımlarken, ölçülebilir değeri ise piyasadaki “fiyat” ederidir.

Dünyada milyonlarca şirket veya bu şirketlerin oluşturduğu holdingler vardır. Her birinin logo dediğimiz markaları vardır. Bu logolar, ticari başarı, kurum kültürü, verdiği güven duygusu, kalite ve rekabet ile vücut bulur.

Her logo marka adı olmakla birlikte, logonun marka değeri çok farklıdır. Bazı markalar değer ihtiva etmezken, bazı markalar vardır ki piyasa değeri yüz milyarlarca dolarla ifade edilir. Bu markalar, dünyada pek çok ülkenin de gayrisafi milli hasılasından çok daha büyüktür.

Uluslararası marka değerlendirme kuruluşu Brand Finance tarafından hazırlanan “Dünyanın En Değerli 500 Markası” araştırmasına göre; Amazon 188 milyar dolarla birinci sırada. Apple 154 milyar dolarla ikinci, Google 143 milyar dolarla üçüncü, Microsoft da 120 milyar dolarla 4’üncü sırada yer aldı. İlk 4 sıralamasında ABD’li şirketler var.

İlk 20 sıralamada ABD’li 8 şirket varken, Çin’den de 8 şirket sıralamaya girmeyi başardı. Bu başarı elbette Çin’in küresel ekonomide güçlü bir oyuncu olmak için verdiği çabanın bir ürünüdür.

Brand Finance’nin Türkiye’nin en değerli markaları araştırmasına baktığımızda ise; THY 2 milyar doları aşan rakamla birinci olmuş. Türk Telekom 1,9 milyar dolarla ikinci. 1,8 milyar dolarla da Turkcell üçüncü sırada. Aynı araştırmada Türkiye’nin ilk 100 markasının toplam değeri yaklaşık, 27,5 milyar dolar.

Brand Finance’in Marka Değerleme Raporu’nda ilk 500 arasında Türkiye’den hiçbir markanın yer almadığı görülmektedir. Bu oldukça düşündürücüdür. Türkiye olarak, küresel oyuncu olmamızın yolu güçlü ekonomiden ve güçlü marka yaratmaktan geçmektedir. Ülkemizin marka değerini artırmak önceliğimiz olmalıdır. Ülkemizin küresel anlamda değeri artıkça, kurumsal markalarımız da kıymet kazanacaktır.

Son cümleyi, Brand Finance CEO’su David Haigh bir sözü ile bitireyim: “Markanın eriştiği finansal değeri bilmeden, pazarlama stratejilerinin işe yarayıp-yaramadığını ve beklenen geri dönüşün sağlanıp sağlanamadığını bilmek güçtür.”